Berlin Zamanı: Gitmeli mi, Kalmalı mı?
Ceren Ercan imzalı, Platform ve Fringe Ensemble ortak yapımı Berlin Zamanı, günümüz Türkiye’sinin bilinen sorularına bilmediğimiz yanıtlar veren çarpıcı bir oyun…
Kurtuluş’taki evinde eşyalarını satılığa çıkarıyor bir kadın. Dünyanın dört bir yanından topladığı bir ev dolusu eşya Türkiye’de kalacak böylece, o Berlin’e gittiğinde. Mutlu mu? Değil aslında. Kararlı mı? Belki. ‘Kendi cenazemi kaldırıyorum’ diyor. Ben Zorba’dan Madame Ortance! Bu ülkedeki cenazemi kaldırıyorum, eşyalarımın yağmalanmasını izliyorum!
Berlin’de bir taksi. Genç kadın oyuncu, yanındaki arkadaşları ile unutmak üzereyken Türkiye’ye dair sorunları, şoförün Türk oluşu ortaya çıkar çıkmaz politik bir sohbetin içinde buluyor kendini, hiç istemese de…
Geceyi geçirebilmek için partilerde sabahlıyor genç bir adam. Berlin’de kalacak yeri yok belki de… Kendisiyle yüzleşiyor barda hamile bir kadınla flörtleşirken:
-Ben sürgün değilim, savaştan kaçmadım!
-Kendi savaşından kaçtın!?
Yazar Ceren Ercan’ın; ‘Seni Seviyorum Türkiye’, ‘Berlin Zamanı’ ve ‘Tahran Rüyası’ oyunlarından oluşan ‘Türkiye Üçlemesi’nin ikinci oyunu Berlin Zamanı, yalnızca birkaçını paylaştığım birbirinden çarpıcı pek çok saptama ile dolu. Fakat bana kalırsa yazarın keskin zekası ve oyuncuların yeteneği bu saptamaların ötesinde mizah ile kendini gösteriyor. Günümüz Türkiyesi’nin toplumsal ve bireysel anlamda kaotik atmosferini detaycı bir gerçeklikle ele alan bir oyunda salonun kahkahalarla yankılanması büyük başarı…
Platform ve Fringe Ensemble ortak yapımı olan bu oyun, içeriği kadar ekibiyle de uluslararası bir proje. Mültecilik, aidiyet ve kimlik gibi konuları şaşırtıcı bir şekilde ele alabilmesinin sırrı bu belki de… Prömiyerini Aralık ayında yapmış olmasına rağmen 2017’nin En İyi Oyunları arasında gösterilen Berlin Zamanı ekibini kutluyor, üçlemenin diğer oyunlarını izlemek için sabırsızlanıyorum!
İlk yorumu siz yazın!