Nemrut Dağı’nın UNESCO Dünya Mirası listesinde olması çok isabetli bir seçim çünkü zirveye çıktığınızda; hem büyüleyici bir manzara, hem muhteşem tarihi eserler, hem de tadına doyulmayan bir gün batımı görüyorsunuz.

Konum

Nemrut Dağı Gezi Rehberi

Nemrut Dağı’na Ulaşım ve Konaklama

Nemrut Dağı’na çıkmak için Türk Hava Yolları’nın sabah seferiyle Adıyaman’a uçuyoruz. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan şehrimizin adının, Vadi-i Leman, Güzel Vadi, sözünün halk arasında değişmesiyle doğduğu öğreniyoruz. Konaklama için Hilton Garden Inn‘i seçiyoruz. Bu otelin oldukça temiz bir otel olduğunu ve sadece uyumak için odada zaman geçireceğimiz için gayet yeterli olacağını düşünüyoruz.

Baraj Gölü Kıyısında Öğle Yemeği

Transfer aracımızla öğle yemeği için Atatürk Baraj Gölü kenarında yer alan Akel Restoran: Neşet’in Yeri‘ne gidiyoruz. Temiz ve sade bir yer; yöresel lezzetlerin tadına bakarak karnımızı doyuruyoruz. Ekim ayı havasının ve güneşli günün tadını çıkararak dışarıda oturabiliyoruz.

Dağa çıkış ve gezi için gerekli enerjiyi depoladıktan sonra tekrar aracımıza binerek Nemrut Dağı’na doğru yola çıkıyoruz. Yolda durarak sırasıyla Karakuş Tümülüsü ve Cendere Köprüsü‘nü görüyoruz.

Karakuş Tümülüsü ve Cendere Köprüsü

Adıyaman’ın 49 kilometre doğusunda M.Ö 1. yüzyılda kurulan Kommagene Krallığı kadınlarının gömüldüğü tümülüs, bir mezar içeren, toprak yığılarak oluşturulmuş tepeciklere verilen ad, Karakuş Tümülüsü olarak adlandırılıyor. Tümülüsün güneyindeki üç sütunun her birinin üstünde bir hayvan heykeli yer alıyor; aslan, boğa ve kartal.

Adıyaman’a 55 kilometre uzaklıktaki, Cendere Çayı üzerindeki güzel köprüyse aynı isimli Cendere Köprüsü. Köprünün iki başında yer alan ikişerden dört adet sütun; sırasıyla Roma İmparatoru Septimus Severus, karısı Julia Donna ve oğulları Caracalla ile Geta’nın onuruna yaptırılmış. Fotoğrafta da göreceğiniz gibi eksik olan bir sütunun, Geta’nın kardeşi Caracella tarafından öldürülmesinden sonra kaldırıldığı tahmin ediliyor.

Heyecanla beklediğimiz, günün assolisti Nemrut Dağı‘na çıkmak üzere dağın eteklerinde yer alan merkezde aracımızdan iniyoruz. 1987 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi‘ne alınmış olan, yaklaşık 2.150 metre yükseklikteki Nemrut Dağı’nın zirvesine tırmanmaya başlıyoruz. Yukarıda göreceklerimiz: Muhteşem manzara, olağanüstü tarihi heykeller ve günbatımı. Basamaklı taş yoldan tırmanarak ve arada taş banklarda mola verip dinlenerek önce doğu terasına çıkıyoruz.

Nemrut Dağı Heykelleri

Nemrut Dağı üzerinde, Kommagene Kralı I. Antiokhos’un anıtsal mezarı yer alıyor. Bu tapınak mezar, 50 metre yüksekliğindeki bir tümülüs ve doğu ile batı teraslarından oluşuyor. Her iki terasta da Antiokhos’un, Tanrı-Kral olarak eski Yunan ve Pers tanrılarının arasında heykeli bulunuyor. Zamanla başları yere düşmüş heykellerin orijinal görüntüsünün aşağıdaki temsili resimdeki gibi olduğu söyleniyor.

Heykellerin sıralanışıysa şöyle: İki yanda koruyucu aslan ve kartal figürleri arasında en solda Tanrı-Kral Antiokhos, yanında ülkenin ana Tanrıçası Kommagene, ortada baba Tanrı Zeus, onun yanında Apollon ve en sağda ise Herakles. Zirvede, videoda izleyeceğiniz gibi doğanın ve tarihin buluşmasını hayranlıkla izliyoruz.

Güneşin alçalmasıyla birlikte hava iyice serinlemeye başlıyor. Yukarı tırmanırken çok kalın giyinmemekte fayda var çünkü efor sarf ettikçe insan terliyor. Yukarı çıktıktan sonraysa üşüdükçe yavaş yavaş bir şeyler giymek gerekiyor.

Son olarak, artık güneşi batırmak üzere kümülüsün etrafından yürüyüp batı terasına geçiyoruz. Nemrut’un zirvesinde güneşin batışını seyrederken, buraya gelebildiğimiz için şükredip çok mutlu gezginler olarak ayrılıyoruz.

Kapak fotoğrafı: Instagram / muhammet.cakir9