Aktivist Bir Gerilim: L'heure de la sortie / School's Out
38. İstanbul Film Festivali’nin Mayınlı Bölge bölümünden L’heure de la sortie / School’s Out, alışık olmadığımız gerilim unsurları kullanarak tansiyonu yükseltiyor, gelecek kaygısı, çevresel kıyamet ve psikolojik gerilimi mütevazı bir şekilde harmanlıyor.
İnsan ırkının çevreye verdiği zarara dair bir söylemi olan, çevre aktivizmini konu alan ya da geri dönüşü olmayan bir çevresel kıyamete doğru sürüklendiğimizi karanlık ve karamsar bir gelecek portresi çizerek yüzümüze vurmayı amaçlayan filmlerin sayısı hiç de az değil. Yalnızca belgesel sinemadan da söz etmiyorum; Wall-E ya da Mononoke-hime gibi animasyonlardan tutun da The Day After Tomorrow ve Avatar gibi blockbusterlara, Children of Men ve Night Moves gibi daha bağımsız ve minimal işlere kadar bu temanın kurmaca sinemada da birçok örneği var. İkinci filmini çeken Fransız yönetmen Sébastien Marnier ise bu temayı bir gerilim ve gizeme fon oluşturmak için kullanıyor L’heure de la sortie / School’s Out filminde.
L’heure de la sortie / School’s Out‘ta, yedek öğretmen olarak bir sınıfa atanan Pierre’i izliyoruz. Pierre ise, aynı zamanda sınıf öğretmenliği görevini devralmak zorunda olduğu, hepsi üstün zekalı öğrencilerden oluşan bu özel sınıftaki öğrencileri izliyor, izleyişi ilgiye, ilgisi takıntı ve paranoyaya dönüşüyor. Sınıftaki öğrencilerin özellikle altısı, saygısızlık, dobralık, umursamazlık ve cesurluk arasındaki bir çizgide seyreden davranışlarıyla özellikle Pierre’e zor anlar yaşatıyor ve bundandır özellikle ilgisini çekiyor. Hepsi okulun en yüksek notlarını alan onur öğrencileri olan bu altı çocuk, okul çıkışında birbirlerine fiziksel ve psikolojik şiddet uyguluyor, dahası bundan zevk alıyorlar.
Çocukların şiddete olan eğilimi ve şiddet uygularken / şiddete maruz kalırkenki soğukkanlılıkları, izleyiciyi sürekli gergin tutan ve şok etkisini kısa patlamalar şeklinde şaşırtıcı sıçramalar olarak yerine filmin geneline yayıp normalleştiriyor. Çocukların eylemlerinin ve eğilimlerinin nedenlerini sorgularken herhangi bir şey hissetme ihtiyacından, kurallara uymakla geçen bir ilkgençliğin anarşist dışavurumuna, doğaüstü bir müdahaleden saf psikopatlığa birçok ihtimal zihnimizden geçse de, her şeyin çevre aktivizmi ve dünyanın yaklaşan sonuna bağlanması oldukça şaşırtıcı oluyor.
L’heure de la sortie / School’s Out, sessizliği ve ışığı en iyi şekilde kullanan ve etkileyici bir sessizlikle ilerlerken ani bir tokat etkisi yaratan açılış sahnesiyle tümüne yayılacak gerilimin sinyallerini vererek başlıyor. Türlü hedef şaşırtmalarla masumiyet, mağduriyet ve motivasyon konularında kafa karıştırıyor. Ölümün ucunda gezinen ve bunu isteyerek yapan, saf şiddeti gündelik yaşamlarının parçası haline getirmiş bir grup çocuğu asıl tehlikeymiş gibi gösterip, bizi daha evrensel ve daha görmezden geldiğimiz bir felakete ve tehlikeye doğru daha da hazırlıksız hale getiriyor. Tüm bunlar olurken, film boyunca mutlak sessizlik de, mutlak sessizliği bölen doğa sesleri de, ürkütücü bir soğukkanlılık ve monotonlukla haykırarak söylenen neşeli koro şarkıları da çok iyi kullanılıyor. Filmin beni hayalkırıklığına uğratan tek noktasınınsa ismi olduğunu söyleyebilirim; Fransızca orijinal ismi L’heure de la sortie (çıkış zamanı) ya da Türkçe çevirisi olan Okul Çıkışı yerine filmin etkileyici finalinin ardından İngilizce adındaki gibi bir “okullar tatil” (School’s Out) ibaresi görmek beni çok daha mutlu ederdi açıkçası.
Bugüne kadar Michael Haneke’den Susanne Bier’e birçok yönetmenin yan yana getirdiği çocuklar ve şiddet teması her daim etkileyici olmaya devam ediyor benim için. Sébastien Marnier‘in L’heure de la sortie / School’s Out filmi de bu temayı gizemli hale getirmeyi ve iyi bir gerilim yaratmayı başarmasıyla 38. İstanbul Film Festivali’ndeki favorilerimden biri oldu.
IMDb Puanı: 6.8/10
İlk yorumu siz yazın!