Yılın ‘o’ zamanı geldi! 2017’de izlediklerimizi gözden geçirdik, aklımızda yer edinen, senaryoları, performansları ya da sanatsal ve teknik yanlarıyla büyüleyen filmlerden meydana gelen, 2017’nin en iyi filmleri listemizi oluşturduk:

Moonlight / Ayışığı
Moonlight / Ayışığı

2017’ye, her yıl olduğu gibi, bir önceki yılın en iyilerini izleyerek başladık. En İyi Film dahil 3 dalda Oscar ödüllü Moonlight / Ayışığı (17 Şubat), En İyi Yabancı Dilde Film dalında Oscar ödüllü İran filmi Forushande / The Salesman / Satıcı (27 Ocak), tüm dünyada hayranlık uyandıran Toni Erdmann (3 Şubat), gözyaşlarının sel olduğu Manchester by the Sea / Yaşamın Kıyısında (3 Şubat) ve gerçek bir hikâyeden uyarlandığı için etkisi daha da artan Lion (3 Şubat), yılın ilk iki ayında vizyona giren filmler arasındaydı.

2016 sinema yılını theMagger’ın gözüyle hatırlamak isterseniz buraya tıklayabilir, ayrıca Mert Tanöz’ün Manchester by the Sea ve Lion incelemelerini okuyabilirsiniz.

Aşağıdaki listede yalnızca 2017 yapımlarına yer vermeye ve hepsi de mükemmel olan bu 5 filmi ve daha fazlasını dışarıda bırakarak daha çok filme yer bulmaya çalıştık. İşte, (vizyona girme sırasıyla) theMagger’ın 2017’nin en iyi filmleri listesi…

2017’nin En İyi Filmleri

Split / Parçalanmış
Split / Parçalanmış

Split / Parçalanmış | M. Night Shyamalan

1999’da The Sixth Sense gibi bir ilk film çekerek çıtayı çok yükseğe taşıyan M. Night Shyamalan yıllardır ne izleyicisini ne de eleştirmenleri mutlu edebiliyor. Bu yılsa Split ve bilhassa başrolündeki James McAvoy sayesinde Shyamalan’ın filmi kötü yönlerinden çok iyi yönleriyle konuşuldu. Film de tam olarak bu yüzden listemizde, James McAvoy‘un performansı, yılın en iyilerinden (biri değil) dokuzu. Splitadı üzerinde, parçalanmış kişilik bozukluğu yaşayan bir adam ve bir bodrum katında rehin aldığı üç genç kızın arasındaki gerilime odaklanıyor.

IMDb Puanı: 7.3/10

Get Out / Kapan
Get Out / Kapan

Get Out / Kapan | Jordan Peele

Get Out‘un henüz yeni yeni başlayan 2017-2018 ödül sezonunun en büyük sürprizlerinden olduğunu söylemek mümkün. Film, daha şimdiden birçok bağımsız film ve eleştirmen birliği ödülüne aday gösterilen ve en iyiler listelerine girmeyi başardı. Jordan Peele‘in ilk filmi, popüler sinemanın vizyon takvimine kattığı sıradan bir korku filmi gibi gözükse de günümüz politik ortamına yaptığı göndermeler ve zekice yazılmış senaryosuyla dikkat çekiyor. Beyaz kız arkadaşının ailesiyle bir hafta sonu geçirmek için şehir dışındaki evlerine konuk olan siyahi genç Chris (Daniel Kaluuya), fazlasıyla arkadaşça olan ortamdan şüphe etmekte haksız değil.

IMDb Puanı: 7.7/10

On Body and Soul
On Body and Soul

Teströl és lélekröl / On Body and Soul / Beden ve Ruh | Ildikó Enyedi

Beden ve ruh, gerçek ve hayal arasında gidip gelen iki insanın yolları önce bir mezbahanın yönetim ofisinde, sonra da rüyalarında kesişiyor. Gerçek hayatlarında çalışma arkadaşları olan iki beden, geceleri aynı rüyada birer geyik olarak birbirleriyle ruhsal bir bağ kuruyorlar. Macar yönetmen Ildikó Enyedi‘ye Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı kazandıran film, insan ilişkilerini, ruh ve beden üzerinden çok iyi yorumluyor. Film, bugün açıklanan Oscar En İyi Yabancı Dilde Film kısa listesindeki dokuz filmden biri olmayı başararak Macaristan’ı temsilen Oscar yarışında da bir adım daha ilerledi. Beden ve Ruh‘u Pera Film‘in aynı adı taşıyan programı kapsamında 17 ve 22 Aralık’ta Pera Müzesi’nde izleyebileceğinizi de hatırlatalım.

IMDb Puanı: 7.6/10

Kedi
Kedi

Kedi | Ceyda Torun

Bu yılın uluslararası seyirci tarafından en sevilen, en çok izlenen Türkiye yapımı filmi hangisi dersiniz? Ceyda Torun‘un İstanbul sokaklarının kedilerini başrole yerleştiren belgeseli KediABD ve Avrupa ülkelerindeki karşılaştığı ilginin ardından birçok ülkede dağıtılmaya başlandı ve uluslararası gösterimleri halen devam ediyor. Ödül sezonunda belgesel ödüllerinde ismi sık sık geçmeye başlayan Kediİstanbul denince akla gelen ilk şeylerden olan sokak kedileri aracılığıyla bu güzel kenti dünyaya tanıtıyor.

IMDb Puanı: 7.7/10

Baby Driver / Tam Gaz
Baby Driver / Tam Gaz

Baby Driver / Tam Gaz | Edgar Wright

Yaratıcı, hareketli ve mizah dolu filmleriyle tanınan İngiliz yönetmen Edgar Wright, bu yılın en büyük sürprizlerinden birine imza atarak, sıradan bir Hollywood filmi izleyeceğini sananların koltuğunda dikilmesine neden oldu. Müzik kullanımı ve kurgusuyla yıldızlaşan Baby Driver, temponun bir saniye dahi düşmediği bir soygun filmi olmasının yanında müziğe (ve iPod’lara?) bir güzelleme niteliğinde. Ansel Elgort’un başrolde olduğu filmde Jon Hamm’den Jamie Foxx’a birçok yıldız da rol alıyor. (Hollywood’da son dönemde açığa çıkan gerçeklerin ardından kadrosunda Kevin Spacey’nin yer aldığı bir filmi izlemek, aynı tadı alamamanıza neden olabilir.) Film, her geçen gün ödül hanesine kurgu ve ses dallarında başarılar eklemeye devam ediyor.

IMDb Puanı: 7.6/10

Dunkirk
Dunkirk

Dunkirk | Christopher Nolan

Her filmiyle kendi hayalgücünün ve sinemanın olduğu kadar Hollywood bütçelerinin ve gişe rekorlarının da sınırlarını da zorlayan büyük yönetmen Christopher Nolan, son filminde bilimkurgudan uzaklaşarak II. Dünya Savaşı sularında yüzmeye karar verdi. Dunkirk, filme adını veren cephede etrafı Alman askerlerince sarılan İngiliz ordusunun Fransa kıyılarından İngiltere’ye kaçışını konu alıyor. Görüntü ve ses efektlerinin teknik kusursuzluğun, görüntü yönetimi, müzik ve kurgudaki mükemmelliğin senaryo ve oyuncu yönetmenliğindeki boşlukları görmezden gelmemizi kolaylaştırdığını itiraf edelim. Yılın teknik anlamdaki yıldızının Christopher Nolan‘a yönetmen dalında ilk Oscar adaylığını getirmesi bekleniyor.

IMDb Puanı: 7.9/10

Blade Runner 2049
Blade Runner 2049

Blade Runner 2049 | Denis Villeneuve

1982 yapımı Blade Runner‘ın 35 yıl sonra gelen devam filmi, filmin yarattığı bilimkurgu dünyanın büyüsünden hiçbir şey götürmeden beyazperdeye konuk oldu bu yıl. Ridley Scott’ın yerine yönetmen koltuğunda çağımızın yeni ustalarından Denis Villeneuve oturdu, başrolde Harrison Ford‘un yanı sıra Ryan Gosling yer aldı. ‘K’ adındaki genç bir blade runner‘ın karşısına çıkan gerçekler, 30 yıldır ortada gözükmeyen Rick Deckard’ın peşine düşmesine neden oluyordu. (Otosansür uygulanarak sansürlü bir kopyayla vizyona sokulan Blade Runner 2049‘u protesto ederek filmi izlememiş olabilirsiniz, hak veriyoruz.) Filmin, başta prodüksiyon tasarımı ve Roger Deakins’in görüntüleri olmak üzere, teknik dallarda bu yılki Oscar ödüllerinin yıldızlarından biri olacağına kesin gözüyle bakılıyor.

IMDb Puanı: 8.0/10, Top250: #233

Good Time / Soygun
Good Time / Soygun

Good Time / Soygun | Benny & Josh Safdie

Safdie Kardeşler‘in Good Time‘ı, yılın en hareketli ve sürükleyici filmlerinden biri olmakla kalmıyor, görsel dünyası ve müzikleriyle de baştan çıkarıyor. Robert Pattinson‘ın yılın en iyi performanslarından birini sergilediği film, yolu kiminle kesişse onu büyük bir çıkmaza ve zarara sokan bir anti-kahramanın, Connie’nin, her şeyin ters gittiği bir soygunun ertesindeki firari saatlerini konu alıyor. Ödül ve adaylıklarının sayısı gün geçtikçe artan Good Time’ın belki de en değerli ve onu en iyi özetleyen ödülü ise Cannes Film Festivali’nde kazandığı Soundtrack Ödülü.

IMDb Puanı: 7.3/10

The Square / Kare
The Square / Kare

The Square / Kare | Ruben Östlund

Altın Palmiye’nin bu seneki sahibi, Turist / Force Majeure filmiyle tanıdığımız Ruben Östlund‘un kültür ve sanat dünyasına eleştirel bir bakış atan filmi The Square olmuştu. Stockholm’deki bir çağdaş sanat müzesinin küratörü Christian üzerinden insan doğası ve kültür-sanat dünyasındaki türlü çelişki ve ikiyüzlülüğün bir dökümünü çıkaran Östlund, mizahtan da sonuna kadar faydalanıyor. Film, bugün açıklanan Oscar En İyi Yabancı Dilde Film kısa listesindeki dokuz filmden biri olmayı başararak İsveç’i temsilen Oscar yarışında bir adım daha ilerledi. The Square‘in gösterimlerinin Başka Sinema salonlarında devam ettiğini de hatırlatalım.

IMDb Puanı: 7.3/10

The Killing of a Scared Deer / Kutsal Geyiğin Ölümü
The Killing of a Scared Deer / Kutsal Geyiğin Ölümü

The Killing of a Scared Deer / Kutsal Geyiğin Ölümü | Yorgos Lanthimos

Dogtooth / Köpek Dişi ve The Lobster gibi filmleriyle tanıyıp yaratıcı dünyasında sürprizlerle karşılaştığımız Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos‘un son filminde başrollerde Colin Farrell ve Nicole Kidman‘ı izledik. Her filminde olduğu gibi yine kendince bir oyun ve bu oyunun kurallarının geçerli olduğu bir distopya yaratan Lanthimos, bu kez insanın ve ailenin zaaflarını ortaya döküyor, insanın suçluluk duygusu ve Tanrı olmaya soyunması üzerine tekinsiz bir hikâye kuruyor. The Killing of a Sacred Deer‘ın gösterimlerinin Başka Sinema salonlarında devam ettiğini de hatırlatalım.

IMDb Puanı: 7.0/10

Mert Tanöz’ün The Killing of a Sacred Deer incelemesini buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.