Kokteyl Kahveler Workshop'u: Leziz Bir Kahve Deneyimi!
Kahvelerinizi, küçük not defterlerinizi ve hayal gücünüzü yanınıza alın. Bu workshop’u sevdiğimiz iki şeyi, kokteyl ve kahveleri bir araya getirerek yepyeni, nefis bir konsept yaratacağız. Karşınızda, Kokteyl Kahveler workshop’u!
Kokteyl Kahveler
2019’un son günlerinde, Mutfak Sanatları Akademisi’nin (MSA) özgün reçetelerle oluşturduğu, oldukça eğlenceli Kokteyl Kahveler workshop’una katıldım ve sonuç beklentilerimin üzerindeydi! Kahve kokteylleri, her adımda şaşırtmaya devam etti; birbirinden farklı ve orijinal lezzetlerin bir araya geldiklerinde yakaladıkları müthiş uyuma şahit olmak, basit malzemeler ve küçük püf noktalarıyla bambaşka bir estetik yaratan teknikleri öğrenmek ve kendi damak zevkinizi daha iyi tanımaya başladığınızı görmek çok güzel bir deneyimdi. Alkollü veya alkolsüz çeşitleriyle her moda uyabilecek, ideal bir workshop içeriği oluşturulmuş diyebilirim.
Kokteyl Kahveler workshop’u, MSA’nın verdiği, orijinal birçok yiyecek-içecek eğitimden biri. Dünya mutfaklarından pastacılığa, çikolata ve dondurmadan içecek çeşitlerine değişik başlıklar altında verdikleri profesyonel onlarca eğitim programı bulunuyor. Bu eğitimler yıl boyunca değişen tarihlerle aylara yayılmış olarak düzenleniyor. Her workshop her ay verilmeyebiliyor, incelemek isterseniz tüm eğitimlerin tarihlerini gösteren 2020 takvimine şuradan bakabilirsiniz.
Maslak Beybi Giz Plaza’nın bahçesine konumlanmış MSA’ya ulaşım oldukça rahat. Metro kullanmayı tercih ederseniz, İTÜ Ayazağa durağının plazalar çıkışından birkaç dakikalık yürüme mesafesiyle Mutfak Sanatları Akademisi’ne ulaşabiliyorunuz. Sizi, plazanın koleksiyonuna ait heykeller karşılıyor. Hemen ardından Mutfak Sanatları Akademisi’nin tabelasını görüyorsunuz. İçeri girdiğinizdeyse, sanırım duyduğunuz ilk his, saf bir mutluluk oluyor. Bir taraftan beyaz üniformalarıyla hızlı hızlı konuşarak geçen aşçılık öğrencileri, diğer tarafta sergilenen ve oyuncak gibi duran büyük, renkli pastalar, her birinde eğitime göre değişen aletler, araçlar ve malzemelerin göründüğü sınıflar…
Ortalama 15 kişinin rahatlıkla sığabileceği kahve sınıfıysa oldukça renkli ve rahat bir atmosfere sahip. Baktığınız her köşede kahve yapımına dair bir şey görüyorsunuz; çeşit çeşit kahve makineleri, duvarlardaki raflara sıra sıra dizilmiş, farklı bölgelerden kahve paketleri, kimya laboratuvarı aletlerine benzeyen cam ve metal kaplar, karıştırma kapları, şuruplar, kremalar, sütler, esmer şekerler… Kırmızı önlüğünüzü de giydikten sonra derse hazırsınız!
Kokteyl Kahveler workshop’unu, 2014 yılından beri MSA ekibinde olan eğitmen Pınar Demir veriyor. Pınar Hoca, kahveye dair aklınıza gelebilecek neredeyse her sorunun cevabına sahip. Geçtiğimiz sene Ahsen Akıllıllar’ın, kendisiyle yaptığı röportajda da bunu görebiliyorsunuz zaten. 🙂 Kahvenin tarihi, kahve türleri, yetişme koşulları, nerelerde yetiştirildiği, farkları, aroması, saklanması, tat profili, dünyada ve Türkiye’de kahve sektörü, sütün ideal sıcaklık aralıkları, yeni nesil kahvenin gerçekte ne anlama geldiği, Türk kahvesi… Eğitim boyunca bol bol sohbet etme imkanınız olduğu için tüm bu konular ve daha fazlası için ilginç ve yararlı bilgiler edinebiliyorsunuz.
İlginizi çekebilir: Pınar Demir İle Kahveye Dair Her Şey
Eğitimde, cold brew yapımına dair küçük bir demonun ardından da 5 farklı kokteyl yapımını ayrıntılarıyla öğreniyorsunuz.
_Cold Brew Sangria
_Cold Brew Lemonade
_Espresso Coco
_Espresso Cin Tonik
_Cold Irish Coffee
Bir kalem ve üzerine notlar alabileceğiniz reçete kitapçığı; Pollock tablolarını andıran, çikolata, hardal, böğürtlen, domates ve pesto sosun karışımından oluşan bir kapak resmiyle sizi hazır bekliyor. Kitapçığın içinde 5 kokteylin malzemeleri bulunuyor ancak eğitim boyunca o kadar çok yeni bilgi duyuyorsunuz ki, en azından benim kitapçığımın, eski zamanlarda kullanılan evde demleme tekniklerinden yağmur ormanları örümceğine kadar birçok enteresan konunun notlarıyla dolu olduğunu söyleyebilirim. Üstelik bilgilerin bir kısmı katılımcılardan geliyor, çünkü herkes eğitimdeki paylaşımınıza kendilerinden bir şeyler katıyor.
Bizim o günkü grubumuz da oldukça tatlıydı. Bambaşka deneyimlerden bambaşka nedenler için gelmiş, sanırım kahveyi seven ve yaşadıkları anlardan keyif almaya çalışan küçük bir gruptuk. Sınıfımız birçok farklı sebepten insanları bir araya toplamıştı; tesadüfen o birkaç gün içinde doğum günlerimiz de olduğundan, hediye olarak orada bulunanlar, yurt dışında yaşayıp tatil için Türkiye’ye geldiklerine arkadaşlarıyla güzel vakit geçirebilmek için workshop’a gelenler, cafe açacakları için eğitim alanlar, kahve tutkularının peşinden Eskişehir’den günübirlik gelenler…
Cold Brew
Nihayet Cold Brew yapımının demosu ile başlıyoruz. Burada, yapım sürecinin sadece bir kısmına tanık olabiliyoruz çünkü kahvenin düşük sıcaklıkta demlenme süresi 24 saate kadar çıkabiliyor! Cold brew’ün “kahvenin viskisi” olduğunu düşünen Pınar Hoca, keyif alabileceğimiz bir zamanda demlemeyi durdurmamızı öneriyor. Ancak kahvenin en az 15 saat demlenmesi gerektiği bilgisini de bize veriyor.
Cold Brew Sangria
Ve ardından Cold Brew Sangria’ya geçiyoruz! İsminin jigger olduğunu öğrendiğimiz ölçme kaplarıyla bir kişilik Cold Brew Sangria için 8 cl kırmızı şarap, 15 cl cold brew, 3 cl nar şurubu, 9 cl soda ve buz ekliyoruz. Buz büyüklükleri değişebildiği için kesin bir ölçü vermekten kaçınıyoruz ancak bir bardağa, evde kullandığımız ortalama büyüklüklerde 3-4 adet atabilirsiniz diyebilirim. Aslında işin sırrı; deneyerek kendi ideal ölçülerinizi, hatta duruma göre hoşunuza gidebilecek aralıkları bulmak. Kendimiz yaparken kabımız yoksa soğuk demleme yapmak pek mümkün olmayacağı için alternatif olarak filtre kahve kullanabiliyoruz. Malzemeleri karıştırdıktan sonraysa dekoru için şarabın rengi ve dokusuyla uyumlu meyveler ekliyoruz; örneğin biz taze çilek kullandık. Peki ya sonuç derseniz… Malzemelerden dolayı tabii ki fikrimiz olsa da henüz ilk kokteyl olduğu için ne beklememiz gerektiğinden emin değildik. Ancak lezzeti müthişti!
Evde arkadaşlarınızla toplandığınızda onları şaşırtmak veya kendinizi şımartmak için kesinlikle bu tarz kahveler yapmanızı öneriyorum. Yaz aylarına daha çok yakışacağı kesin ancak kışın evde oturup pencereden sokağı izlerken veya Netflix’i karıştırırken de neden bize eşlik etmesin ki?
Cold Brew Lemonade
Bir sonraki kokteylimiz, sangria’yı bitirmeden yenisine geçeceğimiz için gizlice üzüldüğüm ancak lezzetiyle bu hissi tamamen unutturan Cold Brew Lemonade. İlk deneyimin başarısından sonra zaten heyecanlıydık ancak Cold Brew Lemonade, basit malzemelerin mükemmel birleşimiyle bizi gerçekten şaşırttı. 7,5 cl limonata, 1,5 cl lime suyu, 3-4 parça buz ve buzlar üzerinden ince uçlu bir kapla, yavaş yavaş dökülen 12 cl cold brew… Dekoru içinse ince bir limon dilimi ve oldukça keskin olduğu için az miktarda lime zest, yani rendelenmiş küçük lime kabuğu parçaları ekliyoruz ve kokteylimiz tamam!
Ben tarifte belirtilenden biraz daha fazla kahve koymayı tercih ettim ve sangria’dan bile daha çok beğendim, limon ve kahvenin bu kadar yakışacağını asla tahmin etmezdim. Aynı zamanda eğer isterseniz az miktarda esmer şeker, portakal suyu veya portakal kabuğu da ekleyebilirsiniz, hatta limon yerine sadece portakalla bile deneyebilirsiniz.
Espresso Coco
Üçüncü kokteylimiz Espresso Coco’ydu ve dürüst olmak gerekirse hem Hindistan cevizinden hoşlanmadığım hem de Pınar Hoca’nın favorisi olmadığını öğrendiğim için beklentim bayağı düşüktü. Ancak kitapçığa yıldızlar içinde aldığım notta da yazdığı üzere tadı yine müthişti! Malzemelerimiz basit; double shot espresso (35-40 ml), 9 cl Hindistan cevizi suyu, buz ve dekorda da 1 dilim lime ve bir miktar taze nane. Bu noktada hocamız önemli bir bilgi veriyor; her kahve çekirdeği farklı olduğu için aslında altın bir karışım oranı da bulunmuyor. Yine de ortalama ölçüleri bilmemiz gerekiyor. Son olarak shaker ile kahvenin bir kısmını köpürtüp köpüğü de bardağın üzerine ekleyecek şekilde ayırmamız gerekiyor.
Kendi yaptığım espresso coco tat olarak güzel olsa da görüntüde hocamızın yaptığı gibi maalesef olamadı. Sanırım fazla heyecanlanıp köpük miktarını azalttım. O yüzden yukarıdaki fotoğrafta örnek kokteylimizi görebilirsiniz. Espresso coco’nun, yağ tüketimini hızlandırdığı için spordan önce önerildiğini de belirtmeden geçmeyeyim.
Espresso Cin Tonik
Yeni kokteylimiz: Espresso Cin Tonik! Malzemeler; 9 cl tonik, 3 cl cin, 1,5 cl lime suyu ve double shot espresso. Dekorda ise lime dilimi ve lime zest kullandık. 4. kokteyle geldiğimiz için alışmış olmamız gerekiyordu belki ancak sonuç yine ferahlatıcı ve nefis tadıyla şaşırttı. Bir kokteyl bara giderseniz, düşünmeden sipariş verebilirsiniz.
Cold Irish Coffee
Ve finale geldik… Cold Irish Coffee. Size çok rahat şekilde söyleyebilirim ki; şimdiye kadar içtiğim soğuk Irish Coffee’ler gerçek değilmiş. Görüntüsü, tadı, ideal tatlılığı, karışımı, kremanın duruşu… Bir kez daha yapmak için sabırsızlanıyorum!
Malzemeler: Bir kadeh bardak içine 9 cl filtre kahve, 2 gr esmer şeker, 3 cl viski (sadece Jameson), buz ve çırpılmış krema. Sadece Jameson marka viski bu tarif için tam olarak uygun çünkü içindeki tütsüye ihtiyaç duyuluyor. Ama tabii isterseniz başka markalarla da deneyebilirsiniz. Bardağa şekeri, viskiyi ve soğuk kahvemizi, bir parmak aralık kalacak kadar yavaşça döküyoruz. Kremamızı çırpıyoruz. Burası oldukça önemli; bir çorba kaşığını, aşağıya bakacak şekilde kahvenin üzerindeki hizaya dikkatlice yerleştirdikten sonra, kremayı kaşığın arkasından kahveye akacak şekilde döküyoruz. Bu sayede krema, kahveye karışmamış, o müthiş düz çizgisini korumuş oluyor. Sonuç mu? Yapmaktan en çok gurur duyduğum kokteyl: Cold Irish Coffee oluyor!
Kokteyl kahveler, henüz çok alışkın olduğumuz bir konsept değil, hatta birçok kafede alkolsüz seçenekleri dahi bulunmuyor veya kokteyl barların menülerinde sadece küçük bir bölümü kapsıyor. Ancak eğitimden sonra anladım ki hem evlerde hem de dışarıdaki menülerde kesinlikle bulunmalılar.
Teknikleri öğrenmek ve kendi numaralarınızı hayal etmeye başladığınızı görmek bir yana, workshop gerçekten güzel bir deneyimdi. Kahve, insanları bir araya getirdi, neredeyse sohbetle eş anlamlı bir konuma ulaştı. Tabii kendi başımızayken de içmenin bambaşka bir keyfi var. Kokteyl ise soğuk bir kış akşamında, turuncu tonlarında ışıklarla aydınlatılmış bir sokakta, küçük bir barda arkadaşımla sohbet etmeyi veya yazın denizin sesine karışacak soğuk, meyveli, ferahlatıcı bir hissi çağrıştırıyor. İkisinin bir araya gelmesi ise MSA’nın kapısından ilk anda girdiğim hisle neredeyse aynı; hoş bir mutluluk. Sadece bunun için bile eğitime katılmanızı öneriyorum.
Kapak fotoğrafı: msa.com.tr
İlginizi çekebilir: Melike Büşra’dan Kış Kahveleri
İlk yorumu siz yazın!