Kadınlar ve İstikrarlı Hayaller: Stil Danışmanı Görkem Turgut
Kadınlar ve İstikrarlı Hayaller serisi, bu hafta stil danışmanı Görkem Turgut ile devam ediyor. Görkem hem hayallerine nasıl ulaştığını ve planlarını anlattı, hem de stil danışmanlığı nedir, neyi kapsar, bize küçük bir eğitim verdi!
Bant Mag.’ın Yol Yordam diye bir serisi vardı ben Hürriyet TV’de çalışırken. Hakikaten oradaki fazla sıradan hayatımda haftanın en eğlenceli zamanlarından biri Bant Mag.’dan gelen yeni videoları sıcak sıcak izlemek olurdu. Yol Yordam serisinden unutmadığım videolardan biri de “Çalışanından daha çok verim almanın 4 yolu” videosuydu. “Arkadaşlar haydi hop, biraz da eğlence diyelim! Oturmaya mı geldik? Biraz coşkulu çalışalım, daha verimli! Ne ofisi burası?” Çalışanlar bezmiş kısık seslerle: “Sigortaaa” Az mı sigortacı arkadaşıma zorla izlettirip kendi kendime güldüm! Bir sigorta şirketi, bir banka benim için. Aynı sıkıcı kefe. Ama gel gör ki bu işi şevkle yapan insanlar var!
Sevdiğin işi yapabilmek malesef ki, çok rastlanan bir durum değil. Ben mesela, elbet yazarlıktan çok zevk alıyorum ve sosyal medyada yazılarımı, üzerine yazdığım kültür-sanat konularını öne çıkarıyorum; insanlar çalıştığım kurumsal firmadaki işimi de sevdiğimi duyunca ayıp olmasın diye söylüyorum sanıyorlar. Asıl ayıp olan ikisini de sevmekmiş gibi… Ayıp edenler kulübünün bir başka tanıdığım üyesi de Görkem. Şu an bir bankada çalışıyor, hem de gayet severek ve başarıyla. Geç saatlere kadar çalışması gerekiyor, akşamın bir saati eve geliyor, oturuyor bilgisayarının başına ikinci hayatına başlıyor. Kendini, bakış açısını geliştirmek ve trendlere hakim olmak için danışanlarına özel araştırmalar yapıyor. “Yapamazsın!” diyenlere aldırmıyor, cesaretinin kırılmasına izin vermiyor, çocukluğunun hayali stil danışmanlığını işi ile beraber götürüyor.
Görkem’le röportaj yaparken iki noktadan çok etkilendim. İlki, amacının insanları güzel göstermek değil, insanlara yardım etmek olması. Stil danışmanlığı denince aklımda oluşan görüntü zira, kokoş kadınlar… (Bu röportajdan sonra değil!) “Daha çocukken insanlar arasındaki dış görünüşten dolayı varolan eşitsizliği ve bunun arkadaşlarımı mutsuz ettiğini farkına varmıştım. Ve tabiki bu sorunu ben çözmeliydim,” diyor Görkem ve insanlara kendilerini iyi hissetikleri, kendilerini ifade eden kıyafetleri bulmaları için yardım ediyor; illa ki en trendi üzerlerine geçirmeleri için değil. İkinci konu ise şu, kişisel stil çok önemli! Röportaj ilerledikçe Görkem’i dinlerken bir yandan “Acaba ben stil sahibi miyim? Ya ben ne giyiyordum hakikaten? Ya bahsettiği ilk izlenimleri hep kaçırdıysam?” gibi sorularla panikledim. Buyrun siz de Görkem’le tanışın, hayaller nasıl isteyince gerçekleşiyormuş, kişisel stil ne kadar önemliymiş kararlı bir kadın girişimciden okuyun…
Merhaba Görkem! Bize biraz kendinden bahsedebilir misin? Ne okudun, bugüne kadar neler yaptın, neler yapmaktan hoşlanıyorsun?
Merhaba! 1986 İzmir doğumluyum, hayatımın şansı diyebileceğim bir ikizim ve ailem var. 9 yaşında Ankara’ya taşındım ve üniversiteyi bitirene kadar Ankara’da kaldım. Lisansımı Başkent Üniversitesi İstatistik ve Bilgisayar Bölümü’nde tamamladım. Tam o sırada karşıma bir fırsat çıktı, cesaretimi toplayıp İspanya’ya taşındım ve bir start-up fikri üzerinde gece gündüz çalışmaya başladık. İspanya’dan döndükten sonra Ankara’da ve İstanbul’da çeşitli teknoloji şirketlerinde çalıştım. Bu sırada GKL (Geleceğin Kadın Liderleri) projesi sayesinde KAGIDER ile tanıştım. Kagider kendimi, isteklerimi ve hayallerimi keşfetme sürecimde kafamdaki soru işaretlerine cevaplamam için bana gelecekle ilgili iki kapı açtı. Bunlardan ilki, insanların hayatına dokunan, kendi fikirlerimi katarak projeler üretebileceğim fakat bir yandan da teknolojiyle iç içe bir alanda çalışmaktı. Diğeri ise insanları mutlu etme, onları özgünleştirme isteğimdi.
Ondan sonrasını hep iki hayat olarak yaşadım 🙂 Yüksek lisansımı Galatasary Üniversitesi Finansal Ekonomi Bölümü’nde tamamladım. Onu bitirince İstanbul Moda Akademisi Stil Danışmanlığı eğitimi aldım. Şimdi bir yandan kurumsal hayatta çalışırken bir yandan da freelance olarak Stil Danışmanlığı hizmeti veriyorum.
Bu arada, dans etmekten çok hoşlanırım. 4 yaşında baleye başladım ve 14 yıl devam ettim. Sonrasında içine biraz da modern dans, urban ve latin karıştırdım. Fakat İstanbul’a geldiğimden beri kendime uygun bir dans stüdyosu bulamadığım için dans etme isteğimi balefitness ile ya da evde kendi kendime dans ederek karşılamaya çalışıyorum.
Şimdi bir alanla dalga geçmek istemiyorum ama biz bizeyiz. Bankacılık en klişe sektörlerden görülür ve sen iş günlerinde vaktini bankada geçiren bir insanken stil danışmanı olmaya karar verdin? Sürüdeki o sevdiğimiz, farklı olan kara koyun gibi… Nasıl bu konuya ilgi duymaya başladın, stil danışmanı olma kararını nasıl verdin?
İnan bankadaki herkes bunu kabullenmiş durumda! Ben en şanslılardanım, içinde bulunduğum ekiple hiç bankada gibi hissetmiyorum, en önemlisi monotonluğa girmiyorum. Aslında benim ilgim çok daha erken başladı, evet adı “stil danışmanlığı” değildi ama daha çocukken insanlar arasındaki dış görünüşten dolayı varolan eşitsizliği ve bunun arkadaşlarımı mutsuz ettiğini farkına varmıştım. Ve tabiki bu sorunu ben çözmeliydim 🙂 Çözebileceğim en kolay yol da estetik cerrahı olmaktı. Estetik cerrahı olursam hakeden, isteyen herkesi mutlu edebilirim sanıyordum. Sonradan astronomiye merak saldım ve bu isteğim geri planda kaldı.
Fakat profesyonel hayatın ilk gününden itibaren yine çok güzel beyinlerin, dış görünüşleri ve ilk intibaları arkasında gizli kaldığını, bunun da bir süre sonra insanların potansiyelleri altında varolmalarına sebep olduğunu gözlemledim ve bu sefer kolları sıvayıp bu işin adını koymaya karar verdim.
Şu an işinle beraber götürüyorsun danışmanlığı, bunu nasıl başarıyorsun? Bir gün tamamen danışmanlığa odaklanma planların var mı?
Kolay olmuyor, bazen ikisi de birbirinin zamanından çalabiliyor. Ama dengelemeye çalışıyorum. İnsanın varolduğu, severek varolduğu her ortamda başarılı olma ve elinden gelenin en iyisini yapma isteği doğuyor. Ben iki mesleğimi de seviyorum, bu yüzden daha çok çalışmam şart! Stil danışmanlığı tarafında henüz demlenme sürecindeyim, bunu hissedebiliyorum.
Potansiyel kariyer fırsatlarını kapatmamak için ikinci soruna cevap vermesem daha iyi gibi 🙂 Şaka bir yana, tabiki hayalim çok net. Ama bu sadece danışmanlık olmaz, mutlaka eğitime yönelik bir şeyler de yapmayı planlıyorum. Stil danışmanlığı ile bir insanı etkileyip hayatını değiştirebilirsin ama eğer inandığın daha güçlü olgular varsa mutlaka katkı sağlamak, iz bırakmak istersin. Benim de temel motivasyonum bu. İz bırakmak benim için üretmek demek. Yani hem emek verdiğim mesleği geliştirmek, hem de bunu diğer insanlarla paylaşmak istiyorum, çift yönlü.
Haydi şimdi bizi biraz eğit! Biraz da işin kendisine geçelim. Eminim herkesin bir kulak aşinalığı vardır ama sorsan detay veremeyiz. Stil danışmanlığı sadece belli bir zümreye yönelik bir hizmet gibi duyuluyor. Hakikaten bir stil danışmanı ne yapar, bir günün nasıl geçiyor?
Stil danışmanlığı, yani bir kişiye özgün bir stil yaratılması, kişinin karakterinin, hedeflerinin, alışkanlıklarının ve yaşam şeklinin, sanat ve bilimle bir araya getirilmesiyle mümkün oluyor. Buradaki amaç ilk intibayı bilinçli olarak değiştirmek, kısaca algı yönetimi. Ve tabiki bunu kalıcı hale getirmek. Ben stil danışmanlığını, insanların hedeflerine ulaşmak için bir araç olarak kullanıyorum. Hedeflerine giden en önemli adımı beraber atıyoruz. Sonrasında zaten özgüven ortaya çıkıyor. Örneğin, çekici olmayan biri, çekici görünmeye karar verip öyle davranmaya başladığında hayatı da ona göre evriliyor, diğer insanlardan öyle tepki alıyor ve istediği tepkiyi aldıkça daha da tamamlıyor kendini.
Stil danışmanlığı sürecinde öncelikle danışan ile keşfe çıkarak sevdiği, sevmediği özelliklerini, hayatını, isteklerini ve hislerini konuşuyoruz. Sonra bir heykeltıraş gibi her zaman orada duran gerçeği ortaya çıkarıyoruz ve kişiye en uygun stili belirliyoruz. Stil dediğimiz aslında bir kimlik, dış dünyaya rahatça “Ben buyum!” diyebilmek; bir öngörülebilirlik-tutarlılık sağlamak. Son olarak ise, kişinin hobilerini, konuşmasını, yürüyüşünü, değerlerini ve başarılarını belirlediğimiz stili parlatmak için kullanıyoruz. Dolayısıyla ilk intibada karşımızdakini en iyi versiyonumuzla karşılıyoruz. Tabiki kişisel stil oluşturmak zaman alıyor. Yaşınız ilerledikçe, farklı kaynaklardan beslendikçe, gördükçe ve okudukça hem siz gelişiyorsunuz hem de bu durum stilinize etki ediyor.
Bu niye mi önemli? Birincisi, kendimizi hala sunmak, anlatmak, göstermek ve bişeyler talep etmek durumundayız. Sen başarılı olduğunu sözsüz iletişim kısmında karşındakine geçiremiyorsan bu malesef bir önyargı oluşturur. Sen sonra ne anlatırsan anlat bir adım geriden başlarsın. Ya da, evet sen iyisin ve karşındakine verebilecek çok şeyin var. Ama çok şeyin varmış gibi bakmazsan, kimse de durup sana bakmaz. Bunun örneklerini günlük hayatta çok yaşıyoruzdur. Çünkü insanların beyni eşleştirme mantığı ile çalışıyor. Başarılı olmayan insanlar bile başarılıymış gibi davrandıklarında birçok kapı açılıyorsa, günümüzde insanların böyle büyük bir etkileme aracını hem sosyal hem de profesyonel yaşamlarında, onlara her zaman eşlik edecek bir avantaj olarak kullanmaları gerekiyor.
Stil danışmanı neler yapar? Öncelikle seni tanır. Tanımak için, değişime niye ihtiyaç duyduğunla ilgili sorular sorar. Asıl öğrenmek istediğim sosyal ve kültürel etkenler kişiliğini, motivasyonunu, hedeflerini nasıl etkilemiş, bu hedefleri gerçekten senin mi, hedeflerine uygun kimlikte mi görünüyorsun? Ve vücut tipine, tonuna, yaşam şekline uygun bir stil çalışılır. Yeri gelmişken, kadınlarda 6; erkeklerde 5 temel stil tipi bulunuyor. Vücut tipine göre genelde en az 2 stil karışımı keşfedilir. Ve bu stile uygun en iyi kesimler, desen ve kumaşlar belirlenir. Problemli bölgeler kamufle edilmek üzere çalışılır.
Sonra danışanın evine, dolabına giriyoruz. Asıl keşif burası! Dolabındaki renkler, kıyafetlerin koordinasyonu, azlığı-çokluğu, bedenleri hepsi o kişiyle ilgili bir şeyler anlatıyor. Kişinin olmak istediği insana, stile hizmet etmeyecek tüm kıyafetleri eliyoruz. Kapsül gardırop oluşturarak, yeni hayatında bir alan açıyoruz. Ve karakteristik parçalar için alışveriş gününü planlıyoruz. Ben bu sırada danışanın hoşuna giden parçaları ve konseptleri not etmesini istiyorum. O, bunu yaparken ben de ona özgün stili yaratmak için mağaza ve butikleri geziyorum. Alışveriş ve kombin çalışmalarından sonra işimiz kolay. İnsanlar genelde henüz stilin tamamlayıcı alanlarıyla ilgili çalışma yapmadan, kıyafetlerin ve yarattığımız tavrın kimliğine bürünüyor. Aynada kendini olmak istediği gibi gördükçe, çok daha iyi hissediyor, vücudunu tanıyor ve seviyor. Sonra da bu stili saç, kaş, bakım gibi tamamlayıcılarla birleştiriyoruz. Aslında olmazsa olmazlar demek daha doğru. Tüm bu çalışma süreci 2 – 5 ay arasında sürüyor. Bir ay sonra da her şeyin yolunda gittiğine emin olmak için takip seansı yapıyoruz.
Sayfanı biraz karıştırdım da, farklı farklı hizmetler var. Hakikaten sanıldığı gibi basit bir konu değilmiş. Kısaca bize bu farklı hizmetlerden bahsedebilir misin? Hangileri en çok tercih ediliyor?
Kadın ve erkekler için 3 temel hizmet var: Gardırop Detoksu, Alışveriş Danışmanlığı ve Stil Belirleme, Değişim Danışmanlığı. Bunların öncesinde de bir keşif ve analiz çalışması oluyor. Ek olarak, event bazlı da danışmanlık veriyorum. Örneğin düğün için gelin ve damatın kıyafet seçimlerinden düğün günü giydirildiği ana kadar, danslarındaki tavırlarına kadar her detayda yanlarında oluyorum. Ya da iş görüşmeleri için, önemli bir konuşma için kombin önerileri paylaşıyorum. İhityaca göre değişiyor.
Keşif seansında 3 şeye bakıyorum: Bir, hizmet vereceğim danışan ile enerjimiz uyuyor mu? Bu hizmet ihtiyacını karşılıyor mu? Değişime açık mı? Eğer cevap evetse, ikinci soruya geçiyorum. İç ve dış dünyasında neler oluyor? Burada iç dünyasından bahsettiğim, değişim ya da baştan yaratılma isteğinin ötesinde ne var? Mesleki, eğitimsel ve ilişkisel hedefleri; mevcut endişeleri, geçmiş travmaları, hayalleri-istekleri için motivasyon kaynağı… Dış dünyasını öğrenmek için ise, renk analizi, yüz ve vücut analizi yapıyorum; fitting’e önem veriyor mu (yani kıyafetleri üzerine uyumlu mu), kıyafetler fonksiyon olarak ve yaşı için doğru mu, özenli mi, fonksiyona kalıp ve desenler hizmet ediyor mu gibi konuları inceliyorum.
Son olarak da alışkanlıklar… Ne kadar başarılı alışveriş yapıyor, harcama alışkanlığı nasıl, mağazaya gittiğinde ürünleri neye göre seçiyor, farklı ortamlara ve yaşam şekline göre ne kadar uygun giyiniyor? İnan tüm bunlar düşündüğümüzden çok daha fazla bizi ortaya çıkarıyor. Özellikle de kadınları… Bütün bunların amacı aslında veri toplamak. Elimde ne kadar doğru veri olursa, analiz o kadar sağlıklı oluyor ve sonuçlar kalıcı hale geliyor. Ve danışan belirlediğimiz stilin içinde kendini o kadar rahat hissediyor. Bu aşamadan sonra doğru ihtiyacı ve ihtiyaca yönelik en uygun hizmeti belirlemiş oluyoruz. En sık talep edilen hizmet kişinin, doğru renk ve kesimde giyinmesini, vücudun avantajlı böglerini öne çıkarmayı hedefleyen ve kişiye en uygun stili bulmak için yaptığımız bir saatlik çalışma. Ve ikinci sırada tabiki Alışveriş Danışmanlığı yer alıyor.
Danışan profilin nasıl? Nasıl bir kitleye danışmanlık veriyorsun?
Stil sahibi olmak için mükemmel bir fiziğe ya da lüks kıyafetlere sahip olmak gerekmiyor. Stil, çoğu zaman ne giydiğinden çok özenli olmakla, kendinizi zerafetle taşımanızla, incelikle ve canlılıkla başlıyor.
Genelde sosyo-ekonomik statüsü ortanın üstü olan (kadın için çok belirleyici olmayabiliyor) kesim stil danışmanlığını bir ihtiyaç olarak görüyor ve tolere edebiliyor. O yüzden şu ana kadar çalıştığım profiller daha çok bu şekilde. Ama ben kendine ve hayatına özen göstermeye, yeni bir başlangıç yapmaya motivasyonu olan herkesle çalışmaya açığım.
Peki, son soru… Stil danışmanlığı isteyenler sana nasıl ulaşabilir?
Mail adresim [email protected], istedikleri zaman detaylı bilgi alabilirler. Websitemde hizmetlerin detayları yer alıyor. Ve tabii ki Instagram: @gorkemturgutstyling, @gorkemturgut. Son olarak, sevdiğim bir söz ile bitirmek istiyorum:
Make the right choices in the morning, because it could change your life.
Sabahları özenli olun ve doğru kıyafetleri tercih edin çünkü bu, hayatınızı değiştirebilir.
İlginizi çekebilir: Irmak Özer’den “Kadınlar ve İstikrarlı Hayaller: Gizem Avcıer, Ma’Lune“
İlk yorumu siz yazın!