37. İstanbul Film Festivali: Kaçırmamanız Gereken 10 Film
6-17 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek 37. İstanbul Film Festivali’nin 200’den fazla filmin yer aldığı programı açıklandı!
37. İstanbul Film Festivali afişinde Murat Palta’nın tasarladığı minyatürler yer alıyor.
12 gün boyunca İstanbul’un iki yakasındaki 9 salonda (Atlas Sineması (2), Beyoğlu Sineması, Pera Müzesi, Cinemaximum Nişantaşı City’s (2), Cinemaximum Zorlu AVM, Kadıköy Rexx Sineması ve Kadıköy Kadıköy Sineması) 200’den fazla filmin gösterileceği 37. İstanbul Film Festivali’nin biletleri, 24 Mart Cumartesi günü satışa çıkacak.
Uluslararası Yarışma, Ulusal Yarışma, Sinemada İnsan Hakları Yarışması, Ulusal Belgesel Yarışması ve Ulusal Kısa Film Yarışması olmak üzere beş ayrı yarışma bölümü, gala gösterimleri, dünya festivallerinden usta yönetmenlerin ve genç yönetmenlerin filmleri, antidepresan etkisi gösterecek komedi filmleri, müzik filmleri, kadın karakterleriyle öne çıkan filmler, LGBTİ+ anlatıları gibi bölümlerde toplanan filmlerin yanı sıra programda Ingmar Bergman’ın 100. doğum gününe özel bir toplu gösterim de dikkat çekiyor. Festivalin iştah açıcı programından 10 filmi sizin için sıraladık; tahmin edersiniz ki bu liste, theMagger’daki tek öneri listesi olmayacak.
37. İstanbul Film Festivali Önerileri
Tuzdan Kaide | Burak Çevik, 2018
Türkiye sinemasının bugününe tanık olmak için…
37. İstanbul Film Festivali’nin hem uluslararası hem de ulusal yarışmalarında Altın Lale için yarışacak Tuzdan Kaide, Burak Çevik’in ilk filmi. Zamandan kopmuş, mekânı belirsiz, yer yer rüya gibi, yer yer lanetli bu film, otuzlu yaşlarında bir kadının şehrin muhtelif yerlerinde ikiz kardeşini aradığı yolculuğu konu alıyor. Dünya prömiyerini geçtiğimiz ay Berlin Film Festivali’nde yapan Tuzdan Kaide, sinemamızın bugünü ve geleceği konusunda ipuçları veriyor.
Isle of Dogs | Wes Anderson, 2018
Wes Anderson hayranları için…
Günümüz sinemasının görsel anlamda en zengin filmlerine imza atan en yaratıcı yönetmenlerinden Wes Anderson, Fantastic Mr. Fox‘tan 9 yıl sonra yine bir stop-motion animasyona imza atıyor. Köpekler Adası‘nın Japonya’da geçen hikâyesi, 12 yaşındaki Atari’nin, tüm köpeklerin sürüldüğü bir adaya kendi köpeğini aramaya çıkışını konu alıyor. Bu masalda bize yıldız oyuncularla dolu bir seslendirme kadrosu ve Wes Anderson‘ın büyüleyici dokunuşları eşlik ediyor.
Unsane | Steven Soderbergh, 2018
Ters köşeye yatmak için…
2000’li yılların üretkenliği ve janrlararası atlayışlarıyla dikkat çeken başarılı yönetmenlerinden Steven Soderbergh’in son filmi Saplantı, ilk kez geçtiğimiz ay Berlin Film Festivali’nde gösterildi. The Crown dizisinden tanıdığımız Claire Foy’un başrolde yer aldığı film, eski sevgilisinin onu izlediği hissinden kurtulamayan bir kadının psikolojik yardım arayışını konu alıyor. Tamamen iPhone kamerasıyla çekilen film, sizi birden fazla kez ters köşeye yatıracak bir psikolojik gerilim.
Ex Libris: The New York Public Library | Frederick Wiseman, 2017
Kitap kurtları için…
Yıllardır yaptığı filmlerle kurumların, mekanların iç yüzlerine ve işleyişlerine ışık tutan usta belgeselci Frederick Wiseman‘ın en yeni belgeselinin odağında dünyanın en büyük halk kütüphanelerinden biri olan New York Halk Kütüphanesi var. Kütüphanenin kent kültürü için olan öneminden günümüzde kütüphanelerin nasıl tehdit altında olduğuna kadar birçok konuya değinen bu belgeselde New York Kütüphanesi’nin mimarisinden ve koleksiyonundan da oldukça etkileneceksiniz.
Hannah | Andrea Pallaoro, 2017
Yalnızlığın resmine bakmak isteyenler için…
Yaşayan en iyi kadın oyunculardan Charlotte Rampling’in kusursuz performansıyla etkileyiciliği katbekat artan Hannah, hapse giren eşinin arkasında durmayı seçtiği için tüm sevdikleri tarafından dışlanan bir kadının yalnızlığını anlatıyor. 2014’te yine İstanbul Film Festivali’nde ilk filmi Medeas‘ı izlediğimiz Andrea Pallaoro’nun ikinci filmi, çok katmanlı bir karaktere ve yalın bir sinema diline sahip.
Lowlife | Ryan Prows, 2017
Sürprizleri sevenler için…
Festivalin zorlayıcı, sürprizli, şaşırtıcı ve aykırı filmlerinin yer aldığı Mayınlı Bölge bölümündeki filmlerden biri olan Sefil Hayat, Tarantino’ya saygı duruşu olarak tanımlandı ve 2017 tür sinemasının öne çıkanları arasında gösterildi. Meksikalı göçmen kadınları fuhuşa zorlayan bir mafya babası ve onun pis işlerine bakan bir ‘halk kahramanı’nı sürekli sarpa saran bir kaçırma hikâyesinde buluşturan Lowlife, sürprizleriyle şaşırtırken aşırı şiddet içeren sahneleriyle de izleyiciyi zorlayacak.
Under trénu (Under the Tree) | Hafsteinn Gunnar Sigurdsson, 2017
Kuzey mizahına gülenler için…
İzlanda’nın 2017’de Oscar aday adayı olarak seçtiği Ağacın Altında, bir ağacın gölgesi nedeniyle birbirine düşen iki komşunun hikâyesini anlatan bir kara komedi. Saçmalıktan trajediye doğru evrilen olaylar, tam da kuzey mizahının aradığı koşulları sağlıyor. Festivalin en eğlenceli bölümlerinden Antidepresan’da yer alan film, bu yıl Nordik filmlerinin sayısı bir hayli fazla olan festivalin iki İzlandalı temsilcisinden biri.
Eric Clapton: Life in 12 Bars | Lili Fini Zanuck, 2017
Müziğe doymak için…
Festivalin müziği merkezine alan filmlere yer veren bölümü Musikişinas’ın belki de bu yılki en özel filmlerinden biri yaşayan bir efsanenin, Eric Clapton’ın yaşamını konu alıyor. Eric Calpton: Perdelerin Ardından Yaşam‘ın yönetmeni, ünlü yapımcı ve Eric Clapton’ın uzun yıllardır yakın dostu olan Lili Fini Zanuck. Sanatçının yaşamının en mahrem detaylarını, daha önce görülmemiş görüntülerini ve ses kayıtlarını paylaşan bu belgesel kaçmaz.
The Miseducation of Cameron Post | Desiree Akhavan, 2017
Gökkuşağını siyah-beyaz görmeyenler için…
Bir gün başka bir kızla öpüşürken yakalandığı için disiplin, ahlak ve “düzcinselleştirme” yöntemleriyle ters terapi görmek ve “normalleştirilmek” üzere bir merkeze yollanan Cameron Post’un hikâyesi… 2014’te The Appropriate Behaviour filminin hem yönetmeni hem de başrol oyuncusu olarak kalbimizi çalan Desiree Akhavan’ın ikinci filmi Sundance Film Festivali’nden Jüri Büyük Ödülü kazanmıştı.
Numéro une (Number One) | Tonie Marshall, 2017
Beyazperdede güçlü kadınlar izlemeye hasret olanlar için…
Festivalin güçlü kadın hikâyeleriyle olduğu kadar adıyla da dikkat çeken yeni bölümü Çiçek İstemez’deki filmlerden Bir Numara, Fransa’nın en büyük şirketlerinden birinin başına getirilen ilk kadın olma savaşını veren Emmanuelle’in mücadelesini anlatıyor. Emmanuelle, iş hayatında yoluna her türlü taşı koymaktan çekinmeyen erkekler yetmezmiş gibi bir de evdeki kocasının davranışlarına katlanmak zorunda kalıyor. Canlandırdığı karakterle aynı adı taşıyan Emmanuelle Davos’un başrolde yer aldığı film dünya prömiyerini Toronto Film Festivali’nde yapmıştı.
İlginizi çekebilir: Sinemagger’dan Film Önerileri
İlk yorumu siz yazın!