Neden Hepimiz Evde Ekmek Yapıyoruz?: Psikolojik Bir Bakış
Hepimiz er ya da geç evde ekmek yapmayı denemeye başladık, ekmek tarifleriyle dolduk taştık hatta… Tam tahıllısı, bageti, köy ekmeği, çavdarı derken kendimizi kaybettik belki de. Peki neden?
COVID-19 sebebiyle ekmek yapımının artması tabii ki mayaya olan talebi de arttırdı (hatta bu oran yüzde 500 ile 600 arasında). İstanbul Fırıncılar Odası, salgın öncesinde 18 milyon ekmek üretildiğini, virüsle beraber bu sayının 12 milyona düştüğünü belirtti.
Peki ekmek yapmaya başlamamızın tek sebebi sıkılmak mı? Tabii ki hayır. Böyle kriz anlarında basit şeylere ihtiyaç duyarız; karbonhidrat gibi. Toronto Üniversitesi Beslenme Bilimleri Profesörü Harvey Anderson şöyle diyor; “Karbonhidrat yemek kandaki insülin değerini yükseltir. Beynimiz için kritik olan amino asidi, yani triptofanı uyandırır. Triptofan, stresli anlarda insanı rahatlatan ve uykuya sevk eden bir sinir ileticisi olan seratonin üretimini arttırır. Yani ekmeğinizin tadını çıkarmaya bakın fakat hepsini bir oturuşta bitirmeyin.“
İnsanlık tarihinde ekmek yapmak Taş Devri’ne dayanıyor, Neolitik atalarımız; meşe palamudu ve kestane gibi bitkisel malzemeleri ezip suyla karıştırıp bir tür hamur elde ettikten sonra bunları kızgın taşlar üzerinde pişirip yerlermiş. Şimdiyse benzer mantıkta; un, su, maya ve tuz ile bir hamur oluşturup ekmeğimizi pişiriyoruz…
Maslow’un İhtiyaçlar Piramidi’ne bakarsak eğer, karbonhidrata olan ihtiyacımızı anlatıyor aslında… Önce kendimize sonra da sevdiklerimize sıcak yemek temin edebilmek en ilkel güvenlik duygusunu uyandırıyor. Sonraki adımda; üretmek veya yeni bir beceri kazanmak ise kişisel gelişim, pozitif başarı duygusunu da etkiliyor. Yani; motive olmamızı, pozitif olmamızı, en önemlisi psikolojik olarak kendimizi güvende hissetmemizi sağlıyor!
Hadi o zaman herkes ekmek yapmaya!
Kapak fotoğrafı: girlversusdough.com/
İlginizi çekebilir: Fahri Demir’den Ekmek Yapma Malzemeleri ve Ekmek Yapma Aşamaları
İlk yorumu siz yazın!