Bu şehri çok sevmemin başlıca sebebleri, şehrin şaşırtıcı detaylarının hiç bitmiyor oluşu ile doğanın ve tarihi dokunun olabildiğince korunmuş olması. Şehrin en cezbedici özelliğiyse, müzeleri ve doğal parkları bence. Bunun yanında konsept restoranlarını ve kafelerini de unutmamak gerek... Hazırsanız, Ukrayna’nın en sevdiğim şehirlerinden Lviv için, part-time bir gezici/keşfedici olarak yazdığım, Lviv gezi rehberi yazısına başlıyorum!

Lviv Gezi Rehberi

İtalyan Bahçesi      Konum

Lviv gezilecek yerlerden söz etmeye, ziyaret ettiğim ve çok sevdiğim müzelerden biriyle başlamak istiyorum. En çok etkilendiğim müzeler arasında yer alan İtalyan Bahçesi/İtalian Courtyard, 1580 yılında Yunanlı bir şarap tüccarı olan Constantine Kornyakt tarafından İtalyan mimar Piotr Barbon’a yaptırılan bir Rönesans eseri. Dünyanın en görkemli ve zengin saraylarından biri olarak bilinen İtalyan Bahçesi’nin içerisinde tarih müzesinin de bulunduğu birkaç müze daha mevcut.

Ama müzeleri gezmeden sarayın keyfini çıkarmak isterseniz, bilhassa yaz döneminde sarayın avlusundaki kafede açık havada bir şeyler içerek ambiyansın tadını çıkarmanız da mümkün. Girişte çok sıra olmadığından gitmeden biletinizi almanıza gerek yok.

Arsenal Silah Müzesi Konum

Lviv seyahatimde gezme fırsatı bulduğum ve çok etkilendiğim bir diğer müzeyse Arsenal Silah Müzesi. 14. yüzyılda inşa edilen ve şu an Lviv’de bulunan en eski yapı olma özelliğine sahip olan Arsenal Silah Müzesi, Lviv’in merkezi olan Rynok Meydanı’nın iki üst sokağında yer alıyor. Orta Çağ dönemine ait savaş aletleri, askeri malzemeler, askeri kıyafetler, silahlar ve o dönemde savaşan insanlara ait eşyaları görebileceğiniz bu müze, yaklaşık 39 senedir ziyarete açık.

Lviv Town Hall Konum

Lviv Town Hall, yukarıda da bahsettiğim, Lviv’in korunmuş doğasını ve tarihi dokusunu canlı canlı görmenizi ve bir kez daha hayretlere düşmenizi sağlayacak bir seyir noktası. 19. yüzyılın ortalarında geçirdiği tadilatın ardından ziyarete açılan Lviv Town Hall, 65 metre yüksekliğinde bir kule. Bu kulenin muhteşem manzarasına ulaşabilmek içinse 400’den fazla merdiven çıkmanız gerekiyor. Lviv’in merkezi olan Rynok Meydanı’nda bulunan Lviv Town Hall, aynı zamanda mimarisiyle de insanı etkileyen bir nokta. Kuleye çıkmanız ve inmeniz oldukça zaman alacaktır ama kuleye çıkmışken şehrin manzarasını izlemek ve bol bol fotoğraf çekmek için en az bir saat ayırmanızı öneririm.

Hai Park Konum

Lviv’e kadar gelmişken Hai Park’ta yürüyüş yapmadan dönülmez! Şehrin yakınında yer olan bu koskocaman park, şehrin ruhunu yaşayabileceğiniz mükemmel bir yer. Her sokağı ile sessizlik ve huzurun hakim olduğu Lviv, Hai Park ile adeta kendini taçlandırmış. Uber ile kolaylıkla ulaşım sağlayabileceğiniz bu park size sessizlik şoku yaşatabilir. Parkın içindeki ilginç mimariye sahip yöresel evlerin önünde resim çekilebilirsiniz.

Lviv Opera Binası Konum

Son olarak muhteşem mimarisiyle ziyaretçilerin ilgisini çeken Lviv Opera Binası‘ndan bahsetmek istiyorum. 1900’lü yılların başında inşa edilen bu bina, hem Avrupa’nın hem Lviv’in en güzel binalarından biri. Burayı ziyaret ettiğinizde kendinizi Viyana’da ya da Paris’te hissedebilirsiniz. En güzel opera ve bale gösterimlerinin orijinal dilinde sergilendiği Lviv Opera Binası, gördüğünüz andan itibaren adeta bir inci gibi parlıyor ve Lviv’in gururu olma özelliğini taşıyor. Her yerden sanat ve tarihin aktığı bu şehirde, sanata verilen bu değeri görmek ve sanatın gücünü hissetmek insana umut veriyor. Müze ziyaretlerinden sonra meşhur Lviv çikolata ve kahvelerinden denemeniz için de size birkaç cafe önerim olacak.  

Kryvka Konum

Gelelim, Lviv’de ne yenir sorusuna… Yazımın yeme-içme listesinin başında Kryvka geliyor! Kryvka, eskiden savaş sığınağı olarak kullanılan ve yerin altında bulunan bir restoran. Lviv’de turistler için uğrak bir adres haline gelmiş olan Kryvka, benim en çok etkilendiğim konsept restoranlardan biri. Kryvka’ya girişte üniformalı bir asker kapıyı açarak savaşta askerlerin yaptığı gibi size parolayı soruyor ve siz parolayı doğru söylerseniz sizi içeri davet ediyor. Tam Rynok Meydanı’nda bulunan bu restoranın içine girince cezbedici bir savaş mimarisiyle karşılaşıyorsunuz. Bunun yanında kahveleri de bir o kadar güzel. Restoranda otururken bir anda bir asker orada oturan bir müşteriye silah doğrultuyor ve çatışma çıkıyor. Bu da Kryvka’yı farklı kılan nedenlerden bir tanesini oluşturuyor. 

Lviv Coffee Manufacture Konum

Meydandaki meşhur Lviv Kruvasancısı’nda devasa ve güzel bir kruvasan yedikten sonra Lviv’deki yeni adresimiz, Lviv Coffee Manufacture oluyor. Coffee Manufacture için Nusret’in kahveci versiyonu demek oldukça doğru olur. Kahveleri masaya dizdikten sonra elindeki ateş ile uzaktan ateş püskürterek yaklaşık 5 dakika boyunca ateşle adeta dans edip kahvelerimizi pişiren kahve sanatçısı bizden de alkışları alıyor. Buraya gidenlerin bu ateş gösterisine tanıklık etmek için müthiş el yapımı kahvelerinden içmelerini ve Napolyon tatlılarından sipariş etmelerini öneririm.

Lviv Handmade Chocolate Konum

Unutmadan, meşhur Lviv el yapımı çikolatalarından denemek için de Coffe Manufacture’ın yan sokağında bulunan Lviv Handmade Chocolate’ye uğramadan dönmemenizi öneririm. Eğer efsanelere inanırsanız, oradan çıkınca da baca temizleyicisinin evine de bir uğrayın derim. 🙂 Her yere yürüyebilmenin kolay olduğu bu şehirde, efsaneler evine giderek baca temizleyicisinin çatıdaki arabasını görmenizi ve hikayesini dinlemenizi tavsiye ederim. 

Sovyet Rusya’dan kopmuş olan Ukrayna’ya gitmek benim için öncesinde bir çok önyargı içerirken, bu güzel minik şehri ve uygarlık seviyesini görmek beni umduklarımın ötesine taşıdı. Avrupa şehri olma özelliğini fazlasıyla taşıyan Lviv’i görmek benim için büyük mutluluktu. Tekrar görmek istediğim, hatta yaşanılabileceğini düşündüğüm bir şehir. Herkes bu huzuru tatmalı.

Kapak fotoğrafı: John-Mark Smith

İlginizi çekebilir: Rahime Taydaş Ergün’den Ukrayna Rehberi