Şanghay: Çin'in En Kalabalık Şehrinden Gezi Notlarım
Şanghay: Çin’in 24 milyon nüfusu ile en büyük, en kalabalık şehri, taşınacağımız belli olduğu anda Google’a yazıp ilk öğrendiğimiz bilgi buydu. Biz İstanbullu’yuz, kalabalığa, trafiğe, karışıklığa alışık olsak da Çin biraz ürkütücü gelmedi dersek yalan olur. Dilini, havasını, insanını, kültürünü, yemeklerini, yaşam dinamiğini, kurallarını bilmediğimiz yer. Vize de çok zor, mesafe de uzak derken 2.5 aydır Şanghay’da yaşıyorum, her gün yeni bir keşif ve mutlulukla.
Gitmeden önce yapılan araştırmanın yanı sıra Şanghay’ı görüp yaşamaya başlayınca şehrin dinamikliğine, modernliğine, rahatlığına hayran kalmamak mümkün değil. Şanghay beklenenin üzerinde bir şehir hayatı sunuyor. Günlük hayatta bize farklı, kaba gelecek davranışlardan ayrıca bahsetmek lazım. Şanghay o kadar büyük ve hala o kadar hızlı gelişmekte ki kaç yazı serisinde biter ya da biter mi emin değilim. Ne kadar süre burada kalacağımızı bilmemekle birlikte elimizden geldiğince bu şehri yaşayıp, kültürü öğrenip, Çin’i ve diğer Asya ülkelerini keşfetmek istiyoruz. Yolumuz uzun, heyecanımız yüksek, gençliğimiz var diyerek başlıyoruz.
Şanghay’a derinlemesine başlamadan önce Çin için gerekli birkaç noktadan bahsetmek lazım. Benim Asya’daki ilk ziyaret ettiğim ülke Çin, ilk şehir de Şanghay.
Çin
Çin’e gelmeden önce yapılacakların uzun bir listesi var. Öncelikli olarak vize işlemi biraz sıkıntılı, turistik vize alabilmek için en az 5 kişi olma zorunluluğu var. Aracı firmalar veya seyahat acenteleri bu konuda daha net bilgi vereceklerdir. Bizim durumumuz iş yüzünden ve eş kontenjanından dolayı biraz daha farklı ilerledi ve Şanghay’a vardıktan sonra 1 ay içinde oturma vizesine dönüştü; ama yine de giriş çıkışlarımızda ufak sorunlarla hala karşılaştığımız oluyor.
İkinci kritik ve önemli nokta: günümüzde eksikliğini çekmek istemediğimiz ‘internet’ konusu. Çin’de tüm internet ağı devlet kontrolünde ve Google, WhatsApp, Instagram, Facebook, Youtube vb. uygulamalar yasaklı. Bu yüzden Çin’e gelmeden önce mutlaka telefonunuza VPN yüklemeniz gerekiyor. Hatta mümkünse iki programınız olması yararınıza. Her zaman çalışmayabiliyor bu sistemler de. Google yerine Baidu, WhatsApp yerine her yerde, her alan için geçerli olan WeChat, Instagram yerine WeChat içindeki Moments ile hayatlarına devam ediyorlar, bununla ilgili pek bir sıkıntı çekiyor gibi bir halleri yok. Bizim için ise bu uygulamalara ne kadar ayak uydursak da alıştıklarımızdan da vazgeçemiyoruz. Zaten WeChat ve AliPay olmadan bir hiçsiniz maalesef. Kredi kartını direk unutun.
Turistik olarak gelecekler için AliPay yüklenmesine gerek yok ama WeChat şart. Yeni bir uygulamaya göre turistler için belli bir günlüğüne Çin banka hesabı olmadan da kart tanımlaması yapılabildiği duyurusu geldi. Yaşamadan anlaşılmayacak kadar kritik konulardan biri.
Gelişmiş metro hattı dışında, taksi yerine Didi kullanabilirsiniz. Bulunması gereken uygulamalardan biri. Uber yerine Didi. Trafik olmasına rağmen gerektiğinde tercih edilebilir hem kontrolü de sizde, güvenli bir uygulama. Tabii Didi’nin çalışması için yine bir WeChat veya AliPay hesabınız olması gerekiyor. Bu online sistemlerin kurulması kritik.
Bir metro çıkışının özellikle turistik bölgelerde en az 10 tane çıkışı olabiliyor. Bu nedenle nereye gitmek istediğinizi iyi bilmek gerekiyor. Uzun yollar, doğu, batı, kuzey, güney şeklinde numaralarla bölünmüş durumda. Latin alfabesiyle de yazılı hali var, o yüzde herhangi bir sıkıntı yaşanmıyor. Metrolarda İngilizce duyuru da yapılıyor. Büyük şehirler dışında bu durum pek geçerli değil maalesef.
Şanghay
Şanghay’a 18 Ağustos’ta geldim ve yazın, Şanghay mevsimi olmadığını anladım. Şehir çok dinamik olmasına rağmen, yapılacak ve katılacak onca etkinlikle birlikte sıcak ve nemli hava şartları zorluyor. Ancak bir sürü rooftop bar olmasının keyfi bambaşka. Örneğin uçaktan iner inmez taşınmamız şerefine Good Fellas‘a gittik. The Bund manzarasını seyrederken yemeğinizi yiyip dilediğinizi içebilirsiniz. Her gittiğimiz seferde mutlaka Türklerle karşılaştığımız bu teras en meşhurlardan biri. Önceden rezervasyon şart. Menü ağırlıklı olarak İtalyan, bilginize. Ancak sadece birer içki içmeye de gidip manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.
Rezervasyon demişken bunun için de kullanılan birkaç uygulama var: Chope ve BonApp. Bu uygulamalardan restoranların değerlendirmelerine bakıp kolaylıkla rezervasyon yaptırabilirsiniz. Hatta bazı restoranlar için farklı fırsatları da yakalama şansınız oluyor. Wifi şifrelerine kadar bir sürü detay yer alıyor.
Bizim yaşadığımız bölge Xuhui’de yer alan FFC (Former French Concession), South Shaanxi Lu’da oturuyoruz (Lu, Yol anlamına geliyor) Çin’de nereye giderseniz gidin Çince adresin elinizin altında bulunmasında yarar var, havaalanında pasaport kontrolünden geçerken bile gerekli olabilir (İngilizcesi pek işe yaramıyor). FFC, merkezi bir bölge ve tabii ki çok büyük. Koskocaman ağaçların yolları kapladığı, adından anlaşılacağı gibi Fransızlardan yadigar kalan, hem Avrupai hem de Çinli karışımı bir yer. Yabancıların ağırlıklı bulunduğu bir bölge. Her ne kadar yabancılar ağırlıklı olsa da aslında her yer Çinli. Meşhur birkaç sokağı var ki her yabancı tarafından biliniyor; Anfu Lu, Wulumuqi Lu, Fumin Lu, Julu Lu.
Bizim oturduğumuz ev ‘lane house’ diye geçiyor. Eski tarz Çin evi demek oluyor ve bu evlerde mutfak yok, apartmanın içinde ortak alanda bulunuyor herkesin mutfağı. Bizim evin içi yenilendiği için kendimize ait mutfağımız var ama daire kapımızı açtığımızda karşı komşumuzla yemek yaparken karşılaşıyoruz ve her seferinde selamlaşıyoruz (yaşlılar ile Çince ni hao yani “merhaba” diye selamlaşıyoruz, onlar başka şeyler de söylüyorlar, henüz anlamıyoruz ama ileride anlayabileceğimi umuyorum; kızları az da olsa İngilizce biliyor). Her öğün için ayrı yemek yapılıyor her gün. Evin girişine bir nevi depo demek herhalde doğru bir tanım olur. Oturanların valizleri, kuş kafesleri, asılı çamaşırları hepsi apartmanın içinde, gözler önünde. Kirli ve böcekli alanlar da yok değil. 🙂
Henüz çok fazla bir yer görmemekle birlikte Çin’de hiçbir yer küçük değil. Küçük dedikleri şehirlerde bile en az 2 tane tren istasyonu bulunuyor ve nüfuslar hep milyonlar şeklinde. Kalabalığa alışmak lazım. Çok fazla insan olmasına rağmen acayip düzenliler, tıkır tıkır işliyor tren, otobüs saatleri ve devlet etkisiyle sıfır kaos insanlar arasında. Ama sıra kavramları pek yok, bir anda önünüze geçebilirler ve onlar için çok sıradan bir durum olduğu için kimse itiraz etmiyor. Biz de onlardan göre göre daha da sinir olmamak adına benzer davranışlar sergiliyoruz.
Çin’de adres bulmak gerçekten büyük bir olay. Numarasına kadar her şey yazıyor adreste ancak bir türlü bulunamıyor. Gizemini henüz çözemedik ama sık başımıza gelen bir durum. Numaralar lane house’lardan ya da AVM’lerden dolayı bir anda değişebiliyor. Ya da gizli arada derede kalmış bulması çok da kolay olmayan yerler de yok değil. Çok fazla yer, dip dibe, hepsi dolu.
Şanghay’da bir sürü park bulunuyor. Sabah akşam fark etmeksizin rutin hareketlerini yapan toplulukları görmek mümkün. Özellikle yaşlıların tai chi veya egzersiz hareketlerini izlemek büyük keyif. Street Food olayı ise burada bambaşka. Ona ayrıca bir başlık atıp yazmak gerekiyor…
Bu yazı giriş yazısı olsun. Genel izlenimler ve çevremden ilk gözlemlediklerimi paylaşmış olayım. Devamında farklı şehirler, yeni mekanlar, tarihi yerler olacak. 2.5 ay içinde oturma izni için Konfüçyus’un şehri Qufu’ya, ilk su şehri gezimizi Zhujiajiao’ya, Instagram üzerinden tanıştığım Türk arkadaşımı görmeye Changzhou’ya ardından başka bir Türk arkadaşımızın yaşadığı Wuxi’ye, ilk pirinç tarlası gezimiz olan Hangzhou’ya gidişimi ve detayları Şanghay harici bölüm bölüm yazacağım. Ayrıca Çin dışında Golden Week tatillerinde (Çin Halk Cunhuriyeti’nin yıldönümünün kutlandığı hafta tatilleri var ve buna Golden Week diyorlar) gittiğimiz Singapur ve Tayland (Bangkok, Pattaya) seyahat notlarım da bulunacak.
Kapak fotoğrafı: Unsplash.com / Denys Nevozhai
İlk yorumu siz yazın!