"Sanat Yüzmeyi Bilir": Sokak Sanatçısı Blub'ın Mavi Serisi
Geçen yaz Temmuz ayında İtalya’nın birkaç şehrini gezdik. Özellikle Floransa sokaklarının her köşesinin tadını yürüyerek çıkardık diyebilirim. Bildiğiniz üzere Floransa sanat potansiyeli yüksek bir şehir. Her an her yerde resim yapan, şarkı söyleyen insanlar görmeniz olası. Ama gezdikçe özellikle her yeni girdiğim sokakta gözlerimin aradığı tek bir şey olmaya başlamıştı. Sanat eserlerini, büyük sanat, sinema, müzik ve hatta moda ustalarını suya batırılmış halde tasvir eden mavi baskılar. Evet, Bulb’ın “Sanat Yüzmeyi Bilir (L’Arte Sa Nuotare)” serisi.
Benimki gibi dikkatli bir göz o ünlü eserleri hemen tanıyacak ve tekil dönüşümlerine hayran kalacaktır diye düşünüyorum. Birkaç tarihi figür birçok tanınmış çağdaş kişilik sokaklarda tek bir ortak özellikle buluşmuşlardı o da: yüzlerindeki dalış maskesi. Hemen araştırmaya başladım, tabii ki bu resimleri kimin yaptığını çok merak ediyordum. Anonim kalmak isteyen, takma ismiyle tanınan Blub adında bir sanatçı çıktı karşıma. Karşılaştığım bütün o resimler de “Sanat Yüzmeyi Bilir (L’Arte Sa Nuotare)” serisinin parçasıymış meğer. Çoğunu gösterebilmek adına da kolajladım. Şimdi biraz Bulb’ı tanıyalım.
Bulb için her şey, 2013 yılında İspanya’nın Cadaques şehrinde tatildeyken, arkadaşının oğlunun resmini bir deniz maskesiyle gaz sayacının üstüne çizmesiyle başlamış. Köyün sokaklarında, yerel ressamlar hep denizcilik konulu resimler çiziyorlarmış. Floransa’ya döndüğünde de fikir tamamen projeye dönüşmüş.
Blub genellikle gaz ve elektrik kapıları gibi metal, eski yüzeyleri seçerek resimlerini de bu sayede çerçevelemiş gözüküyor. Aynı zamanda resimlerini yapıştırırken yüzeylere zarar vermeyecek tutkallar kullanıyormuş. Kendini ve projesini en güzel şekilde açıklayan cümlesi de şu şekilde:
“Kendimizi bir zorluk denizinde bulabilsek de, hayatta her zaman yüzmeyi öğrenecek kaynaklara sahibiz. Sanat bu kaynaklardan biri. Su ise benim elementim. Hayat sudan doğar, maddenin gizli tarafıdır. Batırıldığınızda, an durur ve ağırlık yoktur, düşünceler askıya alınmış bir boyuta akar. Bunun için, bugün hala su altında, zamansız olarak hayatta kalabilecek bir büyüklük örneği gösteren karakterleri seçiyorum.”
Dalgıçlarından biraz ünlü örnekler vermek gerekirse Leonardo’nun Mona Lisası, Botticelli’nin Venüs’ün Doğuşu adlı eseri, Piero della Francesca’dan Urbino Dük ve Düşesinin Portreleri, Courbet’in kendi portresi, Dali, Magritte’ın Aşıkları, Dante, Johannes Vermeer’in İnci Küpeli Kız‘ı, Michelangelo’nun Davut’u ve daha kimler kimler…
Hatta bizim İtalya’da olduğumuz o süreçte Blub’ın MANN Napoli Ulusal Müzesi’nde Carla Bru ve Maria Paternostro’nun küratörlüğünü yaptığı yaklaşık 40 eserden oluşan geçici bir sergisi oluşturulmuş. Araştırmalarıma göre de bu gülümseten eserler çeşitli şehirlere yayılmaya devam ediyormuş.
Blub belki de bahsetmemiz gereken sokak sanatçılarından sadece biriydi ama benim en etkilendiğim oydu diyebilirim. Eğer bir gün İtalya’ya yolunuz düşerse sokaklarındaki güzelliklerin, duvarlarındaki resimlerin, müziğin kısacası taze kentsel sanatın tadını çıkarmanız dileğiyle.
Blub’ı daha takından tanımak isteyenler için ilgimi çeken bir röportajı ve videoyu paylaşıyorum.
Kapak fotoğrafı: italianartsociety.tumblr.com/
İlginizi çekebilir: Yücel Babadağ’dan “Millo: İtalyan Mural Ustasını Yakından Tanımak”
İlk yorumu siz yazın!