Sıfır Atık 101: Duyarlı Ve Kendine Has Bir Yaşam Tarzı
Atık, şüphesiz gezegenimizin en büyük sorunlarından biri ve dikkatlice incelediğimizde görüyoruz ki, atık konusunu iki boyut etrafında incelemek mümkün. İlki, hali hazırda var olan atıkların doğru yönetimi. Hatırlarsan geri dönüşüm konusunu mercek altına aldığımız yazımızda bundan bol bol söz etmiştik. İkinci boyutsa, atık oluşum sebeplerinin gözden geçirilmesi ve tüketim odaklı alışkanlıkların daha sürdürülebilir alternatifleriyle değiştirilmesi. İşte bugün konumuz tam olarak bu: Kendine Has olarak, seni hep birlikte sıfır atık felsefesini anlamaya ve hayatımıza uygulamanın yollarını araştırmaya davet ediyoruz.
Sıfır Atığın 5R’si
Sıfır atık felsefesinin temellerinden başlayalım. Bunun için önce, sıfır atığın 5R’sini anlamak gerekiyor:
– Refuse (Reddet)
– Reduce (Azalt)
– Reuse (Tekrar Kullan)
– Recycle (Geri Dönüştür)
– Root (Gübrele)
Prensiplerden ilki reddetmek. Yani “hayır” demek. Neye mi? Sürdürülebilir olmayana, ihtiyaç duyulmayana, doğaya zarar verene, gezegene iyi gelmeyene. Sonraki adım, azaltmak. Buradaysa, daha az tüketmekten söz ediyoruz. Sahip olduklarımıza gerçekten ihtiyaç duyuyor muyuz, yoksa onları basit ve keyfi bir istek sebebiyle mi yanımızda tutuyoruz; bunu sorgulamaktan bahsediyoruz. İsraf etmemeye özen göstermek, hayatımızı sadeleştirme yolunda adımlar atmak ve tüketim odaklı alışkanlıklarımızı doğaya saygılı olanlarla değiştirmek de, bu prensibe dahil.
Sıra geldi, tekrar kullanmaya. Hali hazırda sahip olduğun eşyaları, kıyafetleri ve daha pek çok şeyi tekrar kullanmanın yollarını her fırsatta araştırdığını söyleyebilir misin? Oysa bir düşün, sana kullanım ömrünü tamamlamış gibi görünen birçok eşyayı bambaşka şekillerde ve yeni amaçlar için tekrar ve tekrar kullanmak, onarmak, tamir etmek mümkün. Bir diğer önemli konu, geri dönüştürmek. Önceki yazımızda geri dönüşümün ne olduğundan, öneminden ve evde geri dönüşüm için atabileceğin adımlardan çokça söz etmiş olsak da tekrarlayalım; ilk üç adımı uygulayamadığın yani ne reddedebildiğin, ne azaltabildiğin, ne de tekrar kullanabildiğin ürünleri geri dönüştürebilirsin. Yalnız altını çizmekte fayda var, “nasıl olsa geri dönüşüm yapıyorum, istediğim gibi tüketebilirim” düşüncesine kapılmamak için, geri dönüşümün de fazlasıyla enerji gerektiren bir süreç olduğunu unutmamalısınız. Geri dönüşümle ilgili daha fazla bilgi edinmek istersen bir önceki yazımızı okuyabilirsin.
Sıfır atığın son prensibiyse gübreleme yani kompost yapma. Kompostu; sebze ve meyve kabukları, yumurta kabuğu, dökülmüş yapraklar gibi organik atıkların yeniden toprağa kazandırılmak üzere bir araya getirilmesiyle elde edilen doğal gübre olarak tanımlayabiliriz. Kompost yaptığında, çöpe giden mutfak atığı miktarının azaltılmasında ve toprağın pH dengesinden mikrobiyolojik çeşitliliğe, birçok konuda iyileştirilmesinde rol oynuyorsun.
Sıfır Atığı Uygulamanın Yolları
Refuse (Reddet) ve Reuse (Tekrar Kullan)
Sıfır atık felsefesini anladık, peki hayatımıza nasıl uygulayacağız? Her şeyden önce, ilk prensibi hatırlamamız gerekiyor, yani reddetmek. Plastik poşetler, pet şişeler, pipetler; özetle tüm tek kullanımlık plastikleri reddederek, geri çevirerek işe başlayabilirsin. Tüm bu ürünlere gerçekten ihtiyaç duyduğun gibi bir yanılgıya sahipsen, onları sürdürülebilir alternatifleriyle değiştirmeye ne dersin? Örneğin, pet şişe yerine tekrar tekrar kullanabileceğin bir matara edinebilir veya plastik ambalajlarla paketlenmiş gıdaları satın almak yerine, alışverişe kendi bez çantanla gitmeye başlayabilirsin. Evinde ellerini tek kullanımlık kağıt havlularla kurulamaktansa, her seferinde yıkayarak yeniden kullanabileceğin pamuklu havluları tercih edebilirsin. Hazır satılan poşet çaylar yerine, doğal çaylar alıp demleyebilirsin. Aslında böylelikle, “tekrar kullan” prensibini de hayatına nasıl dahil edebileceğini görmüş oldun.
Azaltmak içinse kendini ve tüketim alışkanlıklarını sorgulamaya başlaman gerekiyor. Eşyaların, kıyafetlerin… Kendine karşı dürüst ol ve sor: Hangilerini gerçek anlamda sık sık kullanıyorsun ve hangileri “elbet bir gün kullanırım”, “dolabımda bulunsun, bir gün mutlaka giyerim” gibi düşüncelerin sebebiyle devam ediyor orada durmaya? Mesela, son 6 aydır kullanmadığın bir eşyan veya giymediğin bir kıyafetin var mı? İşte sonraki adım, hayatındaki fazlalıkları belirlemek ve daha sade bir yaşamın kapılarını aralamak.
Reduce (Azalt)
Bunu yaparken yani tüm sahip olduklarını gözden geçirirken, aynı zamanda artık gözüne eskimiş gibi görünen veya sana yenisini alman gerektiğini düşündüren eşyaları belirlemeni öneriyoruz. Tabii sonra da onları yeni amaçlar için nasıl dönüştürebileceğine bakmanı. Buna ileri dönüşüm de diyoruz.
Recycle (Geri Dönüştür) ve Root (Gübrele)
Hatırlarsın, sıfır atığın dördüncü prensibiyse geri dönüştürmekti. Bunun için gereken ilk adım, atıklarını kağıt, plastik, cam ve metal atıklar olmak üzere, dört temel grupta ayrıştırman. Bu konunun detaylarını geri dönüşüm yazımızdan okuyabilirsin. Bu işlemi yaparken, organik atıklarını ayrı bir yerde biriktirmeyi unutma, çünkü sıfır atığın beşinci R’si yani kompost yapmayı (root) denerken onlara ihtiyacın olacak. Evinin balkonu veya bahçesinde kompost yapmak istiyorsan, önümüzdeki yazıları takipte kalmanı öneririz.
Aslında sıfır atık, hem felsefesi hem de uygulama şekilleriyle, odağına tüm seçimlerimize ve davranışlarımıza doğaya nasıl etkileri olabileceğini göz önünde bulundurarak yön vermemiz gerektiğini söyleyen bir yaşam tarzı. Peki, sen bu yaşam şeklinin neresindesin? Daha önemlisi, bugünden sonra, neresinde olmayı hedefliyorsun?
Kapak fotoğrafı: Unsplash / Markus Spiske
İlginizi çekebilir: Kendine Has’tan Doğaya Saygı ve Hayvana Saygı
İlk yorumu siz yazın!