2014 Venedik Mimarlık Bienali ve İlk Türkiye Pavyonu
Venedik Mimarlık Bienali… Hem de küratörü Rem Koolhaas. 7 Haziran’da başlayan ve 23 Kasım 2014’e kadar sürecek olan 14.Uluslararası Venedik Mimarlık Bienali’nde ilk kez Türkiye’de yer alıyor. Bu yaz mimarlık dünyası bunu konuşuyor… Tartışmasız ki bir mimar olarak mutlaka görülmeli, ancak yapılı çevremizi oluşturan mimari öğelerin Koolhaas tarafından sınıflandırılması olan Fundamentals mimar olmayanlar tarafından da görülmeli. Yaklaşan sonbahar ve bayram tatili için etkileyici bir alternatif : Venedik ve Venedik Mimarlık Bienali.
Rem Koolhaas’ın geçmişten günümüze mimari temelleri çok başarılı bir biçimde sınıflandırdığı, mimarlıkta gelinen noktanın temelinin nerelere dayandığını açığa çıkaran ve erişilen noktadan tekrar geçmişe bakılarak gelecek için bugünün problemlerinin çözümlendiği alternatif bir gelecek yaratma potansiyelinin varolduğunu gösteriyor. Modernitenin bir sorgulaması olan bu yılki tema çerçevesinde pek çok farklı bakış açısı bulunmakta ve ülkeler kendi mimarlıklarını modernizm ve fundamentals üzerinden irdelemekte. Bu irdeleme, biz ziyaretçilerin yaratıcılıklarını ateşleyen oldukça farklı bir deneyim sunuyor.
Venedik Mimarlık Bienali’nde Türkiye Pavyonu
İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın girişimi ve 21 destekçinin katkılarıyla Türkiye, dünyanın en önemli güncel sanat ve mimarlık etkinlikleri arasında sayılan Venedik Bienali’nde 20 yıl boyunca bir mekâna sahip oldu. İki ana sergi alanından biri olan Arselane’de bulunan Türkiye Pavyonu’nun ilk küratörü Murat Tabanlıoğlu.
Bienalin “Absorbing Modernity: 1914-2014” temasını bireysel algı ve deneyimler üzerinden ele alan Places of Memory projesi, Taksim-Salıpazarı, Bâb-ı Âli ve Büyükdere Caddesi olmak üzere İstanbul’daki üç bölgeye odaklanıyor. Küratör Murat Tabanlıoğlu projeyi şöyle anlatıyor: “İlk Uluslararası Mimarlık Sergisi’nin başlığını ve içeriğini oluşturan ‘yer/mekan’ ve ‘hafıza’ kavramları bu yeni mekanda atılan ilk adım olarak bir başlangıcı tespit ediyor… Pelin Derviş ile birlikte oluşturduğumuz geniş bir listenin değerlendirmesini takiben birlikte çalışmanın verimli olacağına inandığımız beş mimar/sanatçı arkadaşımızı davet ettik… Mimari üretimde olduğu gibi, bir projenin, tüm veriler göz önünde bulundurularak, ilk çizimlerden itibaren şekillenmeye başlamasına rağmen, ilerledikçe katkılarla gelişen doğal bir süreç olması bu çalışmada da tercih ettiğimiz yöntem oldu.” Tabanlıoğlu ayrıca şöyle ekliyor: “Mekansal nitelikleri korumak adına, sade ama cesur bir jest ile mekanın ortasına bağımsız bir duvar kurmayı tercih ettik. Duvarın ortasında, sergiye çalıştığımız bölgeler üzerine farklı ölçeklerde işler üreterek katılan sanatçı ve mimarların dördüne birer yüzey sunacak şekilde düzlemler yaratan bir yırtık var… Bu yılın genel teması içinde özellikle vurgulanan ‘mimarlar değil, mimarlık’ üzerinden tanımlamak ana fikri ile, bireysel algılama, hikaye etme ve hatırlama yoluyla serginin yönlenimlerine bir bakıma ayak uydurduk, üretimlerimizde bakışımızı farklı bakışlarla kesiştirdik.”
Türkiye Pavyonu’na ek olarak Venedik Mimarlık Bienali’nde öne çıktığını düşündüğüm ve kendi en iyi on sıralamam şöyle:
1. Elements of Architecture
Bienalin küratörü Koolhaas’ın oluşturduğu Elements of Architecture sergisi, bienalin kuramsal çerçevesini çiziyor. Mimarlığın elementlerini anlatan video çalışmasının ve kült mimarlık kitaplarının sergilendiği Intro bölümü ziyaretçiyi karşılıyor. Zemin, koridor, cephe, pencere, tavan, kapı, merdiven, rampa, asansör, balkon, şömine(ısınma), duvar, tuvalet, yürüyen merdiven ve çatı olmak üzere mimarinin 15 “fundamental”ına göre bölümlenmiş sergide gününüzün büyük bir bölümünü keyifle geçirirken, gündelik yaşamımızda farkında olmadığımız elemanların tarihsel serüvenine eşlik edebilirsiniz.
2. Kore Pavyonu
14.Uluslararası Venedik Mimarlık Bienali kapsamında verilen Altın Aslan Ödülleri’nde En İyi Ulusal Pavyon ödülünü Hyungmin Pai ve Changmo Ahn küratörlüğünde kazanan Kore Pavyonu’nda Güney Kore ve Kuzey Kore mimarlık pratiklerini ilk kez tek bir çatı altında sergileniyor.
3. Monditalia, İtalya Pavyonu
Koolhaas’ın küratörlüğünü yaptığı ve bienalin genel temasını etkileyici bir şekilde destekleyen Monditalia sergisi, bienalin en çok ilgi gören, en büyük çalışmalarından biri. Görkemli kapısının girişinden sonuna kadar dev bir İtalya haritası, ziyaretçiyi sergi boyunca yönlendiriyor ve bienalin en büyük yapısına sahip olan Monditalia içerisinde çeşitli enstalasyonları, film gösterimlerini ve canlı performansları da bulunduruyor. İtalya’nın 100 yıllık sanat ve mimarlık tarihi bu atmosferde anlatılıyor.
4. Fransa Pavyonu
Özel mansiyon ödülü kazanan Fransa Pavyonu’nun odağında Jacques Tati’nin Mon Oncle filmi bulunuyor. Modern mimarlığın eleştirildiği filmle paralellik taşıyan Absorbing Modernity: 1914-2014 temalı bienalde, Fransa modernizmi bir kez daha Venedik’te eleştiriyor. Mon Oncle filmindeki Villa Arpel’in 1:10 ölçeğindeki dev maketi pavyonun merkezinde konumlanırken, filmden kesitler, çizimler de pavyonda sergileniyor. Eğlenceli bir dille modernizmin eleştirildiği pavyonu görmenizi özellikle tavsiye ederim.
5. Büyük Britanya Pavyonu
Endüstri Devrimi’nin ana vatanı olan Britanya’nın pavyonunda merkeze yerleştirilen konik formlu Dünya temsili ziyaretçiyi karşılıyor ve Britanya, Stonhenge’den Georgian Bath ve Hulme Crescent Konutları’na uzanan, modernizm serüvenini arşiv niteliğinde sergiliyor.
6. Fas Pavyonu
Küratörlüğünü mimar Tarik Oualalou’nun yaptığı Fas da Türkiye gibi Venedik Mimarlık Bienali’ne ilk kez katılan 10 ülkeden biri. İlk kez katıldığı bienale Sahra Çölü’nü taşıyan Fas Pavyonu’nda, Fas’ın modern mimarlık tarihinin ortaya konduğu 10 maket çalışması ile genç mimarların ürettiği 10 öneri proje maketi ile ülkede modern mimarlık dışında üretimin yapılamaması eleştiriliyor.
7. İsrail Pavyonu
Fas, Sahra Çölü’nü Venedik’e getirirken, İsrail ise İsrail kumu ile gerçekleştirilen the Urburb sergisi ile ilgi çekiyor. Kumun üzerine özel yazıcılar ile 2-3 dakikalık kentsel ve mimari gibi çeşitli ölçeklerde çizim yapılması ve ardından silinmesi ile İsrail’in kentsel planlama anlayılışı eleştiriliyor. (Görsel kaynak: http://www.designboom.com/architecture/sand-printers-inside-israeli-pavilion-at-the-venice-architecture-biennale-06-08-2014/)
8. Japonya Pavyonu
Petrol krizi sonrasında ortaya çıkan kentsel çıkmazlar, Japon inceliği ile vurgulanıyor.
9. Rusya Pavyonu
Özel mansiyon ödülü kazanan Rusya Pavyonu’nu, 100 yıl içerisinde Rusya’nın geçirdiği modernizm lineer bir düzen içerisinde anlatılmaktansa, günümüz mimarlığının sorunlarına çözüm öneren 20 fikirin sunulduğu bir fuar alanı olarak tasarlanmıştır. Fair Enough adlı sergide Rusya’ya ait mimari yenilikler,birer ürün olarak sunuluyor.
10.Amerika Birleşik Devletleri Pavyonu
Mimarlığın temellerinin irdelendiği 2014 Venedik Mimarlık Bienali’nde Amerika, mimarlığın yalnızca mimari üründen ibaret olmadığını, ortaya çıkan sonucun ardında yatan yaratım sürecinin geçtiği ofis mekanını konsept olarak belirlemiş ve pavyonu bir ofis olarak tasarlayarak yansıtmayı başarmış. Bienal süresince serginin bir parçası olarak seçilen mimarların “ofis ortamı”nda proje üretmeye devam edecek olması ile sergi öne çıkıyor.
İlk yorumu siz yazın!