Casus Filmleri: Ajanlar, Köstebekler ve Entrikalar
Aksiyon ve savaş filmlerinin bir alt türü olarak sıkça karşımıza çıkan casus filmleri, özellikle Soğuk Savaş yıllarında geçen gerçek olaylardan esinlenen hikayeler ya da farklı dönemlerde farklı düşmanlar belirleyen Hollywood sinemasının yarattığı franchise’lar sayesinde on yıllardır zenginleşmeye devam ediyor. Ajanlar, ikili oynayanlar, köstebekler, entrika dolu ilişkiler, akıl oyunları, çoğu zaman dönem filmlerinin sanatsal, daima aksiyon filmlerinin teknik başarılarıyla birleşerek bizi sürükleyici ve soluk kesici maceralarla karşı karşıya getiriyor. İşte klasiklerden block-buster filmlere en iyi casus filmleri!
Ajan ve Casus Filmleri
The Spy | 2019, Gideon Raff
Televizyon ve sinema arasındaki sınırların belirginliğini yitirdiği günümüzde, listemize bir mini-diziyle başlayalım. İsrailli ajan Eli Cohen’in gerçek hikayesini anlatan, Netflix dizileri arasındaki The Spy, sivridilli komedilerle tanıdığımız oyuncu ve komedyen Sacha Baron Cohen’i belki de ilk kez bu kadar ciddi bir rolde karşımıza çıkarıyor.
IMDb Puanı: 7.9/10
Mission: Impossible – Fallout | 2018, Christopher McQuarrie
Beyaz perdede casus filmleri dendiğinde akla gelen ilk serilerden biri, Tom Cruise ile özdeşlemiş Mission: Impossible, ya da Türkçe’deki adıyla Görevimiz Tehlike serisi. Tom Cruise’un hala 1990’lardaki gibi bir enerjiyle altından kalktığı seriden tek bir önerimiz olacaksa, bu her şeyin zirvesi Fallout olurdu. Cruise’un hayat verdiği ajan Ethan Hunt’ın baş düşmanı Solomon Lane’i yakaladıktan iki yıl sonra geçen olaylar, onun ardında bıraktığı takipçilerinin oluşturduğu yeni bir örgütün ortaya çıkması sonucu gelişiyor. Fallout, son yılların en iyi aksiyon sahnelerini ve kalp atışlarınızı hızlandıracak ses efektlerini barındırıyor.
IMDb Puanı: 7.8/10
Bridge of Spies | 2015, Steven Spielberg
Günümüzün usta sinemacılarından Steven Spielberg‘ü bir kez daha Tom Hanks ile buluşturan, senaryosunu Coen Kardeşler‘in elden geçirdiği Bridge of Spies, bizi casusların en faal olduğu dönemlerden birine, Soğuk Savaş yıllarına götürüyor. ABD ve Sovyetler Birliği ilişkilerinin en karmaşık dönemlerinde yakalanan bir Sovyet ajanını savunmakla görevli avukatı James B. Donovan, Sovyetler’in elindeki bir ABD ajanıyla takas pazarlığının yapılması için çabalıyor. Yakalanan ajanla birlikte Batı ve Doğu’nun birbirine yakınlaştığı fakat keskin sınırlarla ve gerçek anlamda bir duvarla birbirinden ayrıldığı Berlin’e gidiyorlar. Bu ilginç ve sürükleyici casus filminde, Tom Hanks kadar Sovyet ajanını canlandıran Oscar ödüllü Mark Rylance‘ın performansına da hayran kalacaksınız.
IMDb Puanı: 7.6/10
The Man from U.N.C.L.E. | 2015, Guy Ritchie
1960’larda, Soğuk Savaş’ın rekabet ve entrika dolu ortamında geçen casus filmleri içinde bir diğeri, belki de en eğlencelisi ve en mizah dolu olanı The Man from U.N.C.L.E., hareketli sahneleri ve katmanlı senaryolarıyla tanıdığımız Guy Ritchie‘nin imzasını taşıyor. Henry Cavill‘in bir Amerikan, Armie Hammer‘ın bir Rus ajanını canlandırdığı ve olası nükleer bir felaketi önlemek için kimi zaman güçlerini birleştirip kimi zaman çekiştiği filmde, ikilinin ve onlara eşlik eden Alicia Vikander‘in muazzam üçlü dinamiği yüzünüzü güldürecek. Üstelik tatlı mı tatlı şarkılarla dolu bir soundtrack eşliğinde…
IMDb Puanı: 7.3/10
Skyfall | 2012, Sam Mendes
Casus filmleri deyince 007’in yeri ayrıdır. Onlarca yıl süren, defalarca oyuncu değiştirmesine rağmen formülü, prestiji ve kalitesi aynı kalan James Bond filmleri, günümüzde başrolü 2006 yılında Casino Royale filmiyle Pierce Brosnan’dan devralan Daniel Craig ile devam ediyor. Sadece Daniel Craig‘li Bond filmlerinin değil, tüm külliyatın öne çıkanı ise kuşkusuz Sam Mendes‘in yönettiği Skyfall. Açılış sahneleri sayesinde Türkiye’de çekilen filmler arasında da sayabileceğimiz Skyfall, bizi James Bond’un yaptığı bir hata sonucu kaosa sürüklenen bir MI6 ile karşılıyor. 007 teşkilattan uzaklarda gizemli bir adamın peşine düşerken, M de teşkilatı hem iç hem de dış düşmanlardan korumak için çırpınıyor. Hem öyküsü, hem teknik kusursuzluğu, ama en çok da Adele’in aynı adlı şarkısıyla akıllardan silinmeyen bu Bond filmi, olmazsa olmazlardan.
IMDb Puanı: 7.7/10
Tinker Tailor Soldier Spy | 2011, Tomas Alfredson
Casuslar söz konusu olduğunda filmler ve diziler için en çok malzeme sağlayan dönemlerden biri olan Soğuk Savaş yıllarında, ABD – CIA ya da Sovyetler Briliği -KGB’ye değil, Birleşik Krallık – MI6 ikilisine odaklanan Tinker Tailor Soldier Spy, aynı adlı John le Carré romanının bir uyarlaması. Gary Oldman’den Tom Hardy‘e, Colin Firth‘ten John Hurt‘e yıldızlarla dolu bir oyuncu kadrosunu bir araya getiren filmde, deneyimli ajan George Smiley, MI6’in içindeki bir ajanın kimliğini ortaya çıkarması için emeklilikten geri çağırılıyor. Smiley’nin ve şüphelendiği isimlerin zekice hamlelerini izlerken, bol bol şaşıracaksınız.
IMDb Puanı: 7.1/10
Salt | 2010, Phillip Noyce
CIA’in en yetenekli, başarılı ve el üstünde tutulan ajanlarından Evelyn Salt ve teşkilatın tamamı bir gün ansızın gelen istihbaratla sarsılıyor: Alınan bilgilere göre, Evelyn Salt bir Rus ajanıdır ve Rus başkanını ABD ziyareti sırasında öldürecektir. Bir anda herkesin sırt çevirdiği ve peşine düştüğü Evelyn Salt’un suçsuzluğunu kanıtlama ve hayatta kalma mücadelesi, Angelina Jolie‘nin performansıyla sürükleyicilik kazanıyor.
IMDb Puanı: 6.4/10
Duplicity | 2009, Tony Gilroy
Julia Roberts ve Clive Owen‘ın başrollerini paylaştığı bu casus romantik komedisi, ikili bir oyunun sürekli değişen kartlarını konu alıyor. Önceleri devlet için çalıştıktan sonra rakip endüstriler için casusluk yapmaya başlayan iki deneyimli casus, önemli bir ürün lansmanı sürecinde bilgi toplamak üzere görevlendirilse de, birbirleriyle karşılaşınca görevleri karşı tarafın dikkatini dağıtmaya evriliyor. Son sahnesine kadar kimin diğerine göre daha avantajlı olduğunu anlayamayacağınız bu film, ikilinin komedi oyunculuğundaki başarısıyla akıllarda kalıyor.
IMDb Puanı: 6.1/10
The Departed | 2006, Martin Scorsese
Martin Scorsese‘nin Kore sinemasından Hollywood’a uyarladığı bu epik casus hikayesi, New York’un İrlanda çetelerine sızmış bir polis ve polis teşkilatına sızmış bir çete üyesini karşı karşıya getiriyor. Leonardo DiCaprio, Matt Damon, Jack Nicholson ve Mark Wahlberg‘ün rol aldığı film, Scorsese’nin New York ve New York çeteleri konusundaki tescilli başarısını bir kez daha beyaz perdeye taşıyor. Son yılların en destansı casus filmlerinden The Departed, yönetmene yıllarca beklediği Oscar ödülünü kazandırmıştı.
IMDb Puanı: 8.5/10
The Bourne Ultimatum | 2007, Paul Greengrass
Robert Ludlum’un roman serisinden 2002’de sinemaya uyarlanmaya başlayan Jason Bourne serisi, tek bir filmle temsil edilse bu The Bourne Ultimatum olurdu. Matt Damon‘ın canlandırdığı, “geçmişi olmayan ajan” Jason Bourne, bu filmde bir yandan kendi köklerini araştırmaya devam ederken bir yandan da yeni bir suikastçi yetiştirme programına engel olmaya çalışıyor. Paul Greengrass‘ın aksiyon yönetmenliği konusunda yeni bir çağı başlattığı, kurgu ve ses efektlerinin öncü yenilikler getirdiği bu film, 2000’ler aksiyon sinemasının temel taşlarından biri.
IMDb Puanı: 8.0/10
Das Leben der Anderen / The Lives of Others | 2006, Florian Henckel von Donnersmarck
Ödüllü yabancı filmlerden biri olarak 2006’da Almanya’ya Oscar kazandırmış Das Leben der Anderen / The Lives of Others, izleyicisini 1980’lerin Doğu Almanya’sına götürüyor. Doğu Almanya gizli servisinde istihbarat toplamakla görevli casus Gerd Wiesler, yazar Georg Dreyman’ı dinlemek ve izlemekle görevlendiriliyor. Yazarın yaşamına tanık oldukça onunla ve hayatıyla saplantılı bir bağ kurmaya başlayan casus, geri dönüşü olmayan ve görevini sorgulamasına neden olan yollara yöneliyor.
IMDb Puanı: 8.4/10
Mr. & Mrs. Smith | 2005, Doug Liman
Bir zamanların kusursuz çiftlerinden Angelina Jolie ve Brad Pitt‘i bir çift olarak beyaz perdeye taşıyan aksiyon komedisi Mr. & Mrs. Smith, sizi her ikisi de maharetli casuslar olan Smith’lerin bir gecede cehenneme dönen evinden içeri sokacak. Rakip ajanslar için çalışan iki casus, John ve Jane, romantik bir akşam yemeğiyle başlayan o gecede karşılıklı olarak bir sır saklıyorlar: Her ikisi de, ajansları tarafından birbirini öldürmek için görevlendirilmiş!
IMDb Puanı: 6.5/10
Three Days of the Condor | 1975, Sydney Pollack
They Shoot Horses Don’t They?, Tootsie ve Out of Africa gibi Oscar ödüllü filmlerin yönetmeni Sydney Pollack’ın imzasını taşıyan bu klasikleşmiş casus filmi, CIA için kitap okuyarak para kazanan araştırmacı Turner’ın değişen kaderini konu alıyor. Turner, çeşitli kitap ve romanlar okuyarak teşkilat için uygulanabilecek olası kurmaca senaryoların araştırmasını yaparken, bir gün öğle yemeği dönüşü tüm çalışma arkadaşlarının öldürüldüğünü görüyor. Robert Redford’un canlandırdığı, zor durumdaki ajan, bunu kimin yaptığını bulmaya ve en önemlisi kendi hayatını kurtarmaya çalışıyor.
IMDb Puanı: 7.4/10
The Third Man | 1949, Carol Reed
II. Dünya Savaşı sonrasında geçen film noir türündeki The Third Man, Orson Welles’in başrolde olduğu bir klasik. Arkadaşının isteği üzerine Viyana’ya giden ve gider gitmez onun bir trafik kazasında öldüğünü öğrenen eski roman yazarı Holly Martins, arkadaşının ölümünün gizemini çözmeye çalışıyor ve bu gizemin altından sinema tarihinin en önemli casus filmlerinden birine malzeme olacak bir olay örgüsü çıkıyor.
IMDb Puanı: 8.1/10
The 39 Steps | 1935, Alfred Hitchcock
Kendini işlemediği suçlar yüzünden suçlanırken bulan talihsiz Hitchcock karakterlerinden biri de Richard Hanney. Londra ziyareti sırasında, casuslardan kaçan bir kadınla tanışan bu Kanadalı adam, onun odasında saklanmasına izin veriyor. Odaya geri döndüğünde kadını ölü bulunca cinayetle suçlanmaktan endişe eden Hanney, casusların peşine düşüp olayın aslını öğrenmeye çalışıyor.
IMDb Puanı: 8.1/10
İlginizi çekebilir: SineMagger’dan Film Önerileri
İlk yorumu siz yazın!