Temmuz ayında İstanbul’da olanlara caz tınılarıyla eşlik eden ve müziğe kapılıp gitme duygusunu en özel haliyle yaşatan İstanbul Caz Festivali bu yıl 31 yaşında. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın 1994 yılından bu yana gerçekleştirdiği; gençliğini, canlılığını, dinamikliğini ve dinamizmini kaybetmeyen İstanbul Caz Festivali, Garanti BBVA’nın sponsorluğunda 3-18 Temmuz 2024 tarihleri arasında dinleyicilerine şehrin birbirinden farklı mekânlarında caz müziğin sürprizlere açık ve çeşitlilikten beslenen yapısını hissettirecek. 16 gün boyunca 40’a yakın konserde usta isimlerden yeni keşiflere 200’ü aşkın yerli ve yabancı sanatçıyı ağırlayacak 31. İstanbul Caz Festivali, İstanbul’un farklı noktalarına yayılan mekanlarında cazın ve güncel müziğin farklı renklerini içeren keyifli bir program sunacak. Ben de keyifle kaleme aldığım bu yazımda festivalin bu yıl kaçırılmaması gereken beş konserini derlediğim bir liste hazırladım. Keyifli okumalar.

31. İstanbul Caz Festivali’nden Beş Kaçırılmaması Gereken Konser

Baptiste Trotignon Trio // Nilüfer Verdi Trio

Sınırları aşan müziği ve şaşırtıcı performansıyla 50. yaşını festivalde kutlayacak olan Baptiste Trotignon ve ilk kadın caz piyanisti Nilüfer Verdi’nin 180 yılı aşkın tarihi atmosferiyle Fransız Sarayı’nda sahne alacağı konser, hiç kuşku yok ki festivalin bu yılında uzun süre unutulmazlar arasında yer alacak. 2001’de yayımlanan ilk albümü Fluide ile kendi jenerasyonunun en etkileyici piyanistleri arasına giren ve piyanonun sınırlarına hapsolmayı reddeden Trotignon, geçmişle bugünü, Avrupa ile Amerikan müziğini harmanlayıp caz ve klasik arasında gidip gelen bir isim. Emprovizasyonun piyano başındaki usta ismi Trotignon, kendi döneminin en güçlü davulcusu olarak anılan ve övgülere doymayan Greg Hutchinson’la birlikte 50. yaşını İstanbullu müzikseverlerle kutlamaya gelirken aynı akşam festivalde Yaşam Boyu Onur Ödülü ile onurlandırılacak olan ve cazı isyanın müziği olarak görüp yumuşak formlarını reddeden Nilüfer Verdi’yi de dinleyeceğiz. Bu özel konser, 5 Temmuz 2024 Cuma günü saat 20.00’de Fransız Sarayı’nda gerçekleştirilecek. 

Gregory Porter

İki Grammy ödüllü Gregory Porter, meşhur “caz şapkası”nı da yanına alıp uzun bir aradan sonra yeniden İstanbullu izleyicinin karşısına çıkacağı bu konser, ilk açıklandığı günden bu yana festivalin göz dolduranları arasında çoktan yerini aldı. BBC’nin “endişe verici biçimde az rastlanan, ender bir tür” olarak tanımladığı Porter, çocukluk döneminden bu yana beslendiği country, gospel ve blues’un yanı sıra caz, R&B ve funk arasında seyreden ayırt edici tarzıyla öne çıkarken 70’lerin gospel ruhunu yeniden canlandırarak her performansında izleyicisini şaşırtmayı başaran bir isim. Duyguları abartmayı seven, basit hayatları iyi müziğe dönüştüren ve iyileşme hikâyelerinin bir parçası olan Gregory Porter’ın, içindeki karanlığı arayan dinleyicilerini bile sevgi ve umut dolu müziğiyle buluşturacağı bu konser 8 Temmuz 2024 Pazartesi günü saat 21.00’de Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda.

Arlo Parks

Festival programını kurcaladığımız ilk anda yıldızı en güzel şekilde parlayan isimlerden biri de tutkulu bir şair ve iyi bir hikâye anlatıcısı olan Arlo Parks. Her gün birçok evin kapısından giren, şarkıları binlerce kez dinlenen Arlo Parks’a kulak verirken sanki bir yandan mahremine ortak olmaktan huzursuzlanıyor bir yandan da kendimize bir yoldaş bulduğumuza seviniyoruz. Ve hatta onun gibi “birden fazla hayat yaşamış gibi” hissediyoruz. Fakat o bununla daha da çiçekleniyor, anlatmak için daha da cesaretleniyor. Ondan dinleyeceğimiz daha çok hikâye var ve birinde de bizzat içinde yer alacağımız bu konser 9 Temmuz 2024 Salı günü saat 21.00’de Sultan Park – Swissôtel The Bosphorus’ta.

Caz Vapuru

“Festivalin en vazgeçilmez ve klasikleşmiş etkinliği nedir? diye sorsam sanıyorum bu yazıyı okuyan pek çok kişi Caz Vapuru cevabını verecektir. Öyle ya; vapur düdüğü, martı çığlığı, eşsiz Yarımada manzarası ve cazın en hoş tınılarını bir vapurda dinlemek gibisi yok İstanbul’da bir yaz mevsiminde. Caz Vapuru bu yaz da festival takipçilerini Boğaz’ın seslerine cazı eklediği, neşeli bir pazar gününe davet ediyor. Bu unutulmaz deneyimde cazseverler Kabataş İskelesi’nde İstanbullu swing topluluğu Brassist’in neşeli müziğiyle karşılanacak, tur boyunca Brassist’in yanı sıra cazın erken dönem örneklerini Karambola’nın Ragtime ve Dixiland’e özgü dramatik üslubuyla dinleyecek, Türkiye’de yaşayan Rus caz müzisyenlerinin kurduğu The Big Rhythm’in karşı konulamaz ritimlerine eşlik edecek ve DJ performansıyla dans edecekler. Kaçırmamak için 14 Temmuz Pazar günü saat 11.00’de Kabataş İskelesi’nde başlayacak bu heyecanı şimdiden takvimlere not ederek biletleri tükenmeden hızlıca almalı.

Joshua Redman Group feat. Gabrielle Cavassa

Zamansız, yenilikçi müziğiyle yaşayan en büyük saksafonculardan Joshua Redman, Gabrielle Cavassa ile birlikte bu yaz İstanbulluları bir “caz deneyi”ne davet edeceği performansla festivalin kaçırılmaması gereken konserleri arasında yer almayı da hak ediyor. Cazı her yönüyle keşfetme arzusunu hiç kaybetmeyen Redmam 1993’te kendi ismiyle çıkardığı ilk albümünden bu yana adeta bir üretim ve keşif makinesi gibi çalışırken “iş birlikçileri” denilebilecek farklı müzisyenlerle de çalışıp yeni ekipler kurdu ve herkesten ilham aldı. Zamansız fakat nostaljik olmayan, dün ve bugüne sahip müziğiyle 11 defa Grammy’e aday gösterilen Redman, son iş birlikçileri vokalist Gabrielle Cavassa, piyanist Aaron Parks, basçı Joe Sanders ve baterist Brian Blade ile cazın yeni çıtasını 16 Temmuz 2024 Salı günü saat 21.00’de Esma Sultan Yalısı’nda belirleyecek.

31. İstanbul Caz Festivali’nin konserleri, yan etkinlikleri ve merak ettiğiniz diğer tüm ayrıntılarına caz.iksv.org adresinden ulaşabilirsiniz. Şimdiden keyifli festivaller.

Kapak Fotoğrafı: Salih Üstündağ

İlginizi çekebilir: Halil Şimşek’ten 52. İstanbul Müzik Festivali