Güneş Özgeç: Şarkıların Peşinden Giden Biri
Röportajlarıma biricik Güneş Özgeç ile devam ediyorum. Güneş bence adı gibi, düşünüldüğünde, dinlendiğinde, sohbet edildiğinde insanın içine gün ışığı saçan bir insan. 2019 söyleşilerime onunla başladığım için mutluyum, umarım bu aydınlık, neşeli his hem o, hem ben hem de tüm okurlar için yıl boyunca devam eder.
Merhaba, öncelikle röportaj teklifimi kabul ettiğin için çok teşekkür ederim. Kendini ve bugünlerdeki halini bize nasıl anlatırsın? Biyografik cümleleri bir kenara bıraksak, yeni tanışacaklar seni nasıl bilsin?
Şarkılarının peşinde giden biri… Bir de kedileri, ağaçları seviyorum.
Son teklin Sonbahar’ın sözlerini yazarken nasıl hissediyordun? Yazarken sözlerin içine sindiğini ne zaman, nasıl anlıyorsun? Bir de söylemesem olmaz, kanun ile çello çok yakışmış…
Şarkı yazarken çok heyecanlı hissediyorum. Aklımda sözler dönüyor, yazıyorum, karalıyorum, bazen çok akıcı şekilde yazıyorum sözleri, bazen sayfalarca yazıp eliyorum ve sonunda bambaşka bir şey yazıveriyorum. Sonbahar’ın nakaratında takılmıştım; başta yazdığım farklı bir nakarat vardı, içime sinmemişti, o yüzden de bitti diyemiyordum. Bir süre bekleyişin ardından bugünkü nakarat çıktı. Herhalde vermek istediğim duyguyu ifade edebildiğimi düşündüğümde bitmiş oluyor parça. Kanunu da, çelloyu da çok severim ve bence de çok yakıştılar ama yadırgayanlar da oldu tabii.
Yıl senin için güzel bitti diye biliyorum. Yeni karşılaşmalar, tanışmalar oldu. 2019’da neler olacak sence?
Yılın son konseri harikaydı benim için; Moda Sahnesi’nde Kendine Has Herkes Tek’de yer aldım ve çok güzel bir etkinlikti, toplam 3 gün sürdü. Çalmadığım günler dinlemekten, sahne aldığım gün söylemekten çok keyif aldım. Mutluluğu hâlâ üzerimde.
2019 da çok güzel başladı, bu sıralar Bi’mikrofon’a çıkacağım, 8 Şubat’ta ise farklı bir konser olacak, Kadıköy Mecra‘da Aysel Gürel’in 90. doğum günü kutlaması var. Çok beğendiğim müzisyenlerle paylaşacağım sahneyi: Nilipek, Selin Sümbültepe, Ceren Gündoğdu… Hepimiz üçer Aysel Gürel şarkısı söyleyeceğiz, sonra da Diskolog ve Q-BRA çalacaklar. Oldukça ilginç ve eğlenceli olacağını düşünüyorum. Ayrıca yakınlarda yeni bir tekli yayınlamayı, 2019 sonlarında da bir albüm yayınlamayı planlıyorum.
Bir röportajında “okul sayesinde değil, okula rağmen” diyerek konservatuvarı çok da sevemediğini anlatıyorsun. O zaman “okul sayesinde” dediğin bir anını bize anlatsan?
Konservatuvarı sevmediğim söylenemez, başka bir okula gitmek asla istemezdim. Yalnız genel olarak okulu sevmiyorum diyebilirim sanırım. Kendi okulumda da olan sistemsel ve bireysel sorunlar bende derin yaralar açtı. Küçük yaşta başladığımız ve uzun süre içinde olduğumuz için konservatuvar yaralarını sarmak bir mesele, benim meselem de sürüyor. Bence herkes öğretmen olmamalı! Okula rağmen dememin nedeni de şu, biz okulda çok eleştirildik ve başkalarını çok eleştirir olduk. Böyle olunca da eleştirilmemek adına saklanmayı yeğliyor insan: Hiçbir şey yapmam, böylece kimse bir şey söyleyemez. Yeni yeni üstümden atıyorum ben bunu işte. Okul sayesinde dediğim bir anı yok ama gerçekler var; keman çalabiliyor olmak örneğin ve diğer bildiğim -olumlu ve olumsuz- her şey.
Paylaştığın videoların altına yazdığın kısa tanıtım yazıları dikkatimi çekti ve çok hoşuma gitti. Şarkı sözü dışında yazı yazar mısın?
Günlük yaşamımda yazan biri değilim ama yazma denemelerim oldu; bir çocuk kitabı, bir senaryo gibi.
Elektro kemanı şu anki müzikal yolculuğunda nereye koymalıyız?
Elektro keman çaldığım çalgılardan biri; zaman zaman şarkılarımda, sahnemde kullandığım ve kullanacağım.
Keman, çello, kontrbas… Sanki hepsi viyoladan daha öne çıkıyor ve bilmeyenler tarafından viyola hep bir arkada, bir yabancı kalıyor gibi. Bize viyolayı, tınısını, ilişkinizi nasıl anlatırsın?
Ben kemanla başladım okula. Sonra hocalarımla anlaşamadım ve sorunlar yaşadım, çözümü bölüm değiştirmekte buldum. İyi ki de öyle olmuş da viyola çalmışım. Repertuvar olarak bana çok daha yakındı bir kere viyola. Çağdaş müziklere her zaman daha yakın hissetmişimdir ve onları çalmak bana daha büyük heyecan verir. Nuri İyicil’le çalışmıştık viyolayı ve diğer hocalarımda görmediğim bir şey vermişti bana. Bunun için minnettarım kendisine. Viyolanın sesi ise anlatmakla olmaz, dinlemek lazım.
Birkaç dilde coverların var. Sanki hangi şarkı olursa olsun orijinalini daha neşeli hale getiriyorsun gibi, o yüzden hepsini dinlemek ayrı bir zevk, ayrı bir tatlılık katıyor…
Çok teşekkür ederim, ne güzel bir yorum bu!
Dans etmeyi de seviyorsun sanırım, seni dinlerken insanın en azından ayaklarıyla tempo tutası geliyor…
Dans etmeyi kim sevmez! Küçükken bale ve folklör yapmıştım. Lisedeyken de modern dans ve bale kursuna gittim, point bile giydim. Sahnede de modern dans gösterisi yaptım. Her gün dans ederim evde, her gün olmasa da en azından haftada üç!
İkaria benim için özel oldu, soruları hazırlarken en çok onu dinledim. Çok sade ama çok gerçek bir huzuru var ama aslında çok az gidebildiğimiz ve sonunda vedalaştığımız bir yeri anlatıyorsun, o yüzden hüzünlü de. Ben susayım, sen anlat…
Sen çok güzel ifade etmişsin hislerini. Bir şarkı yapıldıktan sonra artık benim olmaktan çıkıyor bence. Senin gibi başka insanlarla birlikte duygularımızı paylaştığımız bir bahçeye dönüşüyor.
Şarkıları konserlerde bazen farklı yorumladığına dair bir cümleni de okudum. Seni dinlemek istesek yakınlarda ne zaman nereye gelelim?
Şimdilik gözüken 8 Şubat’ta Kadıköy’de sürpriz bir konser var, 27 Şubat’ta da Cemiyet’de kendi konserim var, beklerim.
Şarkılarda da kliplerde de Moda, Ege, deniz havaları var. Güneş’i Güneş yapan önemli şeyler olarak düşünebiliriz bunları sanırım…
Moda’da doğup büyüdüm ve şimdi de Moda’da yaşıyorum; denizin kenarında, Ege’nin çaprazında.
Beraber çalıştığın insanları bize nasıl anlatırsın?
Çok fazla insanla beraber çalışıyorum, hangi birini anlatsam, nelerini anlatsam bilemedim. Taylan Aygar var her daim yanımda, her şeyi ona sorarım önce, sonra. Yaptığım her şeyin ucundan tutandır, beni itendir, yanımdadır.
Doğum günü zamanlarında Kahve’yi paylaşırken ne kadar dinlerseniz, o kadar büyürüm demişsin. Bence daha çok büyüyeceksin. Hayallerin neler; yolculuğunun neresindesin, nereye gitmek istersin?
Şarkılarım dinlensin, bir ağızdan söylensin. Hayalim bu işte.
Şu kelimelerin aklına ne getirdiğini bir kelimeyle söyleyebilir misin?
Unutkanlık: Rutin
Fa notası: Sol
Zihin: Durmaz
Mor: Dağlar
Roman: Raziye
Teşekkürler!
İlk yorumu siz yazın!