Alfa Romeo ile Yollarda: İtalya'nın Az Bilinen Sanat Müzeleri
Rafaello, Michelangelo, Da Vinci, Botticelli, Caravaggio, Bellini ve çok daha fazlası… Sanatla az da olsa ilgilenen birçok kişi dünya sanat tarihinde büyük izler bırakmış bu sanatçılardan birkaçının ismini sayabilir. İşte İtalya müzeleri de tüm bu sanatçıların eserlerini, Yunan, Roma ve Bizans medeniyetlerinin izlerini, Rönesans döneminin görkemli eserlerini ve çağdaş İtalyan sanatçılarının işlerini barındırıyor. İtalya müzeleri arasında tabii ki Roma, Floransa, Venedik ve Milano gibi farklı dönemlerle özdeşleşmiş büyük ve turistik merkezlerde bulunanlar öne çıkıyor, eminiz sizin de aklınıza ilk gelenler bu kentlerdeki müzeler oldu. Ama İtalyan sanatına dair yeni keşifler yapmak isteyenler için, ülkenin dört bir yanı ufak ama etkileyici müzelerle, zengin koleksiyonlarla dolu.
Gelin, tıpkı İtalya’nın gizli kalmış kasabalarını, İtalyan mutfağını ve İtalya’daki az bilinen tarihi yerleri dolaştığımız gibi, Alfa Romeo ile yeni bir İtalya rotasıyla İtalyan sanatının dününe ve bugününe dair yepyeni keşifler yapalım. İşte Trieste’den Caserta’ya, Livorno’dan Bergamo’ya, İtalya’nın keşfedilmeyi bekleyen sanat müzeleri:
Reggia di Caserta, Caserta
Campania bölgesinde, Napoli’nin biraz dışındaki Reggia di Caserta / Caserta Sarayı‘na Napoliten Versailles diyorlar! Fransa’daki Versailles Sarayı örnek alınarak, yapımına 1752’de Napoli Kralı VII. Charles’ın emriyle başlanan Caserta Sarayı’nın mimarı, geç barok ve erken neoklasik dönem mimarlarından Luigi Vanvitelli. 1759’da İspanya kralı olarak İtalya’dan ayrılan kral, bugün 160 bin metrekarelik alanıyla dünyanın en büyük saraylarından biri olan bu görkemli sarayda bir gece bile kalamamış, 1773’te ölen mimar Vanvitelli ise sarayın tamamlandığını görememiş. Sarayın sadece mermer döşemeli, yüksek tavalı, fresklerle süslü kendisi değil, bahçesi de Versailles Sarayı’ndan örnek alınmış: 5 dev çeşme, 120 hektarlık alana yayılan yemyeşil bahçeler, su kemerleri… 1997’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklenen bu saray, sadece tarihi bir bina değil. Hem bahçesindeki çeşmelerde görebileceğiniz heykeller hem de sarayın duvarlarını ve odalarını süsleyen sanat eserleri, burayı rehberle gezmesi şart bir müze haline getiriyor. Sarayın iç mekanlarının Vatikan’a olan benzerliği, onu bir film seti olarak da ilgi odağı yapmış durumda: Mission: Impossible III, Angels and Demons filmleri ve The Good Pope dizisi Caserta Sarayı‘nı Vatikan yerine kullanan yapımlardan sadece birkaçı; asıl ilginci ise Star Wars serisinde gördüğümüz Naboo Kraliyet Sarayı’nın burası olması!
Museo Civico Giovanni Fattori, Livorno
Manzara resimlerini sever misiniz? O halde direksiyonu Livorno‘ya kırın. Toskana’nın liman kenti Livorno‘da, bölgenin eşsiz doğasından ilham alan Giovanni Fattori‘nin eserlerine adanmış küçük ama etkileyici bir müze var. 18. yüzyıldan kalma Villa Mimbelli’de ziyaret edebileceğiniz Museo Civico Giovanni Fattori, 19. yüzyılda empresyonizmin İtalya’daki önemli savunucularından ve uygulayıcılarından biriymiş. Müzede Fattori’nin en güzel eserlerinin yanında, Toskana’nın üzüm bağlarının, güneşinin, tepelerinin, tarlalarının ve denizinin tüm güzelliklerini yansıtan Toskanalı 19. ve 20. yüzyıl ressamlarının eserleri de yer alıyor. Müze deyince aklınıza sadece duvarlarda tabloların asıldığı bir mekan gelmesin, eski bir malikane olan iki katlı müze binasının tüm odaları, dönemin mobilyalarıyla döşenmiş.
Galleria Nazionale dell’Umbria, Perugia
Rönesans sanatının kökleri, sadece Floransa’nın bulunduğu Toskana’ya değil, hemen yanı başındaki Umbria’ya da uzanıyor. Toskanalı ve Umbrialı Rönesans ressamları başta olmak üzere, 13. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar birçok tanınmış sanatçının tablolarını bulabileceğiniz Umbria Ulusal Galerisi, yani Galleria Nazionale dell’Umbria, bölgenin merkezi Perugia’daki 15. yüzyıldan kalma saray Palazzo dei Priori‘nin en üst katında. Fra Angelico, Piero della Francesco, Perugino, Duccio ve Gozzoli‘nin eserlerinin de bulunduğu geniş resim koleksiyonu dışında müzede birçok ahşap ve taş heykel, seramik eserler, Perugia işi örtüler ve Sienalı altın ustaların paha biçilmez eserleri de var.
Collezione Maramotti, Reggio Emilia
Collezione Maramotti, Emilia-Romagna bölgesindeki Reggio Emilia kentinde bir çağdaş sanat müzesi. Max Mara moda markasının merkezi ve fabrikası olarak 1957’de mimarlar Antonio Pastorini ve Eugenio Salvarini tarafından tasarlanan modern bina, moda devinin 2003’te daha büyük bir binaya taşınmasıyla, şirketin kurucusu Achille Maramotti‘nin çağdaş sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapmak üzere bir müzeye dönüştürülmüş. Koleksiyon, hem İtalya’dan hem de dünyadan çağdaş sanatçıların resim, heykel ve enstalasyonlarından oluşuyor. 1950’lerin soyut-dışavurumcu akımlarından olan art informel, İtalyan kavramsal sanatı, Roma stili Pop Art, Arte Povera, İtalyan yeni-dışavurumculuğu gibi İtalyan çağdaş sanatının önemli akımlarından birçok örneği bulabileceğiniz bir koleksiyon bu. Vito Acconci, Francis Bacon, Basquiat, Alberto Burri, Francesco Clemente, Tony Cragg, Lucio Fontana gibi sanatçıların eserlerine rastlayabileceğiniz koleksiyonu, yalnızca randevuyla ziyaret edebiliyorsunuz.
Museo Revoltella, Trieste
Trieste’nin en görkemli yapılarından biri, bugün Revoltella Müzesi‘ne ev sahipliği yapıyor. Triesteli zenginlerden Baron Pasquale Revoltella‘nın 1858’de Alman mimar Friedrich Hitzig‘e yaptırdığı saray, Baron’un 1872’deki ölümünün ardından içindeki tüm sanat eserleri, kitap ve mobilyaların yanı sıra yüklü miktarda bir parayla Trieste şehrine miras kalmış. Koleksiyon o kadar büyükmüş ki, şehir hepsini sergileyebilmek için yandaki saraylardan biri olan Brunner Sarayı‘nı da satın almak zorunda kalmış. Bugün üç binadan oluşan, 4 bin metrekarelik sergi alanına sahip olan Revoltella Müzesi, ana binadaki döşeli odalar ve 350 sanat eserinin yanı sıra, 19 yüzyıl sanatı, 20. yüzyıl sanatı, Friuli-Venezia Giulia bölgesi sanatçıları ve İtalyan çağdaş sanatı gibi bölümlere ayrılmış geniş bir koleksiyona sahip. Müzede eserlerine rastlayabileceğiniz sanatçılar arasında Casorati, Mario Sironi, Carlo Carrà, Giorgio Morandi, Giorgio De Chirico, Giacomo Manzu’ Marino Marini, Lucio Fontana ve Alberto Burr de var.
Academia Carrara, Bergamo
Milano yakınlarındaki Bergamo şehrinde bulunan Carrara Güzel Sanatlar Akademisi ya da Accademia Carrara, barok, Rönesans ve 19. yüzyıl sanatından oluşan bir koleksiyona sahip. Müze adını Bergamo’nun varlıklı ailelerinden birinden gelen, verdiği eser siparişleri ve koleksiyonuna kattığı eserlerle sanata destek veren, ölümünün ardından ise tüm koleksiyonunu Bergamo şehrine miras bırakan Kont Giacomo Carrara‘dan alıyor. Müzenin 1800’e yakın parçadan oluşan koleksiyonunda Pisanello, Botticelli, Bellini, Carpaccio, Mantegna, Raphael, Moroni, Rubens ve Titian gibi sanatçıların eserleri var. Özellikle Kuzey İtalya Rönesansı hakkında daha fazla bilgi edinmek, Lombardiyalı ve Venetolu sanatçıların eserlerini görmek istiyorsanız Bergamo’ya mutlaka uğrayın. İlgilenenler için , müzenin 1990’larda açılan bir de modern kanadı buluyor.
Museo Egizio, Torino
Son durağımız, kuzeybatı İtalya’da ve bu kez sanat tarihinin bambaşka bir dönemiyle ilgilenenlere hitap ediyor: Torino‘daki Museo Egizio, 30 binden fazla eseriyle, Kahire’deki Mısır Müzesi’nden sonra dünyadaki en geniş Eski Mısır sanatı koleksiyonuna sahip olan müze. Lahitler, mumyalar, heykeller, sfenksler ve papirüslerle dolu bu zengin koleksiyon sizi dünya tarihinin bambaşka bir dönemine götürecek ve Eski Mısır’ın gizemlerini araştırmaya itecek. Mısır tarihi demişken, Eski Mısır’a dair dünyadaki en önemli kaynak olarak kabul edilen ve aslında kişinin ölümden sonraki yaşamında ihtiyacı olacak büyüleri bir araya getiren Ölüler Kitabı‘nın üç ayrı kopyası da bu müzede bulunuyor.
İlk yorumu siz yazın!