Babamın adı Vedat. Batı Karadeniz’in küçük cenneti Cide doğumlu. Gençliğinde edebiyatçı, 70’lerden sonra 50 yıllık iş adamı. Kader cilveli ya, kendisiyle aynı dönem aranjman şarkı sözleri yazanlar ya da yazılan sözlerden pay çıkaranlar var. Binlerce kez babamı anlatırken, “O, ‘Arkadaşımın Aşkısın’ şarkısının esas söz yazarı Fecri Ebcioğlu değil, benim babamdır” deyişim bundan. O ise kendisini yıllar önce ortaya çıkarmamayı yeğler.

Vedat Ece ve kızı Didem Ece
Vedat Ece ve kızı Didem Ece | Fotoğraf: Didem Ece

Önce memur Ali’nin oğlu. Sonra Celal, Nevzat, Nihat’ın kardeşi; Nejat, Nihal’in abisi. Daha sonra Senkal’ın eşi, daha da sonra Aykut, Aytuğ ve Didem’in babası. Daha da sonra Elif, Zeynep, Delfin ve Güneş’in dedesi.

Bence o dönemler dâhice şarkı sözleri yazan bu kadar romantik biri, bunca yıl nasıl saklı kaldı peki? Çok basit. Şarkıların altına imzasını atmayarak, başkalarının bunu yapmasına ve elinden sözleri almalarına göz yumarak. Sadece evde kendi kendine yazarak. Bazen “Bu mümkün mü?” diye düşünüyorum… Yani güzel bir yazı yazdığımı ve bunu sadece kendime, eşime dostuma okuduğumu hayal ediyorum. Sanatçılık belki de bu.

Yani kimse okumayacaksa da dinlemeyecekse de yazmaya devam etmek. Sırf ruhunda o romantik adam olmayı sevdiğin için. Fransızca’yı çok sevdiğin için. Alkış kopsun diye değil, çok sevdiğin için. Anlatmadan, taşmadan duramadığından. Biz dört kişi yıllarca dinledik bu harika şarkıları. Annem, ağabeylerim ve ben. “A!”, derdik içimizden bazı sabahlar, “Bugün yine babamın şarkısı çalıyor”:

Hakkım yok seni sevmeye
Çıktın karşıma ne diye
Unutmam lazım çünkü sen 
Arkadaşımın aşkısın…

Başka bir sabah:

Bu bir yemin dudağımda
Gözlerini kapat inan bana
Kaderimsin ecelim son defa
Adandım sana bin defa…

youtube play youtube play

İlk şarkıyı bilenleriniz bilir; meşhur Arkadaşımın Aşkısın… Sevgili Juanito istemiş, rahmetli babam da Fransızca şarkıya aranjman söz yazmış. İkinci şarkı Rahmetli Ayten Alpman’ın 1967 yılındaki ilk 45’lik plağındaki şarkılardan biri. Sözleri Sevgili babacığıma ait. Her dinlediğimde gözlerim dolar. Bu arada söylemeyi unuttum, iki şarkı var plakta, ikisinin de sözleri Vedat Ece, yani canım babam. Ama ben onları saymıyorum, onlar onun şarkılarının binde biri bile değil. Hem onun şarkılarındaki derin duygu ve romantizm kamaşmasını tam yakalayamamışlar. Babamın şarkılarındaki aroma, o dönemde ellerinden şarkı sözlerini yazdığı defterleri başkalarının alması ile yok olmuş. Ne akla hizmet vermiş hala anlamış değilim. Öyle ünlü isimler var ki el pençe divan durmuşlar o vakit babamın karşısında.

İçlidir benim babam. İçli değildir her insan. Diyeceksiniz ki, “Amma da övdün babanı, herkesin babası kendisinin bir tanesi”. Evet öyle de, ben bugüm doğum günümü bahane edeyim, canım babamı rahmetle, saygı ve sevgiyle anayım, şarkılarını yad etmeye devam edeyim, sizler de bilin istedim.

İşte, canım babama ait ‘Arkadaşımın Aşkısın’ şarkısının yastık altı hikayesi..

Bundan tam 54 yıl önce. Yıl 1966. Yer İstanbul, mevki Beyoğlu, Balo Sokak. İmparator Otel (şimdiki adı ile The İnterroyal Hotel). Üniversite döneminde Fransız Filolojisi’nde okurken, dil eğitimi için Fransa’ ya giden babam, İstanbul’a dönünce kuzenine ait olan bu otelde konaklar. Talebeliğinin yanı sıra, babamın Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptığı Yeni Tempo Dergisi’nde yazdığı şiirleri de yayımlanmaktadır. Bu esnada otelde konaklayan Fransız asıllı Cezayirli ünlü sanatçı Juanito ile karşılaşırlar.

Juanito
Juanito | Fotoğraf: Vikipedi

Juanito İstanbul’daki günlerinde tesadüfen babamın dergide çıkan şiirlerini görür ve sevgili babama şiirle ilgisinin ne denli yakın olduğunu sorar, sohbet konuları değişir ve artar. O dönemde Türkiye’nin gündeminde; aranjman yani Türkçe sözlü Batı müziği furyası olduğu için Juanito, babama: “Sana Fransızca bir şarkı getirsem, ona söz yazar mısın?” diye sorar. Babam da, “Yazmaya çalışırım” der. Juanito’nun babama getirdiği şarkının adı: “La Femme De Mon Ami”dir… Orjinali aslında, “Arkadaşımın Karısısın” olan sözü babam, o dönemki toplumsal değerlerden ötürü “Arkadaşımın Aşkısın” diye değiştirerek yazar.

Babam, o akşam Juanito ile beraber plağı defalarca dinler; o anlarda uğraşmasına rağmen bir türlü yazamaz. Sonra sabaha karşı 05:00 sularında, aklından geçirdiği tüm sözler kağıda dökülmeye başlar. O heyecanla, o saatte Juanito’yu uyandırır; Juanito sözleri müzikal olarak değerlendirir. Juanito da Türkçe bildiği için sözleri çok manalı bulur ve bu şarkıya çok uyduğunu söyler. Dahası şarkıyla tamamlandığında çok başarılı olacağına inandığını vurgular.

Ertesi gün Juanito Grundig Şirketi’ne (Odeon Plakçılık) gider ve şarkıyı plak yapmak için paylaşır, karar verilir. Babama da otele döndüğünde, şirketle sözleşme yapması için birkaç isim verir ve onu gitmesi için tembihler. Babam işlerinden dolayı birkaç gün müzik şirketine gidemez.

youtube play youtube play

Juanito bir akşamüstü otele geldiğinde, şarkı sözlerini Fecri Ebcioğlu’nun çok beğendiği için bir iki ufak değişiklik ile sahiplenmiş olduğunu söyler. O dönemde 10.000 plak basılacak ise, yaklaşık 5.000 tanesini Fecri Ebcioğlu’nun alarak söz yazarı olarak kendi adının geçmesini şirket yetkililerinden istediğini söylediğini Juanito babama anlatır ve babama şarkısına sahip çıkmadığı, sözleşme yapmadığı için çok kızar. Yine de şirkete gidip yetkililerle görüşmesini söyler. Çünkü “Gardiyan” şarkısı ile o dönemlerde çıkış yapan Juanito, “Arkadaşımın Aşkısın” ile zirveye tırmanacağına inanmaktadır.

Akabinde babam şirkete gider (cebinde o an Sirkeci’ye gitmek için metelik yokken). Şirkette Juanito’nun adlarını babama verdiği yetkilileri bulur, o esnada iki kişinin odadaki sohbetine şahit olur…

Juanito’ nun şarkı sözlerinin sahibinin babam olduğunu anlatması üzerine; 20 yaşındaki babamı çok genç ve çocuk gördüklerini Fransızca olarak kendi aralarında konuşmaya başlayan iki adamın sohbetinin devamındaki cümle şöyledir: “Bu çocuğa birkaç kuruş para vererek biz bu işi hallederiz.” Babam da Fransızca olarak cevap verir: “Bu şarkının sözlerini ben yazdığımı ispat etmek için yanınıza gelmiştim. Siz bunu biliyorsanız benim için para önemli değil” der ve gülümser. Yetkililer babamın Fransızca cevap vermesi üzerine büyük şok yaşarlar ve Türkçe konuşmaya devam ederek babamdan özür dilerler…

Durumun yanlış anlaşılmamasını isteyerek ve babama yardımcı olacaklarının sözünü vererek, ısrarla ve zorla babama 75 lira verirler ve gönlünü almaya çalışırlar. En kısa zamanda babama yine bir Batı müziğine Türkçe şarkı sözü yazdıracaklarını vaad ederler.

youtube play youtube play

Kısa zaman sonra 1967 yılında babama, sevgili Ayten Alpman’ın Türkçe seslendireceği iki şarkıya söz yazması taleplerini iletirler. Babam şarkı sözlerini yazıp şirkete götürdüğünde, Ayten Alpman ile sözler üzerine prova yapılacağını söylerler. Babama onun da orada bulunması gerektiğini belirtirler. Prova günü babam şirkette hazır bekler ve odada henüz kimse yokken babamın, o ana dek sadece resimlerden tanıdığı Türkiye’nin yıldızı olan rahmetli Ayten Alpman gelir…

Sözlerinin bir başkası tarafından müzik olarak mırıldandığını duyduğu an, babam içinin ürperdiğini hisseder (Şu an bu kısmı anlatırken gözlerim dolu dolu). Ayten Alpman aslında şarkı sözlerinin sahibinin o an odada olduğunun farkında bile değildir. Nice sonra odaya gelen şirket yetkilileri Ayten Alpman’a: “Tanıştınız mı?” diye sorarlar. Ayten Hanım karşısındaki kişiyi bir çocuk olarak gördüğü için, “Kiminle?” diye cevap verir. Yetkililer, sözleri yazan kişinin babam olduğunu söyleyince, Ayten Hanım, “Aa bu mu?” diye şaşkınlığını belirtir. Yetkililerin onaylı bakışı sonrasında babam ve Ayten Hanım tanışırlar. Daha sonra şarkı sözleri üzerine prova yaparlar ve plak kısa süre içerisinde piyasadaki yerini alır.

Ayten Alpman'ın Türkçe sözlü ilk 45'lik plağı
Ayten Alpman’ın Türkçe sözlü ilk 45’lik plağı | Fotoğraf: Didem Ece

Böylelikle Odeon Müzik Barclay’den Ayten Alpman’ın Türkçe sözlü ilk 45’lik plağı dinleyicileri ile buluşur! “İnan Bana” ve “Ayrıldık Yalnızım” adlı iki şarkıyla ilk 45′ lik plak artık piyasadadır.

Bu dönemde (1966-69 arası) babam Juanito ile arkadaşlığını pekiştirmiştir. Sevgili Juanito kendisinin her yerde çalan bu parçasının esas söz sahibinin babam olduğunu her defasında herkese söyler. Ve sonrasında babamın sayfalarca şiirlerinin olduğu harita metod defterini Juanito bir bestekara değerlendirilmek üzere verdirir. Ama babam sonrasında takip etmez… Bestekarın adını biliyorum, çok ama çok ünlü biri ama söylemeyeceğim! 🙂

1969 yılında alt yapı-şantiyecilik hayatına başladığı için babam edebiyatı bir kenara bırakıp tekniğe yönelir; bu duygularına ket vurmak durumunda kalır ve ister istemez uzaklaşır. Sonra da zaten pek de peşinde durmaz bunların. 1970 yılında annem ve babam flört dönemlerine başlarlar ve akabinde babamın o dönemlerine ait diğer kalan tüm şiir defterleri, bu plakları, Fransa’daki tüm anılarından ve resimlerinden oluşan bir valiz dolusu hatırası çok sevgili annem tarafından bir anlık öfke sonucu banyodaki termosifonda yok edilmiştir…

Nedeni mi? Orası da bize kalsın! Canım babam… Seni bu doğum günümde büyük sevgi ile anıyorum. İçselliğinizi yitirmemeniz dileğim ile.

Kapak fotoğrafı: Unsplash / Skylar Sahakian

İlginizi çekebilir: MeloMagger’dan Plak Önerileri