Social Network + Entourage = Silicon Valley
Formül oldukça basit. David Fincher’ın The Social Network’deki karakterleri alıp Entourage’ın beyleriyle buluşturuyorsunuz. Zuckerberg ile Ari Gold’un karışımından “Küçük dağları ben yarattım.” sloganını çalınca zaten elinizde HBO’nun yeni harikası Silicon Valley kalıyor. Tanıdık ama daha komik, absürd ama daha istikrarlı. Buyursunlar…
Öncelikle 1-2 dakikanızı alıp HBO’nun bugüne kadar televizyon dünyasına hediye ettiği efsane dizilerin isimlerini paylaşmak istiyorum. Oz, Sex and the City, The Sopranos, Six Feet Under, The Wire, Deadwood, Entourage, Extras, In Treatment, Enlightened… Bunlar vadesini tamamlamış, ekrana veda etmiş olanlar. Bir de devam eden HBO dizilerini hatırlayalım: Curb Your Enthusiasm, True Blood, Boardwalk Empire, Game of Thrones, Girls, Veep, The Newsroom, True Detective ve daha nicesi. Şimdi söyleyin bana, HBO’nun rakibi olmayı hak eden tek bir Amerikan kanalı mevcut mu? Kablolu televizyonu burnu büyük ATAS’a (Emmy Ödülleri’ni dağıtan Akademi) bile satmayı başaran bu koca kanal, zorlama komedilerle dolu bir networkün ya da henüz masasında sadece 2-3 iyi dizi bulunduran Netflix tarafından kenara atılabilir mi? Pek sanmıyorum. Dolayısıyla hala kalitesinden ödün vermediği için yıllardır seyircinin bir numaralı tercihi olan HBO’da yayınlanacak diziler ayrı bir heyecan yaratıyor. Bu yıl True Detective ile beraber Getting On ve Looking’i huzurlarımıza sunan HBO’nun son numarası Silicon Valley.
Adından da anlaşılacağı üzere Silikon Vadisi’nde, yani San Francisco’daki yüksek teknoloji sektörünün beşiğinde geçiyor dizi. Henüz sadece üç bölümü yayınlanmış olmasına rağmen, daha seyirci karşısına çıkmadan eleştirmenlerden tam not almış ve önümüzdeki Emmy Töreni için yapılan tahminlerde komedi dizileri arasında üst sıralara yerleştirilen bir yapım Silicon Valley. İçerisinde her şeyden bir parça var. Öncelikle bu sektörün kapılarını bizler için aralayan Fincher’ın The Social Network’ü geliyor akla. Ama tabii Silicon Valley’nin “nerd”leri biraz daha Big Bang’i hatırlatıyor. Onlar kadar absürd olmadıklarından dolayı da biraz Entourage benzetmelerine maruz kalıyor. Yer aldıkları çevreler farklı olsa da iki dizinin de kendi içerisinde belirli dinamikleri olan bir erkek grubunu anlatması bu benzetmelerin başlıca sebebi. Tabii bir de para ve ün etkeni var. Yalnız her yeni başlayan dizi, daha önce izlediğimiz bir şeyin adıyla etiketlenmeye çalışılsa da Silicon Valley’nin oldukça özgün ve umut vaat eden bir içeriği mevcut.
6 Nisan’da ilk bölümü yayınlanan ve 8 bölüm olarak planlanan prömiyer sezonunun 3 bölümünü geride bırakan Silicon Valley’in baş yapımcısı Beavis and Butt-head, King of the Hill gibi işleriyle bilinen Mike Judge. İki anime dizisindeki absürdlüğün dozunu biraz olsun aşağıya çekmiş olsa da mizah anlayışı kesinlikle tanıdık gelecek. Dizi, Thomas Middleditch tarafından canlandırılmakta olan Richard Hendricks karakterinin sessiz sedasız kodladığı bir programın ortaya çıkışıyla başlıyor denebilir. Diğer çalışma arkadaşlarıyla birlikte büyük dosyaları kalitesini kaybetmeden sıkıştırmaya yarayan bir algoritma geliştiren Richard, bir anda kendisini iki teknoloji devinin ortasında paylaşılamaz iken buluyor. Bir yanda yüklü miktarda bir para, bir yanda yarattığı algoritmayı satarken üzerindeki haklarını da kaybetmeme şansının arasında kalan karakterimiz daha ilk anda büyük bir seçim yapmak zorunda kalıyor. Stresle verdiği mücadele ve sonrasında gelişenler de Richard’ın ne kadar zayıf bir karakter olduğunu anlamamıza epey yardımcı oluyor.
Dediğim gibi dizinin yaratıcısı Mike Judge, absürdlük konusunda elini hiç korkak alıştırmamış. Filmin beş ana karakteri de birbirinden orijinal ve karikatürize. Richard’la ekibine evinde kalma izni veren Erlich (T.J. Miller) kaba ve egoist bir adam. En yakın arkadaşı Nelson, niteliksiz olduğu kadar silik. Gilfoyle, grubun sessiz fırtınası. Kendinden emin, ama işlerini sinsice halletmeyi tercih eden tiplerden. Dinesh ise aklınıza gelebilecek her türlü “Amerika’da okuyan Hintli” klişesini yerle bir edecek kıvrak bir zekaya ve sivri bir dile sahip. Tabii bunların yanına Richard’ın projesini sahiplenen Peter Gregory ve ekibe son dakikada katılan Jared’ı da eklemek gerek. Hemen bir şey daha ekleyeyim, Peter Gregory’yi canlandıran aktör Christopher Evan Welch geçtiğimiz Aralık ayında vefat etti. Silicon Valley’nin çekimleri sırasında gerçekleşen bu üzücü kaybın, sezona nasıl yansıyacağı ise henüz belli değil.
HBO dizilerini pazarlamak için pek bir şeye ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum. Zaten kanalın etiketi bir şekilde seyirciyi cezbetmeyi başarıyor. Benim tek söyleyeceğim, çok geç olmadan Silicon Valley’ye başlamanız. Televizyonun altın çağında çok yakında Girls ya da Entourage gibi bir fenomene dönüşeceğine kimsenin şüphesi yok çünkü. Bu arada dizi, daha ilk sezonu tamamlanmamasına rağmen geçtiğimiz hafta ikinci sezon onayını aldı. Pied Piper adına açılmış siteden de isterseniz Silicon Valley’nin beyleri hakkında daha çok şey öğrenebilmeniz mümkün. Evet, şimdi yazıyı bir kenara bırakıp gereken kaynaklara yönelme zamanı. Sonra “Ama çok bölüm birikti.”, “Benim bu diziden neden haberim yok?”, “Bu kadar Emmy adaylığı alacağını söylememiştiniz.” olmasın.
İlk yorumu siz yazın!