27'ler Kulübü: 27 Yaşında Yitirilen Büyük Yetenekler
27’ler kulübü kimisine göre bir anlam ifade etmese de kimisine göre üzerinde tartışılabilecek bir efsane. Özellikle 70’lerin başında gündemi oldukça meşgul eden bu meşhur ölümleri gelin hep beraber inceleyelim. 27: Gone Too Soon belgeselinin özeti sayılabilecek bu yazıyı okuduktan sonra belgeseli izlemenizi tavsiye ederim.
27’ler Kulübü
Brian Jones (1942-1969)
Ölüm Nedeni: Boğulmak.
Rolling Stones‘un kurucularından ve ilk üyelerinden olan ve zor bir çocukluk geçiren Brian Jones, 18 aylık kız kardeşi öldüğünde sadece 3 yaşındaydı. Her sanatçı gibi onun da yaşadıkları, kaliteli eserler bırakmasına vesile oldu. Rolling Stones olarak başlarda otostop çektiklerinde görmezden gelinen 5 genç, daha sonra şov dünyasının en ünlü 5 genç insanı olacaklardı. O şoförler, onları tanıma fırsatını kaçırdıkları için çıldıracaklardı. Brian Jones; Mick ve diğer Stoneslar ile tanışmadan evvel çok ilerlemişti. Daha 19 yaşındayken 3 farklı kadından 3 çocuğu vardı. Alkol ve uyuştucu kullanıyordu. Rolling Stones’un kurucusu ve fikir adamı olan Brian Jones, en başından beri kötü çocuktu.
1965 yılında tanıştığı Anita Pallenberg ile Avrupa’nın en gözde çiftiydiler. Gerek giyim tarzları gerek düşünce yapıları ile herkesin ilgisini çekmeyi başardılar. Ancak 1967 yılında Keith Richards’ın Anita’yı Brian’ın elinden alması onun için tekrar kız kardeşini kaybetmeye eş değerdi. Mick Jagger’ın gruba katılmasıyla grubun ilgi odağı Mick olmuştu. Sonrasında menajerleri Andrew Oldham’ın ”Keith ve Mick şarkı sözleri yazmaya başlamalısınız, parayı böyle kazanabilirsiniz.” demesi Brian’ı kenara itmiş oldu. Bu duruma çok içerledi çünkü grubu o kurmuştu. Olayları unutabilmek için sürekli uyuşturucu kullanıyordu. Gruptan kendini soyutlamaya başlamıştı. Örneğin; yola çıkacaklarsa diğerlerinden ayrı seyahat ederdi, başka otelde kalırdı… Brian çok açık bir şekilde birlikte çalışılması imkansız biri haline gelmişti. Grup üyeleri stüdyoya girdiklerinde kasıtlı olarak Brian’ın enstrümanının sesini kısıyorlar hatta neredeyse kapatıyorlardı. Uyuşturucu kullanımından dolayı yediği ceza yüzünden Stones’un Amerika turnesi için vize alamadı ve bu bardağı taşıran son damla oldu. Buna sinirlenen grup üyeleri onu gruptan attılar. Brian, 1969 yılında çiftliğine kız arkadaşı ile tatile gitti. Kız arkadaşı dışarıda bir miktar vakit geçirdikten sonra eve döndüğünde Jones’u çiftlik havuzunun dibinde buldu. Brian Jones’un hikayesi trajik bir şekilde son buldu.
Jimi Hendrix (1942-1970)
Ölüm Nedeni: Aşırı İçki ve Uyku Hapı Kullanımı.
Rolling Stones dergisinin yaptığı listeye göre gelmiş geçmiş en iyi gitarist olan Jimi Hendrix, 60’lar psychedelic akımını kucaklayan önemli isimlerden birisiydi. O da aynı Brian gibi zor bir çocukluk geçirdi. Annesinin, hamileliği sırasında kullandığı uyuşturucu ve benzeri maddelerden dolayı çocukları ciddi rahatsızlıklarla dünyaya gelmişti; Jimi’nin kız kardeşinin kör doğması bunun en bariz örneğiydi. Bu yaşananlardan sonra Jimi’nin annesi evden ayrıldı ve Jimi kardeşlerine bakmak zorunda kaldı. Jimi, kariyerinde olağanüstü bir yaratıcılık ve müzikaliteye sahipti ama bunlardan zamanla uzaklaştı ve hızlı bir yıkım sürecine girdi. Özellikle Woodstock performansı ile efsaneleşmiş bir ikon haline gelmişti. 1969 yılında çantasında eroinle Kanada’ya giderken yakalanması ve dava süreçleri geçirmesi Jimi’nin artık müziğiyle değil kullandığı maddelerle gündem olmasına neden oldu. 1970 yılında Jimi’nin kız arkadaşı Monika Dannemann, uyku sorunları dolayısıyla ağır uyku ilaçları kullanıyordu. Jimi bunları bulmuştu ve üzerinde bir kapsülün yarısı kadar kullanması gerektiği uyarısını dinlemeden o gece 9 kapsül içti. Tüm çabalara rağmen rock efsanesi Jimi Hendrix hayata gözlerini yumdu.
Janis Joplin (1943-1970)
Ölüm Nedeni: Aşırı Dozda Eroin Kullanımı.
Janis Joplin; 40’lı yıllarda o zamanlar ırkçılığın görüldüğü yerlerden Port Arthur Teksas’ta, bu duruma tepkili olarak büyüdü. Ailesi liberal görüşteydi ve bu durumdan bahsetmesi onun zorbalıklarla karşılaşmasına sebep oluyordu. Daha ergenlik yıllarında rahatlamak için alkol kullanmaya başlamıştı. Okulunda dışlanıyordu. Bir kere, kampüsteki en çirkin kişi seçilmişti bu yüzden mezuniyetine gitmedi. 1963 yılında San Francisco’ya gitti ve kendini uyuşturucu dünyasına kaptırdı. Müziği hiç boş geçmedi, müzisyenlerle içe içe yaşıyordu. Monterey ve Woodstock’ta sahne aldı. Pete Townsend Joplin’in Woodstock performansı için “Joplin en kötü gününde bile herkesten daha iyi.’‘ demişti. Joplin, plak şirketiyle anlaştığında tam bir alkolikti ve çevresi bu durumdan oldukça rahatsızdı. Daha sonra arınmaya çalışan Joplin evine döndü ve nişanlandı. Ancak bu durum uzun sürmedi ve albüm için gittiği Hollywood’da eroin onu tekrar buldu. Prova yapacağı Hotel Landmark’ta aşırı doz eroinden ölü bulundu.
Jim Morrison (1943-1971)
Ölüm Nedeni: Kayıtlara göre Kalp Yetmezliği.
Jim Morrison; disiplinin had safhada olduğu bir ailede büyüdü. Babası amiraldi ve çocuklarını utançtan ağlatana kadar azarlardı. Bu durum özellikle partilerde Jim’in antisosyal davranışlar göstermesiyle açıklanabilir. Jim’in 1949 yılında yaşadığı bir olay ona göre hayatının en önemli anlarından biriydi ve o olayı şöyle anlattı:
”Ölümü ilk keşfettiğim an… Ben, annem, babam, büyükannem ve büyükbabam gün batarken çölde ilerliyorduk. Bir kamyon dolusu Kızılderili başka bir kamyona ya da bir şeye çarpmıştı. Kızılderililer bütün ana yola dağılmıştı ve kanlar içinde ölümü bekliyorlardı. Babam ve büyükbabam, arabadan neler olduğuna bakmak için inmişlerdi. Ben daha çocuktum, o yüzden arabada oturup beklemem gerekiyordu. Ben bir şey görmedim. Tek gördüğüm şey garip, kırmızı boya ve yerde yatan insanlardı ama bir şey olduğuna emindim. Çünkü onların yaydıkları dalgaları hissedebiliyordum. Ve birden yerde yatan insanların da olay hakkında benim bildiğimden daha fazlasını bilmediklerini fark ettim. İşte o an ilk kez korkuyu tattım…”
Bu olay, hayatının sonuna kadar Jim’in şiirlerine yansıdı. Gençlik dönemlerinde Amerika ikiye bölünmüştü: Vietnam Savaşı’nı destekleyenler ve desteklemeyenlerden oluşan genç gruplar. The Doors ise protestoların vücut bulmuş hali oldu. Jim’in babası Vietnam’da savaş gemisinin başında görevdeyken Jim protestocu gençlerin etkilendiği bir ikon haline geliyordu. Jim UCLA Film Okulu’na gitti ve LSD’yi orda keşfetti. Ayrıca ilk Doors şarkısı da orda çıkmıştı. Jim bir yandan kısa filmler çekerken öbür yandan The Doors ile ününe ün katıyordu. Aslan yelesi saçları ve yakışıklılığıyla şov dünyasında bir marka haline gelmişti ancak bu parlak dönemi çok uzun sürmedi. Ömrünün son yıllarında Paris’e gitmesi sonunu getirdi çünkü o dönemde Paris, Avrupa’nın uyuşturucu merkeziydi. Jim Paris’te tanınamaz hale gelmişti; sakalları uzamış ve kullandığı maddelerden dolayı yaşlanmış gibiydi. Ancak bu durumdan Jim keyif alıyordu ve içmeye devam etti. Kız arkadaşıyla kaldığı otelde kalp yetmezliği nedeniyle hayata gözlerini yumdu. Bugün hala Paris’teki mezarlığına yoğun şekilde ziyaretçi geliyor.
Kurt Cobain (1967-1994)
Ölüm Nedeni: İntihar
Brian Jones, Jimi Hendrix, Janis Joplin ve Jim Morrison’ın 3 yıl arayla ölmüş olması 27’ler mitolojisini yarattı. Bu efsane unutuldu ve hatırlanması için neredeyse 25 yıl beklenmesi gerekiyordu. Kurt Cobain‘in ölümü 27’ler tartışmalarını tekrardan alevlendirdi.
Kurt tipik bir çocuktu. Ailesi boşanmıştı ve bu durumdan bahsetmekten hep utandı. Ruhsal bozuklukların olduğu bir ailede büyüdü. İki amcası kendini vurarak öldürmüştü. Bu durum onun sürekli kendisine “Acaba bende de intihar geni var mı?” sorusunu sormasını sağlıyordu.
Kurt; Sex Pistols, The Beatles gibi gruplardan ve punk rock akımından etkilenmiş bir müzik tutkunuydu. Özellikle Nevermind albümü grunge türünü tüm dünyaya yaymış, milyonlar satmış, üzerine yazılar yazdırmış ve gençlere ilham kaynağı olmuştu. Şarkılarında etkilendiği her şeyden bir tutam olması onu iyi bir söz yazarı ve ikon haline getirmişti. Kurt, 13 yaşında alkol kullanıyordu ve evinin yakınında oturan bir yaşlı amcadan rüşvet karşılığı içki alıyordu. Nirvana’dan önce de eroin kullanmaya başlamıştı. Eşi Courtney Love, arınması için her yolu deniyordu. Kurt ise iyi bir ebeveyn olabilmek için rehabilitasyon merkezine yattı ancak arkasını getiremedi. Eroin dünyasına yani Seattle’a geri döndü çünkü bu hayatı seviyordu. Courtney yardım etmeye çalışsa da o da Kurt gibi bir bağımlıydı. Kurt Cobain, tutunabileceği bir yer olmadığından ve yardım bulamadığından Nisan 1994’te arkasında intihar notu bırakarak intihar etti.
Amy Winehouse (1983-2011)
Ölüm Nedeni: Alkol Zehirlenmesi
Taksi şoförü bir baba ve eczacı annenin çocuğu olan Amy’nin en büyük kaygısı annesiyle babasının ayrılmasıydı. Kulübün diğer isimlerine nazaran mutlu bir çocukluk geçiren Amy, sürekli babasının plaklarını dinler ve babaannesinde vakit geçirirdi. Her mutlu hikayenin sonu olduğu gibi Amy Winehouse’un hikayesi de babasının annesini aldattığını anlamasıyla son buldu. 2006 yılında çıkardığı Back to Black albümünde şarkılarındaki mizacı öfkeli ve sertti. Babasından tiksinmesi gerektiğini biliyordu. Ayrıca bu dönemlerde çok belirgin bir şekilde bağımlıydı. Alkolle başlar, esrarla devam eder, kokainle son noktayı koyardı. Dışarı çıkıp kafayı dağıtmayı çok severdi. İnternet çağında bu olayları yapması onun gazete manşetlerinde, bloglarda yer almasına neden oluyordu. İçtiği her şarap, aldığı her doz insanların gözlerinin önünde oluyordu, hiç şansı yoktu. Belgrad konserinde ayakta duramayacak kadar sarhoş olması kötü gidişatı belgeler nitelikteydi. 14.30’ta yapılacak ödül törenine kullandığı maddelerden dolayı yetişememesi gerçekten yardıma ihtiyacı olduğunu gösteriyordu. Bir keresinde babasına arınacağını söyleyip beraber tatile gitmek istediğini belirtti ve babasıyla tatile çıktı. Tatil sırasında Amy bahçede kameramanlar görünce kahroldu. Babası onun üzerinden prim yaparak “Amy Tatilde” videosu çekeceklerini belirtti. Babası onu para kaynağı olarak görüyordu. Ailesi tarafından, etrafı tarafından ve hatta plak şirketleri tarafından yüzüstü bırakılmıştı. 2011 yılında yasal alkol sınırının 5 kat üzerinde alkol alarak şok bir ölümle hayranlarını üzdü.
Kapak fotoğrafı: beatosblog
İlginizi çekebilir: Tayfun Sezer’den Dave Mustaine Kimdir?
Dostum yazı çok güzel olmuş. Eline sağlık.