Bazı yerler vardır ki ayak bastığınız andan itibaren orada geçirdiğiniz anı “yaşamak” olarak tanımlarsınız. Keşfedecek çok fazla şey vardır orada. Öğrenmek, deneyimlemek, düşmek, kalkmak, gülmek, eğlenmek, yemek, içmek… Hem ruha hem bedene iyi gelen, kendinizi misafiri değil de ev sahibi gibi hissedeceğiniz bir yerden bahsetmek istiyorum: Kocabahçe Glamping!

Glamping yeni yeni tanıştığımız fakat bir çoğumuz için hızlı adapte olabileceğimiz bir kavram. Doğanın içinde bir şekilde var olmaya çalışıyoruz fakat ilk defa doğa ile baş başa kalacağımız an için de bir kaygı duyuyoruz. Glamping tam da bu kaygıyı azaltacak ve doğa ile buluşmak isteyenlere iyi gelecek bir yaklaşım. Alıştığınız konforu sıfırlamanıza gerek kalmadan, temel birçok ihtiyacınızı karşılayabileceğiniz hatta sunduğu artılarla sizi her deneyimlediğinizde daha çok cezbedecek bir deneyim. Bu deneyimde kendinizi birçok anlamda iyi hissedebilirsiniz.

Ülkemizde henüz yeni olan bu yaklaşımın ilk temsilcilerden Kocabahçe Glamping, her yaz tekrarlamak isteyeceğiniz birçok deneyimi sizlere sunuyor.

Öncelikle buraya gelmek için sizi Germe Koyu’ndan minik teknelerle alıyorlar. Germe Koyu, Bozburun merkeze oldukça yakın. Kendi aracınızla geliyorsanız koya aracınızı park edebilirsiniz. Germe Koyu’ndan ortalama 20 dakika süren deniz yolculuğu ile Kocabahçe Glamping’e varıyorsunuz. Kendinizi bu yolculuğa çıktığınız ilk anda bile çok iyi hissetmeye başlıyorsunuz. Buraya tek ulaşım yolu denizden. Kendi ihtiyaçlarını da lojistik olarak bu yöntemle çözüyorlar. Bu bile insana gerçekten el değmemiş bir yere gidiyorum hissini veriyor. 🙂

Burada birkaç çeşit çadır ve bungolov ev bulunuyor. Gelmeden önce mutlaka ihtiyacınıza uygun olanı anlamak ve rezervasyonunuzu yaptırmak için iletişime geçmeniz gerekiyor. Konaklanacak ve yaşanacak her alanda çok büyük bir emek var. Her köşesi birebir işletme sahiplerinin elleriyle yapılmış. Mimari tasarımından tutun da, işçiliğine kadar. Bunu öğrenince yaşadığınız bu alanlara bakış açınız kesinlikle değişiyor.

Ortak kullanım alanları el yapımı masa ve sandalyelerden oluşuyor. 90 yıllık bir taş evi yeniden kullanıma açmışlar.

Doğa ile iç içe ve büyük bir uyumu olan oturma alanları konumlandırılmış. Gündüz ayrı, gece ayrı keyifli olan bu alanlarda özellikle kalabalık arkadaş gruplarıyla yıldızlar ve müzik eşliğinde vakit geçirmek unutulmaz bir deneyim olur bana kalırsa!

Gelelim deniz keyfine… Kocabahçe’de su muhteşem! Mavinin farklı tonlarını size sunuyor ve deniz altındaki dünyayı görmek isteyenler için ortak kullanım alanında gözlük ve palet kullanma imkanı tanıyor. Su sporlarını seviyorsanız mutlaka kanoyu deneyimleyin derim. Hem tekli hem de ikili kanoları ücretsiz olarak kullanabilirsiniz. Kano deneyiminin en güzel yanı da alandan uzaklaşıp yeni koylar keşfetmek ve dilediğiniz yerde denize girebilmek!

Denizden yorulduğunuz bir anda mutlaka alanı ziyaret etmelisiniz. Kendilerine ait bir bostanları var ve birçok sebzeyi buradan temin ediyorlar. Yine kendi kuyuları ile sulama sistemlerini kurmuşlar ve ekolojik dengeye çok önem veriyorlar. Biraz daha ilerlediğiniz zaman sizi 300 yıldan daha uzun bir süredir var olan bir ağaç karşılıyor. Bu ağacın üstüne bir de ağaçtan ev yapmışlar! Burada çocukluk günlerinize geri dönebilirsiniz. İsterseniz güneşlenebilir, oyun oynayabilir ya da meditasyon ve yoga yapabilirsiniz. Tamamen sizin ne yapmak istediğinize kalmış. 🙂

Yoga demişken, hemen bu ağacın altında geniş bir yoga alanı var. Dışarıdan etkinlikler için kullandıkları bu alan birçok etkinlik için işbirliklerine açık.

Eğer konaklarsanız zaten yarım pansiyon seçeneği ile lezzetli yemeklerini deneyimleyebilirsiniz. Fakat günübirlik bir plan yaptıysanız öğle yemeğiniz için mutlaka midenizde yemeklere yer açın. 🙂 Biz çıtır kabak ve köy patatesine özellikle bayıldık. Yanında soğuk bir şey içmek isterseniz kokteyllerini denemenizi öneririm. Son olarak, yakın zamanda burada gerçekleştirilmiş olan ve Ağustos sonunda da bir yenisi yapılacak, Oyun Kampta aile kamplarına göz atabilirsiniz. Bu alan çocuklar için farklı konularda birçok deneyim sunuyor.

Instagram