Elektriklenmiş Rock'n'Roll: Batu Akdeniz ile "Hayat Böyle" Üzerine
Onu belki kurucusu olduğu Heavy Sky adlı grubundan, belki Youtube videolarından ya da belki Ankara’nın müzik sahnesinden tanıyorsunuz. Batu Akdeniz, yazdığı ilk Türkçe şarkıları seslendirdiği ilk solo albümü “Hayat Böyle”yi geçtiğimiz hafta yayınladı. Onunla, “elektriklenmiş rock’n’roll” olarak tanımladığı müziğini, yeni albümünü, geçmişi ve geleceği konuştuk.
“Elektriklenmiş rock’n’roll” ifadesi çok hoşuma gitti. Rock senin için hep elektriklenmeyi bekleyen bir şey miydi? Elektronik müzik ve rock’n’oll’un her zaman kolayca bir araya gelebilecek bir ikili olduğunu düşünüyor musun?
Bu soru da benim çok hoşuma gitti. (Gülüyor.) Sonuçta aynı notalara basıyoruz, neden bir arada gitmesinler ki diye düşündüm. Dünyada zaten çokça örneği var. 2018 yılındayız ve dünya değişiyor, mesafeler kısalıyor ya da yok oluyor. Bununla birlikte müzik tarzları da birbirine karışıyor artık. Bir şeyi dinlerken kategorize etmek eskisi kadar kolay değil. Bütün bunların yanı sıra, albümde birlikte çalıştığım gitaristim ve prodüktörüm Anıl’ın gitar çalışının synth’lerin arasında iyi duyulacağını düşünürdüm hep. Onu yıllardır tanıyorum ve her dinlediğimde gitarından çıkarttığı sesler bende “elektrik şoku” hissiyatı uyandırmıştır.
Albümün adını ve ilk single’ını “Hayat Böyle” olarak seçmenin nedeni neydi?
Bence son 1.5 yılımı duygusal ve yaşamsal olarak çok yoğun geçirmemin etkisiyle bu ismi seçtim. Hayatlarımızda olumlu ve olumsuz durumların kol kola yürüdüğünü ve hayatın güllerden bir yatak olmadığını öğretti bu son 1.5 sene. Hayatımda iyi bir şey mi oldu? “Hayat böyle, ne güzel” dedim. Ardından kötü bir şey mi yaşadım? “Hayat böyle, ama bunu kabullenmeyeceğim” dedim. En sonunda bu ikisinin birbirine benzemeyen iki kardeş olduğunu öğrendim ve bu öğretiyi sadeleştirdim: “Hayat Böyle“ dedim.
Şarkılarınla ilk olarak Heavy Sky’ın “Dreamer” albümüyle tanışmıştık. Yazdığın ilk şarkılar İngilizce miydi? Yeni bir şarkı üzerinde çalışırken şarkı sözlerinin dili çalışma sürecini etkiliyor mu?
Evet. 20 yaşından beri şarkı yazıyorum ve yine 1.5 sene öncesine kadar yazdığım tüm şarkı sözleri İngilizce’ydi. Ama hayır, çalışma sürecimi pek etkilemiyor, çünkü bir parçayı yazmaya başlarken o parçayı ilk başta hangi dilde hissetmişseniz o dilde yazıyorsunuz zaten. İngilizce ya da Türkçe gibi bir ayırım yapma fırsatı bile bulamıyorsunuz genelde, şarkıyı yazmaya çoktan başlamış oluyorsunuz. Bu konuda bir kez gerçekten çok zorlandım. O da bu albümden “Yanlış Biriyle Doğru Hikâye” yi Türkçe olarak tekrar yazarken oldu. O parçayı ilk olarak “Away” ismiyle İngilizce yazdım. Yakında o halini de dinleyebileceksiniz. Şarkının melodisine çok inandım ve buna bir de Türkçe söz yazmak istedim. Türkçe halini yazarken İngilizce versiyonunda kullandığım kafiyeleri, heceleme mantığını korumak istedim, çünkü kulak o nüansları duymaya bir kere alıştı mı yenisini asla kabul etmiyor. Belki 1 ay uğraştıktan sonra tam olarak istediğim hale getirebildim.
“Hayat Böyle” seni Heavy Sky ve “Dreamer” ile tanımış olanları çok şaşırtacak mı? Senin için her ikisi de aynı doğruda yer alan iki kariyer durağı mı, yoksa farklı çizgilerde ilerleyen iki ayrı yolculuk mu?
Bence evet, şaşırtacak ve şaşırttı da. “Hayat Böyle” ile yaptığım müzik, durduğum yer, Heavy Sky ile yaptığımızdan oldukça farklı bence. Bu nedenle soruna ‘iki ayrı yolculuk’ yanıtını vereceğim. Şu anda ruhsal olarak, yaşayış ve düşünme tarzı olarak daha farklı hissediyorum ve bunu da konfor alanımdan çıktığım yeni bir müzikal anlayış ile insanlara yansıtmak bana daha samimi geliyor. Eğer ortada yeni bir dil, yeni besteler ve yeni bir hareket varsa müziğin de yeni olması kadar doğal bir şey olamaz. Eğer müziğimi dinleyeceklere “Hey, ben çok değiştim ve bir sürü şey yaşadım, şimdi bunu size anlatacağım ama bunu aynı riff’ler, melodiler ve çalım anlayışlarıyla yapacağım” diyeceksem dinleyicilerim samimiyetimden şüphe etmeliler.
Solo kariyerinin başlamış olması Heavy Sky’ın dağıldığı anlamına mı geliyor?
Kesinlikle hayır. Heavy Sky’ın ben dahil bütün grup elemanlarının kalbinde çok özel bir yeri var ve dağılmamız için bir sebebimiz yok. Birbirimizi çok seviyoruz çünkü. Şu anlık nadasa bıraktığımız bir proje sadece. Bir gün tekrar zamanı gelir, uygun ortamlar oluşur ve yine birlikte bir şeyler kaydederiz diye düşünüyorum.
Solo bir albüm yapmaya nasıl karar verdin?
Müzik yapmaya başladığım andan itibaren hep ama hep İngilizce söyledim. Ve yine aynı andan itibaren hep “Yahu bir de Türkçe yapsan olmaz mı?” şeklinde yorumlar aldım. Annemden, arkadaşlarımdan, sesimi o sırada Youtube’da açıp dinleyen berberimden -evet, bir zamanlar berbere de gidiyordum- (Gülüyor.)… Bununla birlikte, çocukluğundan beri hep İngilizce müzik dinlemiş birisi olarak kendimi Türkçe bir şeyler yazabilecek birisi olarak görememiştim hiç. Deniyordum ama komik duyuluyordu sanki. Sonra bizim albüm (Heavy Sky – Dreamer) çıktı; İngiltere’den, Amerika’dan “Yahu sözlerinizi kim yazıyor, çok güzel” diye yorumlar almaya başladık. Bende kafa iyice gitti o dönem. Türkçe defterini kapattım. Diyorum ya, hepsi 25’ime yaklaşıp hissettiklerimin, hayatımın değişmesiyle birlikte başladı. Bir gün kız arkadaşıma çok sinirlendim, elime kağıt kalem alıp “Vuruldum” diye bir parça yazdım, çaldım ve kaydettim. Aradan 2-3 gün geçti, dinledim. “Allah allah, fena olmamış aslında” dedim. Sonra bir 2-3 gün daha geçti, yine dinledim, “Yoksa?” dedim. Aradan geçen 1.5 sene içinde de onlarca Türkçe parça yazmaya başladım. Kendimi ifade edebildiğimden emin olduğum anda, yani hazır olduğum anda da bunları bir albüm haline getirmeye karar verdim. Daha önce yaptığım hiçbir şeye benzemiyorlardı ve “Madem bu kadar farklı oldular ve şu anki beni anlatıyorlar, o zaman kendi ismim altında yayınlanmalılar” diye düşündüm.
Youtube’da Karl Golden’la yaptığınız videolardan bahsetmemek olmaz. Nasıl bir araya geldiniz? Birlikte yeni videolar hazırlamayı düşünüyor musunuz?
6 yıl önce, onun bir videosunun altına “Vokalist aranıyor” ilanı vermesiyle tanıştık. O zamanlar Youtube fenomeni değildi. İkimiz de rockn’roll için yanıp tutuşan neferlerdik. Birimiz İngiltere’den, birimiz buradan. Ben onun gitar çalışını çok sevdim, o da sanırım benim sesimi. O zamandır yaptığımız onlarca video ve kurulmuş gerçek bir dostluk var. 19 yaşındaydım onunla tanıştığımda. Yeni videolardan öte, birlikte Paris sonrası yeni konser planlarımız var ama bunlar şimdilik bende kalsın, sürpriz olsun.
Top 100 Greatest Rock Songs Medley’de seni gelmiş geçmiş en büyük rock sanatçılarının ve gruplarının şarkılarını yorumlarken izledik. Benzer bir videoyu Türkçe rock tarihi için hazırlayacak olsan o seçkide kesinlikle yer alacak birkaç şarkı neler olurdu?
Muhteşem bir soru! Şu an için böyle bir düşüncem yok ama yapacaksam olsam sanırım yine Karl ile yapardım. 3 parça söylüyorum: Barış Manço – Alla Beni Pulla Beni, Erkin Koray – Tek Başına ve MFÖ – Sevdim Bir Kere.
Bir Ankaralı olarak albümünün lansman konseri de Ankara’da… Bunu özellikle istediğini düşünüyorum?
Elbette! Burası ilk emeklemelerimden bu ana kadar beni büyüten şehir. İyisiyle, kötüsüyle.. Burası yarın nereye gidersem gideyim benim evim ve bana “Hayat Böyle” dedirten şehir olarak kalacak.
Albümün İstanbul’daki ilk konseri ne zaman olacak peki?
İstanbul konserinin yanı sıra birkaç güzel şehrimiz için daha konser planları şu sıra yapılıyor. Tarihler tam netleşmeden bir şey söylemem zor maalesef. Türkiye’nin her yerinden çok güzel mesajlar alıyorum ve albüm yayınlanalı daha 1 hafta bile olmamasına rağmen yepyeni ve enerjik bir kitleye ulaştığımı düşünüyorum. Bu beni çok heyecanlandırıyor ve onlarla buluşmak için sabırsızlanıyorum.
Ankaralı olmayanlarda, – özellikle İstanbullularda – Ankara’ya dair bir önyargı vardır nedense. Önemsediğin birine Ankara’yı sevdirmek için bir günün olsa onu nerelere götürürdün, birlikte neler yapardınız?
Doğrusunu istersen Ankara, içinde yaşayan bizleri bile kendini sevdirmek için bir yerlere davet etmedi; o yüzden eğer bir önyargısı varsa işi zor. Ne yapalım, huysuz, gri sakallı ve karamsar bir amca Ankara. Ama bence iyi bir adam. Bu şehir onu sevmeniz için belki size parklar, bahçeler, müzeler ya da denizler sermiyor ama bazı hikâyeler veriyor. Eğer önemsediğim biriyse ona bunları anlatıp, Bülten Sokak’ta bir kahve ısmarlardım.
Senin için bir sonraki adım nedir?
Bestelerimi olabildiğine çok kişiye çalmayı ve onlarla birlikte söylemeyi çok istiyorum. Benim için birinci öncelik bu. Kaydetmediğim onlarca parçam var demiştim, arayı hiç açmadan onları da kaydetmek istiyorum. Bir kısmını bu albüm kaydedilirken yazmıştım. Belki onları da “Hayat Şöyle’” diye bir albüm ismiyle kaydederim? (Gülüyor.)
Youtube | Facebook | Instagram
Yaşamın ve sanatın farklı alanlarından daha birçok röportaj için theMagger Röportaj hesabımıza ve Röportaj etiketimize göz atmayı unutmayın.
İlk yorumu siz yazın!