Koronavirüs ve Çocuklar: Uzm. Psk. Neli A. Kaptan'a Sorduk
İçinde bulunduğumuz dönemi, bedensel olduğu kadar zihinsel olarak da en doğru şekilde yönetmek hepimiz için çok önemli. Koronavirüs sürecinde maruz kaldığımız bilgi kirliliğiyle nasıl başa çıkabiliriz; dingin, huzurlu ve güvende hissetmek için gün içinde nelere özen göstermeliyiz gibi konuları bir önceki röportajımızda Uzm. Psk. Neli Aşkaner Kaptan’la konuşmuştuk. Uzmanlık alanları arasında Çocuk Psikolojisi’nin de bulunduğu Neli’ye, şimdiyse farklı iki soru yöneltiyoruz: Bu süreçte çocuklu ailelere ne önerirsin? İçinden geçtiğimiz bu zorlu dönemi çocuklarına nasıl anlatmalı, onlarla ne şekilde iletişime geçmeliler?
Bu röportajın sadece bilgi amaçlı olarak hazırlandığını, bireysel bir tıbbi tavsiye olarak görülmemesi gerektiğini hatırlatalım. Röportajın içinde yer alan hiçbir öneri, profesyonel bir hekim tarafından verilen tıbbi tavsiyelerin yerini almamalı, bu konuda sorumluluğun size ait olduğunun altını çizmek isteriz. Sağlığınızla ilgili bir durum söz konusu olduğunda lütfen önce ve hemen uzman doktorunuza başvurun.
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, çocuklar yaşları kaç olursa olsun anne ve babalarının titreşimlerini hissederler; yani siz sözel olarak güzel şeyler söyleseniz bile, eğer içinizde bir sıkıntı veya korku varsa çocuk bunu hisseder. Özellikle bebekler bu konuda çok yeteneklilerdir, doğdukları andan itibaren dünyayı önce annelerinin bedenleri üzerinden tanırlar ve anlamlandırırlar. Bu yetileri, büyüdüklerinde de onlara güvenli ve güvensiz durumlar hakkında ipuçları vermeye devam eder. Ebeveynlerinin sesinin tonunda en ufak bir oynama olsa bunu hemen anlarlar, üzüldüklerinde hissederler; bu yüzden, çocuklara yalan söylemek her zaman en yanlış seçenek olacaktır çünkü onlar erken yaşta bile duydukları ile gördükleri ve hissettikleri şeylerin arasındaki enerji farkını anlayabilirler.
Bu önemli bilgiyi göz önünde bulundurarak, yaşadığımız bu zor zamanlarda çocuklarımızla nasıl iletişim kurabileceğimizin önemli noktalarını yaş gruplarına ayırarak anlatmak istiyorum. Gruplarımızı: Bebekler, okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise yaşları olarak sınıflandıralım. Hepsine ayrı ayrı değinmeden önce, tümü için geçerli olan bazı noktaları paylaşmak istiyorum.
Koronavirüs ve Çocuk Psikolojisi
- Dediğim gibi, çocuklar anne ve babalarının kaygılarını hissederler. Bu yüzden bu süreçte, onlarla konuşurken kendi duygularınızın farkında olun ve bunları kontrollü bir şekilde dile getirin. Duygularınızı doğru bir şekilde ifade etmenin bir örneği şu olabilir: “Bu durumda korkman çok doğal, ben de bazen korkuyorum ancak biz ve sevdiklerimiz, kendimizi korumak için tüm önlemleri alıyoruz.” (Tabii burada, Koronavirüs’le ilgili önlemleri çocuğunuzla paylaştığınızı varsayıyorum.) Aslında bunu yaparken amacımız; anne baba da olsanız sizin de korku, endişe gibi duyguları hissettiğinizi dile getirmenin normal olduğunu göstermek, aynı zamanda da ona bu duygularında yalnız olmadığını ve bunların başa çıkılabilir olduğunu anlatmak.
- Konuyla ilgili soru sormalarına izin verin. Cevaplarını bilmediğiniz sorular aldığınızda dürüst olun ve onu: “Bu sorunun cevabını bilmiyorum ancak senin için bir uzmandan öğreneceğim ve en kısa zamanda yanıtını paylaşacağım.” gibi doğru ve net cevap bir ifadeyle cevaplayın.
- Sadece sorduğu sorulara ve yaşına uygun cevap vermeye özen gösterin. Gerektiğinden fazla bilgi verip kafasını karıştırmayın. Diyelim, “Virüs anneannemi öldürecek mi?” gibi bir soruyla karşılaştınız. Fikrimce en doğru cevap verme şekli, şöyle olmalı: “Anneanneni kaybetmekten korktuğunu biliyorum. (Burada önce, asıl kaygısını ona ayna gibi yansıtıyorsunuz, teknik de adını buradan alıyor – aynalama tekniği. Çocuğun söyleyemediği, sorunun altında yatan asıl kaygıyı anne ve baba olarak duyup dile getirmeye deniyor.) Anneannen şu anda sağlıklı ve bizim gibi evinden dışarı çıkmıyor. Tüm gerekli önlemleri aldığı için kendini koruyor. Onun için endişelendiğini biliyorum, bu çok normal, bende tüm sevdiklerim için endişeleniyorum ama biliyorum ki eğer herkes kendini korumak için doktorların söylediklerini yaparsa hastalanmayacağız. (Çocuğunuzun yaşına göre, “hastalanmayacağız” yeterli bir bilgi ama eğer çocuğunuz 12-13 yaşından büyük ise “hastalığa yakalansak bile bizim gibi sağlıklı ve güçlü bir bağışıklık sistemi olan insanların bunu bir grip ya da nezle gibi atlatacakları” bilgisi verilebilir. Çünkü bu yaşta bir çocuk sağlık, bağışıklık sistemi, nezle gibi kavramları okulda ya da evde öğrenmiştir ya da öğrenebilecek yetiye sahiptir. O yüzden bilgi onlara anlamlı gelebilir. Bilgi daha fazla karmaşaya sebep olacaksa da, paylaşılmaması gerekiyor.)
- Bu zor dönemde, çocuklarınızın sizi ağlarken gördüğü anlar da olabilir; veya, telefonda akrabalarınızla tartıştığınıza tanık olabilirler. Lütfen sürekli Polyanna’cılık oynamaya çalışmayın, her şey her zaman çok güzelmiş gibi davranmak zorunda değilsiniz. Çocuklar hayatın gerçeklerini (ağlama, tartışma, kavga gibi) evlerinde, güvenli ortamlarda deneyimlerlerse hayata atıldıklarında bu durumlarda nasıl davranacakları hakkında ipuçlarına sahip olurlar. Önemli olan yaşanılan tatsız olaylardan sonra yaşa uygun olarak çocuğa durumu anlatmak ve tekrar sevgi dolu bir aile ortamını hissettirmektir. “Demin beni ağlarken gördün çünkü dedenle telefonda konuşurken istemenden de olsa söylediği bazı şeyler beni üzdü. Ama merak etme biz dedenle konuştuk ve yanlış anlaşmaları düzelttik. Birbirimizi hala çok seviyoruz ve bak benim üzüntümde geçti artık.” gibi; olayın düzeldiğini ve sizin de artık iyi olduğunuzu paylaşmanız onun kafasındaki anlamlandıramadığı ve korku oluşturan olayları çözmesine yardımcı olacaktır, bu da onun endişelerini sonlandıracaktır. Ya da: “Evet babanla biraz tartıştık, ancak konuşup çözüm bulduk ve birbirimizi hala çok seviyoruz, tabii ki seni de.” Bu noktada, eşinizle birbirinize olan sevginizi çocuklarınızın yanında da rahatça ve açıkça ifade etmenizin öneminin altını çizmek istiyorum.
- Çocuklarınızı özellikle bu dönemle ilgili kendilerini ifade etmeleri konusunda teşvik etmek istiyorsanız, soru sormak yerine önce kendi deneyimlerinizi paylaşmaya özen gösterin. Sonra da onlara açılmaları için alan tanıyın. Sürekli soru sormak onların daha fazla içe kapanmalarına sebep olabilir. Siz açık ve dürüst bir iletişim kurarsanız onlarda güvenle paylaşım yapacaklardır. Sabırlı olun, onlara zaman tanıyın.
- El yıkamanın önemi ve nasıl yıkanması gerektiğini internette bulabileceğiniz görseller veya videolar eşliğinde onlara öğretebilirsiniz. Mutlaka birkaç kere birlikte ellerinizi yıkayıp doğru yöntemi öğrendiklerinden emin olun.
- Uyku hepimiz için çok önemli fakat özellikle çocukların beyin gelişiminin sağlıklı devam edebilmesi için uykuda kaldığı saatten ziyade (ki bu da önemli), gece yatması gereken saatte uykuya dalması çok kritik. Sağlıklı bir gelişim için önerilen; okul öncesi yaştaki çocukların en geç 20:00 civarında (mümkünse daha erken) uykuya geçmesi. Düzenli ve kaliteli uyku sağlıklı bir bağışıklık sistemi için çok önemli olduğundan ailelerin zor olsa da bu konuyla ilgili destek almalarını şiddetle tavsiye ederim. Ergenlerin ebeveynleri için uyku düzenlerini kontrol etmek biraz daha zor olabilir, bu yüzden onlara yatma saati koymak yerine bu durumun ciddiyetini ve önemini anlatıp kendilerini korumak için kendi kararlarını vermeleri yönünde destekleyebilirsiniz.
- Çocuklar için haftalık gün akışı programı çıkarmanız çok faydalı olacaktır. Gün içinde yapılacak aktiviteler, saat ve günlere bölünerek büyük bir kâğıda çizilebilir. İstenirse çocuk tarafından renklendirilir ya da süslenir. Programı mutlaka çocuğunuzla birlikte yapın. Onun için, ondan habersiz bir program yapıp buna uymasını beklemeyin. Onu işlere ne kadar dahil ederseniz o da o kadar uyum gösterecektir.
- Çocuklar ve ergenler de bu süreçte yaşanılan belirsizlik ve korkulardan dolayı sizin bazen olduğunuz gibi sinirli, daha tahammülsüz, hassas veya duyarlı olabilirler. Bu anlarda onlara karşı anlayışlı olun. Virüsle ilgili olmayan konularda tutturabilir, problem çıkarabilirler çünkü çocuklar korkularının asıl sebebini paylaşmak yerine bunu başka davranışsal problemlerle göstermeye meyillidirler.
- Son olarak, çocukların düzeni ve sorumluluğu sevdiğinden bahsetmek istiyorum. Başarma duygusu onları besler ve geliştirir. Yaşı kaç olursa olsun evde çocuklarınızla görev paylaşımı yapın. Yaşlarına uygun olarak kendi sorumluluklarını üstlenmelerine izin verin. Çocuğunuz yaşına göre; yatağını toplayabilir, kirlilerini kirli sepetine atabilir, yemek tabağını mutfağa taşıyabilir, (ergense) kendi yemeğini yapabilir, size mutfakta yardımcı olabilir gibi.
Bebekler
- Bebekler onlara söylenen kelime ve cümleleri anlamasalar da, dünyayı annelerin vücut dilini ve enerjisini analiz ederek anlamlandırırlar. Bu yüzden bebek annelerinin öncelikle kendilerine özen göstermeleri ve psikolojilerini sağlıklı tutmaları çok önemlidir.
- Bir ebeveyn olarak; gerektiği noktalarda destek istemekten çekinmeyin, rutinlerinizi korumaya dikkat edin ve ihtiyaç duyduğunuz anda mutlaka sakinleşmek için birkaç yöntem geliştirmiş olun. Emziren annelerin bu korku ve kaygı dolu zamanlarda sütü azalabilir veya kesilebilir, bu durumda mama takviyesi vermeniz gerekse bile sanki süt geliyormuş gibi göğsünüzü sağmaya veya emzirmeyi denemeye devam ederseniz, yapacağınız meditasyon teknikleriyle birlikte vücudunuz sakinleştikçe sütünüz tekrar gelmeye başlayabilir. Bu yüzden hemen emzirmekten vazgeçmemenizi öneririm. Daha fazla sütün oluşumunu en fazla ve kolay arttıran şey bebeğin emmeye devam etmesidir. Ancak bu durum sizde daha fazla stres ve kaygı yaratıyorsa doktorunuza danışarak mama takviyesine başlamanız gerekebilir. Bu durumda da en iyi neye ihtiyacınız olduğunu anlayacak olan ilk uzman sizsiniz.
Okul Öncesi
- Bolca güven veren cümleler kurun, sevginizi gösterin, fiziksel temas kurun, sarılın, uyku öncesi rahatlatıcı masajlar yapın, banyo zamanlarını oyuna dönüştürün, değişik ve eğlenceli aktivitelere ailecek katılın, becerilerini övün, evin içinde hareket edebilecekleri alan yaratın, birlikte dans edin, çocuk yogası yapın.
- Korktuklarında ağlamalarına izin verin. Susmaları için dikkatlerini dağıtmaktansa, ağladıkları zaman onların korkularını dile getirin; eğer rahatsız olmuyorlarsa sarılıp onları sıkıca tutun. Bazı çocuklar aşırı duyarlı olduklarından fazla temastan rahatsız olabilirler, bunu dikkate alın ve onları bu konuda zorlamayın.
- Ona nasıl yardımcı olabileceğinizi sorun. “Senin için ne yapabilirim? Ne yaparsam sana iyi gelir? Bana söylersen elimden geleni yaparım.” gibi.
- Okul öncesi çocuklar hayal ile gerçeği her zaman ayırt edemeyebilirler; bu yüzden gereksiz korku içeren mesaj, içerik, görsel ve bilgiden onları uzak tutun.
İlkokul
- Bu yaş çocuklar kendileri dışındaki sevdikleri için de endişelenebilirler. Artık göremedikleri akraba, yakın aile ve arkadaşlarının sağlığını merak edebilirler. Bu konuda da onları rahatlatmanız gerekebilir. “Arkadaşların da evlerindeler, okula gitmiyorlar, dışarı çıkmıyorlar ve bizim aldığımız önlemlerle kendilerini koruyorlar. İstersen onlarla görüntülü konuşabiliriz böylece biraz olsun özlemin belki diner.” gibi bilgileri paylaşabilirsiniz. Bunun yanı sıra, sevdikleri için resim yapabilir, onlara mektup yazabilirler ya da çocuklarınızın dans ederken veya özel bir yeteneklerini sergilerken videolarını çekebilir, sevdiklerine birlikte gönderebilirsiniz. Bu da onların bağlantıda kalmasını ve sosyal alışverişlerinin uzaktan da olsa devam etmesini sağlayacaktır. Sürekli evde de kalsalar bu iletişimler onları sevgiyle besleyecek ve biraz olsun normal hayatın bir parçası gibi hissettirecektir.
- Bu yaşta çocuklar parka ya da sevdiklerinin evlerine gitmek için sokağa çıkmak isteyebilirler ancak merak etmeyin, onlar uzun zaman evde kalsalar bile sizin hissettiğiniz gibi kendilerini hapiste hissetmeyeceklerdir. Çünkü nefes almak ve hava değişikliği için evden çıkmak gerektiği gibi kalıplar yetişkinlere özgüdür. Düzenlerini sağladığınız ve bir rutin oluşturduğunuz sürece evde kalmak onların psikolojilerinde olumsuz bir etki yaratmayacaktır.
- Sağlıklı bir aile hayatı, güvenli bir çatı altında olmak ve sevildiklerini hissetmek çocukların temel ihtiyaçları arasındadır. Bunu onlara hissettirdiğinizden emin olun.
- Çok önemli bir nokta: Bu süreçte arkadaşlarıyla iletişimde olan çocukların onlardan aldıkları bilgileri sizinle paylaşmalarını isteyebilirsiniz. Böylece öğrenebilecekleri yanlış ve gereksiz bilgileri doğru olanlarla düzeltebilirsiniz.
Ortaokul ve Lise
- Bu yaş grubunda en önemli zorluk, gençlerin artık kendi bilgi ağlarının oluşmuş olması ve çoğu zaman ebeveynlerin bunları kontrol etmekte zorlanması olacaktır.
- Onlar haberleri takip edip, durumu kendileri öğrenebilseler bile siz yine de ailecek doğru şekilde bilgilendirmenizi yapın. Almaları gereken tüm önlemleri tek tek anlatın. Doğru olmayan medya mecraları hakkında bilgilendirin. Güvenilir olanları paylaşın. Merak ettikleri şeyleri size sorabileceklerini hatırlatın.
- Sürekli odalarında vakit geçirmek isteseler bile gün içinde mutlaka ailecek bir araya gelebileceğiniz düzenleri devam ettirin. Yemek, film ya da küçük kardeşlerle oyun zamanı gibi. Mutlaka arada sırada odalarında çıkmalarını ve hareket etmelerini sağlayın.
- Onların da gelecek kaygıları olabilir, bunlara dikkat edin. Dile getirip anlatmaları için alan yaratın. Artık birer yetişkin gibi görünseler de kendi gelecek kaygılarınızı filtresizce paylaşıp onları daha fazla tedirgin etmeyin.
- Onlar büyüseler de hala sizin çocuklarınız ve sizin korumanıza, yaratacağınız güvenli ortama ihtiyaçları var; bazen tersini söyleseler bile! Bu yüzden onlara sevgi, şefkat, anlayış göstermeyi ihmal etmeyin. İzin verirlerse fiziksel olarak temas edin, öpün, sarılın.
Bu süreçte psikolojik destek almak isterseniz, Uzm. Psk. Neli Aşkaner Kaptan’ın yetişkinler ve çocuklar için sunduğu ücretsiz psikolojik danışmanlık hizmetinden yararlanabilirsiniz. E-posta adresinden ([email protected]) veya Instagram hesabından kendisine ulaşabilirsiniz.
Kapak fotoğrafı: Unsplash / Volodymyr Hryshchenko
İlginizi çekebilir: Neli Aşkaner’den Koronavirüs’e Psikolojik Bir Bakış
İlk yorumu siz yazın!