İlk yorumu siz yazın!
Oyunlarla Ekim 2018: Geçen Ayın Tiyatro Günlüğü
Ekim ayına girdiysek, sahneler için “ve perde” vakti gelmiş demektir. “İyi ki tiyatro var”; dediğim bereketli bu döneme, alkışa değer oyunlarla giriş yaptım ve tüm sezonun da böyle geçmesini diledim.
Bilindiği üzere 1 Ekim, tiyatro mevsiminin başlangıcıdır ancak bu kez biraz sabırsız davrandım ve Eylül ayının sonlarına doğru, oyunların kapısını araladım. Bir aylık bu süreyi, yeni oyunlardan ziyade, önceki sezon izleme şansı bulamadığım oyunlarla ve yine yeniden dediğim harika performanslarla geçirdim. İşte, izleme sırasına göre ruhumu besleyen oyunlar:
Godot’yu Beklerken’i Beklerken, Asmalı Sahne
Bana, sezonu iyi ki bu oyunla açmışım dedirtti Godot’yu Beklerken’i Beklerken… Samuel Beckett’in başyapıtı, bu kez yazar Dave Hansen ile sahnenin arkasındaki yedek oyuncularla yeniden dile gelmiş, “beklemek” kavramının altı kalın kalemle çizilmiş gibi. Metin o kadar güçlü ki, oyundan sonra elime alıp okumak ve özellikle bazı diyalogların yanına yıldız koymak istedim. Muharrem Uğurlu, başarılı rejisi ve yönetmenliğiyle; Olcay Tanberken, Metin Kurt ve Muzaffer Yöntem ise, oyunculuklarıyla metni partlatmış. Açıkçası, bu oyun Godot’yu Beklerken’den daha çok sevdirdi kendini bana. Geçen sezon izleme şansı bulamadıysanız, Asmalı Sahne’nin bu iyi işini listenize alın derim.
OBEB, Kumbaracı50
Altıdan Sonra Tiyatro ve Kumbaracı50’nin efsanesi sahnelere geri dönerse, bilet alıp gidilmez mi? İlk olarak 2004 yılında sahneye adımını atan ve bundan ancak üç yıl önce izleme şansı bulduğum OBEB, yine kalbimi fethetti ve yine Yiğit Sertdemir’in önce zekasına ve sonra da kalemine hayran kaldım. Bence her sezon izlenilesi ve her sezon bir öncekinden daha çok beğenilesi bir oyun. Oyuncular, Aslı Can Kortan, Erkan Kortan, Gülhan Kadim, Seda Yürük, Selin Girit ve Yiğit Sertdemir, iki perde boyunca düşmeyen performanslarıyla, oynarken eğlenmelerine bizi de ortak etti. Psikodrama tekniğinin sahnedeki yansıması ve oyundan sonra bile günlerce süren sorgularımızın kaynağı OBEB, bu sezon da seyircisine göz kırpıyor. Bence kaçırmayın!
444, Kumbaracı50
Bu ay takip ettiğim iyi oyunlar zincirine bir halkayı da 444’le ekledim. Yazarı yine Yiğit Sertdemir olunca, ortaya kaliteli bir oyun çıkma geleneği yine bozulmamış. Bir çağrı merkezinde sıradan bir gece yaşanırken, akıl karıştıran telefonlar birbirini izliyor, unutulmaya çalışılan geçmiş defterler açılıyor ve biz koltuğumuzda olan biteni şaşkınlıkla izliyoruz. Oyunun finali ise keşke gerçekten olsa ve keşke hiçbir şeyi unutturmasa dedirtiyor. Yiğit Sertdemir ve Gülhan Kadım’ın oyunculukları da, bu dilekleri fazlasıyla güçlendiriyor. Sahneyi paylaşan başka bir oyuncu daha var, oyun sonunda onu da alkışlayacaksınız. Kim derseniz, sürpriz olsun!
Eve Dönüş, Gnom Tiyatro
İçimi ısıtan, sıcak mı sıcak, tatlı mı tatlı bir oyun olmuş Eve Dönüş! Gnom Tiyatro, seyircisine merhaba dediği ilk oyunuyla harikalar yaratmış diyerek sözümüze başlayalım. Karşımızda üç Zeynep, üç dönem, üç kütük ve en az üç yüz travmadan oluşan bir oyun var. Zeynep’in çocukluğu, ergen çağları ve üniversite yılları ile sonrası, üç ayrı oyuncu tarafından seyirciye aktarılıyor. İrem Yünsel, Tara Demircioğlu, Ece Nur Ateş ve Yusuf Sefaoğlu ise, oyunculuklarıyla göz dolduruyor. Söyleyecek sözümüz çok, izlerken kendinizden bir şeyler bulacağınız duygu ve düşünceler daha çok. O bakımdan, Aylak Zeynep’i çok bekletmeyin ve ilk fırsatta Toy İstanbul’un yolunu tutun bence.
7. Yeni Metin Yeni Tiyatro Festivali, Galata Perform
İlk okuma tiyatrosu olma özelliğini taşıyan ve bu yıl 7.’si düzenlenen Yeni Metin Yeni Tiyatro Festivali, bize birbirinden güzel oyunları dinleme ve izleme keyfini yaşattı. Açılışta Yağız Can Konyalı’nın okuduğu Paçayı Kurtarmak oyunun ritmine şahit olmak çok güzeldi. Okuması gerçekleşen oyunlardan Kalbim O Tepede Atıyor ve Bir Evi En Çok Ne Zaman Terk Edersin?’e olan beğenimi, sonrasında yazar-yönetmen-oyuncularla gerçekleştirilen sohbetlerle pekiştirdim. Cemal Toktaş’ın yönettiği, Nergis Öztürk’ün oynadığı, Sultana’nın ve festivalde en iyi yazar ödülünü alan Ömer Kaçar’ın kaleme aldığı Misafir’in bir an önce sahnelerde olmasını diledim.
Leenane’in Güzellik Kraliçesi
Bir zamanlar, Devlet Tiyatroları’nın kapalı gişe oyunu Leenane’in Güzellik Kraliçesi, yıllar yıllar sonra aynı kadroyla yine alkışlarımızın arasında. Bir aile ve aşk dramının anlatıldığı, izlerken içinizi acıtacak bu oyunun sonunda kırılan parçalarınızı toplamak zorunda kalacaksınız. Rüçhan Çalışkur, Sumru Yavrucuk, Hakkı Ergök ve Yurdaer Okur ile ustaların oyunculukta zirve yaptığı gövde gösterisine şahit olurken sevgili Cüneyt Çalışkur’a da saygı duruşunda bulunduk. Daha önce izlediyseniz, uzun bir aradan sonra yeniden izleyip yine çok beğenmeye; ilk defa izleyecekseniz de, keşke daha önce de görme şansım olsaydı diye üzülüp, uzun bir süre etkisinde kalmaya hazır olun.
Hamlet, İstanbul Devlet Tiyatrosu
İşte büyük eser Hamlet ve ondan da büyük usta Bülent Emin Yarar! Bana göre, Shakespeare’in gözbebeği Hamlet’i, kendisinden daha güzel oynayan ve tüm karakterlere yetmiş dakika gibi kısa bir süre içinde can veren başka bir oyuncu olamaz. O meşhur tirad “olmak ya da olmamak” ile açıldı perde, sonra öldürülen kralın ruhundan, Ophelia’ya, Leartes’e kadar tüm karakterler sırayla saniyeler içinde sahnede yerini aldı. Bülent Emin Yarar, her oyununda beni kendine hayran bırakmıştır ama bu oyunda katsayı en az ikiye katlandı. İzlemeye doyamadım ve yine yeni yeniden sahnenin karşısında olmak üzere pusuya yattım. Biliyorum, bilet bulmak zor ama ne yapın edin, hatta tüm imkanlarınızı seferber edin. Sabahın köründe gişenin açılışını beklemeye inanın değiyor.
Ekim ayını işte bu oyunlarla kapatırken, kasım ayı için de planlarımı çoktan yaptım. Şu anda sabırsız bir bekleyiş hakim bende çünkü 22. İstanbul Tiyatro Festivali’ne artık sayılı günler kaldı! Aylar öncesinden biletimi aldığım oyunları alkışlayacak olmak heyecan verici. Gelecek ay görüşmek dileğiyle…
Şahane! 🙂 Ne çok oyun sığdırmışsınız bir aya... Benim için de Ekim dolu dolu geçecek sanırım; tiyatro festivalini bekliyorum. Eylül'de Teftişör'ü seyrettim; bence çok iyi bir oyundu. Tavsiye ederim🙂
Çok teşekkür ederim Mervecim 🙂 Daha da fazla olacaktı ama programımı ancak uydurabildim. Kasım ayı benim için de yoğun, yaşasın festival! Teftişör listemde, Tiyatro Adam'ın yeni bir oyunu daha geliyor, Meçhul Paşa. Onu da şimdiden listene almanı tavsiye ederim. İyi seyirler şimdiden...