Villa Ambron: İskenderiye'nin Mimari Hazinesi
Mısır’ın İskenderiye şehrinin kültürel geçmişi ve Villa Ambron gibi mimari hazinelerinin kayboluşu üzerine bir yazı…
Mısır’ın İskenderiye şehri hep ilgimi çekmiştir. Antik çağlarda yakılan İskenderiye Kütüphanesi ve İngiliz yazar Lawrence Durrell’in meşhur “İskenderiye Dörtlüsü” kitapları bu şehri ilgi çekici yapmaya yeter aslında. Bir de aile geçmişimin bir şekilde Mısır’la bağlantılı olduğunu öğrenmem İskenderiye konusundaki merakımı daha da artırıyor.
İlginizi çekebilir: Dünyanın Dört Bir Yanından Eski Kütüphaneler
Durrell romanında kozmopolit bir şehirden söz ediyor. Yazar bugün yıkılmış bulunan Villa Ambron’un üst katlarından birine Ekim 1943’te İskenderiyeli eşi Eve Cohen -romandaki Justine karakterine ilham veren kişi- ile taşınmış. Ev sahipleri de alt katta otururlarmış. 90’lı yıllarda Ambron ailesi tarafından Mısırlı bir müteahhite satılan villanın bahçesinde de bir sanat stüdyosu bulunmaktaymış. Durrell villanın kule kısmında Prospero’s Cell ve Dark Labyrinth romanlarını yazmış, İskenderiye Dörtlüsü’nü de yazmaya başlamış. Villanın yıkılma hikayesi ise hüzünlü ama çok da şaşırtıcı değil.
Müteahhit binayı ve bahçedeki sanat stüdyosunu yıktırarak iki apartman yaptırmış bile. Oysa yapı yasalarla koruma altındaymış. Şehirdeki tarihi yapıların yıkımının sistematik bir hal aldığından da bahsediliyor. Belçikalı mimar Auguste Perret’in eseri Villa Aghion -ki mimarın Fransa’daki işleri UNESCO korumasında- geçtiğimiz yıllarda yıkıldı. Majestic Hotel’in de kubbelerinin kaldırılarak iki kat eklendiği raporlanıyor. Öte yandan yıkılma tehlikesi altındaki Cicurel Villası’nın aktivistlerin çabaları sayesinde yıkılmaktan kurtulduğu belirtiliyor.
1890’da Belle Epoque tarzındaki Villa Ambron’u yaptıran Aldo Ambron İtalyan Yahudisi bir mühendis-mimar ve Banco Italo Egiziano’nun kurucusu ve şehrin İtalyan Kulübü başkanı. Eşi de İskenderiye’nin Doğu Limanı Kornişi’ni inşa eden Almagia ailesinden geliyor. O yıllarda 70 bin olan Yahudi nüfusundan bugün neredeyse kimse kalmamış.
Villa Ambron kullanımda olduğu süre içinde önemli insanlara da ev sahipliği yapmış. İtalya’nın sürgündeki kralı üçüncü Vittorio Emanuele ve Mısır’lı ressamlar Saad el-Khadim ve Effat Nagui Villa Ambron’da kalmışlar.
1950’li yıllara kadar İskenderiye’nin Akdeniz’deki en kültürlü şehirlerden biri olduğu belirtiliyor. Malta, Yunan, Levanten, İtalyan, Yahudi ve Avrupalı topluluklar İskenderiye’de yaşam sürmüşler. Öte yandan bazı yazarlar Durrell’in oryantalist ve Avrupa merkezci bir bakış açısıyla şehre yaklaştığını ve şehrin Arap nüfusunu hiçe saydığını yazıyorlar.
İlginizi çekebilir: Dünyanın Dört Bir Yanından En Büyüleyici Kütüphaneler
Kapak fotoğrafı: Unsplash / Yehya Khaled
ilk fotoğraf majestic otel olacaktı