Anadolu Feneri: İstanbul Boğazı'nı ve İçimizi Aydınlatan Yer
Yüksek tempolu iş hayatından ve şehrin gürültüsünden gelin biraz uzaklaşalım. Kendinize güneşli bir hafta sonunda biraz izin verin, sevdiklerinizle birlikte yola koyulun ve Anadolu Yakası’nın kuzeybatısında 164 yıldır kaptanlara yol gösteren Anadolu Feneri’nin içinizi aydınlatması için fırsat tanıyın. Konu Anadolu Feneri olunca eşsiz manzarasına ve tarihi dokusuna karşı koyamayacağınızdan eminim.
Beykoz’un birçok dizi ve filme sahne olmuş tarihi sokaklarını geride bıraktıktan yaklaşık 14 kilometre sonra ismini de tahmin edebildiğiniz üzere bulundurduğu fenerden alan Anadolufeneri Köyü bizleri şirin görüntüsüyle karşılıyor. Bir zamanlar askeri bölge olan köy 80’lerin sonunda bu statüden çıkarılıyor. Yum Burnu üzerinde bulunan bu köy ayrıca İstanbul Boğazı’nın çıkışındaki son koya sahip olmasıyla da biliniyor. Bulunduğu konum itibariyle hak ettiği ilgiyi ne yazık ki göremediğini düşünüyorum.
1658 yılında kurulmuş olan bu köyün kuruluşunun feneri yakmak için gelen askerlerin yavaş yavaş bölgeye yerleşmesiyle olduğu düşünülse de köyün ne zamandan beri bir fener barındırdığı hakkında net bilgi bulunmuyor; kaynaklarda 1755’te Osmanlı tarafından ahşap bir fener yaptırıldığından bahsediliyor fakat aynı zamanda halihazırdaki fenerin 1834 yılında yaptırıldığı da biliniyor. Kırım Savaşı sebebiyle 1856 yılında Fransızlar tarafından Anadolu Feneri’nin kule kısmının inşa edildiği ve fenerin ilk ışığını yaktığı da yine varolan bilgiler arasında. Toplam uzunluğu 20 metre olan fener, uzun yıllar Fransız kontrolünde kalıyor, ancak 1933 yılına gelindiğinde ülkemiz kontrolüne girebiliyor.
Eşi benzeri olmayan bir deniz deneyimi sunan fenerden ayrıca 3. Boğaz Köprüsü de rahatlıkla gözlemlenebiliyor. Fenerin hemen yanı başındaysa 1880 yılında II.Abdülhamit tarafından yaptırılan “Hamid-i Evvel Camii” yer alıyor. Bu cami de tıpkı fener gibi tarihi dokusunu koruyor. Caminin sol tarafındaki manzaranın tadını çıkarmayı ve fotoğraf çekmeyi unutmayın derim.
Köyün kıyı kısımlarında birkaç balıkçı kulübesi de yer alıyor. Balıkçıların, sıcak sohbetleriyle ve cana yakın tavırlarıyla içinizi daha da ısıtacağına eminim. Burayı da ziyaret etmeyi ihmal etmeyin. Bunun dışında köydeki çeşitli balık restoranlarında yemek yiyebilir, köy meydanındaki hediyelik eşya satan ufak dükkandan Anadolu Feneri minyatürü satın alabilirsiniz.
Not: Köye özel araç haricinde 15D IETT otobüsüyle de ulaşım sağlanabiliyor. Anadolu Feneri’ni pazartesi ve resmi tatil günleri haricinde saat 10.00 – 16.00 arasında ziyaret edebilirsiniz.
Kapak fotoğrafı: Flickr
İlginizi çekebilir: Canan Keles’ten Şile Feneri
İlk yorumu siz yazın!