Engin maviliğinde kaybolduğun; içine hasret kaldığın huzuru, dinlinliği  bolca çektiğin, sahilinde uyuyakaldığın, zamanı unuttuğun, kuş sesleriyle ve pırıl pırıl bir güneşin ışıklarıyla güne başladığın, o daracık sokaklarında mandalina ağaçlarının kokusunu hissettiğin, her mevsim ayrı bir güzel bir yerden, Bodrum’dan bahsetmek istiyorum ve Bodrum’un eşsiz tarihi dokusundan…

Bodrum
Bodrum | Fotoğraf: Daily Sabah

Bence Bodrum, sana aşık bir sevgili gibi. Niye mi? Çünkü aradan geçen zamana aldırmaksızın, sen arayı ne kadar açarsan aç, onu ne zaman ziyaret edersen et, seni yine aynı ruh ve heyecanla sarmalayıp, bıraktığın gibi bulduğun bir yer de ondan. Bir nevi doğa harikası, adeta cennet olduğuna inandığım; her metrekaresinde hem tarihi hem de populizmi, çeşitliliği bulabildiğin, bununla birlikte dost meclislerinde “burada yaşananlar burada kalır” mottosuyla tatile çıktığı, içinde yer yer günahları, yaramazlıkları saklayan, sanat güneşi Zeki Müren’in  cenneti, Akrep Nalan’ın Halikarnas’ta yaz aşkına rastladığı, Nejat İşler’in şehir girdabından kaçıp sığındığı, Neyzen Tevfik’in memleketi, hem Ege hem Akdeniz  güzelliğine sahip, her bölgesi kendine has olan büyülü antik kent Bodrum…

Eski adı Halikarnas (Halikarnassos) olan Bodrum, bir Ege köyünden çok daha fazlası. Bence taşı, yeşili, denizi altın. Her derde deva, her yaraya şifa. Orda vakit geçirmeye başladığında büyüsüyle seni kendine çekip sana hayat koşturmacasında kendini ne kadar ihmal ettiğini fark ettirdiğinde, ruhunu bedenin arkasında bıraktığını gösterdiğinde, oradaki sakin ve dinginliği her yerde bulmak isteyeceğinden eminim  ve her fırsatta oraya sığınmak için binbir bahane bulacağından da. Denizin mavisini tuz diye yarana, güneşini ise soluk tenine vitamin, kent koşturmacısından yorgun düşen ruhuna merhem diye sürebilirsin.

Gümüşlük
Gümüşlük | Fotoğraf: Flickr

Gümüşlük’te en lezzetli balığı yerken, fonda çalan Tanju Okan şarkılarıyla mutluluğa kadeh kaldırdığın, Bitez’de yalıya vardıktan sonra Aktur’a çıktığın, Paşa koyunda Zeki Müren’in izini sürdüğün, Gümbet’teki barlarda İngiliz ve Hollandalı turistlerle çılgınca eğlenip kendinden geçtiğin, Yalıkavak’ta popüler beach’lerde piyasa yaptığın, Adamik’te bira içtiğin, Katamaran’da köpük partisine katıldığın, begonvillerden saçına taç yaptığın, güneşin izlerini teninde taşıdığın rengarenk bir yer Bodrum.

Adına yazılan şarkılardan, kendine has sandaletinden (Bodrum sandaleti), sebzeli dürümünden, gece hayatından, Halikarnas Balıkçısı’ndan, popüler beach’lerinden, orada çekilen dizilerden; Bodrum’un ülkemizin turizm merkezi olduğunu hatırlamama gerek yok galiba.

Anlayacağınız gibi Bodrum aslında herkese göre bir yer. Kimi Nejat İşler gibi Gümüşlük’te demleniyor, kimisi ise Çağla Şikel gibi Türkbükü sahilinde güneşlenerek teninde güneşin izlerini taşıyor. Bodrum diyince aklınıza direk beach’ler, popüler restoranlar ve pahalı oteller geliyor değil mi? Ama ben bu yazımda Bodrum’un favori mekanlarından ziyade Bodrum’un tarihi yerlerinden, tarihi dokusundan bahsedeceğim.

Bodrum’un Tarihi Yerleri

Bodrum Antik Tiyatrosu Konum

Bodrum Antik Tiyatro
Bodrum Antik Tiyatro | Fotoğraf: Sözcü

İlk durağımız Bodrum Antik Tiyatrosu. Hani şu meşhur yaz konserlerinin gerçekleştiği yer. Eminim, eğer siz de yazın illa Bodrum diyorsanız, orda bir konser, tiyatro, gösteri izleme şansını yakalamışsınızdır. Bodrum-Turgutreis yolu üzerinde, 3 bin kişilik kapasiteye sahip olan Antik Tiyatro, MÖ 4. yüzyılda Klasik Antik Çağ’da Karia Kralı Mousolos tarafından yaptırılmış ve Anadolu coğrafyasının en eski tiyatrolarından biri olarak biliniyor. Prof. Serdaroğlu öncülüğünde, 1974 yılında başlayan kazılarla tiyatro bugünkü halini almaya başlıyor. 1986 yılında ise yoğun bir çalışma ile tekrar kullanıma açılıyor. 2000 yılında Turkcell – Ericson işe el atarak tiyatroyu yenileme çalışmasına giriyor. Bu çalışma 3 yıl sürüyor ve 2003 yılında Eurovision birinciliğini kapıp gelen milli gururumuz Sertap Erener’in iki gün üst üste konser verdiği yer olarak, gelecek konserlerin habericisi niteliğini üstleniyor. Söylemeye gerek yok, Bodrum Antik Tiyatro bugüne kadar da birçok unutulmaz şova ev sahipliği yapıyor. Bakalım burada tekrar ne zaman bir konser izleyebileceğiz?

Bodrum Kalesi Konum

Bodrum Kalesi
Bodrum Kalesi | Fotoğraf: Sabah

Bodrum’un simgesi Bodrum Kalesi’dir bence. Bodrum’la alakalı üç şey sıralayın deseler, eminim benim ilk üçümde Bodrum Kalesi yer alır. Bodrum’da en güzel manzarayı görebileceğeniz en doğru yerdir çünkü. Denizin rengi ordan bir başka güzel gözükür. Sevgiliyle gidilecek en romantik yerlerdeyse yine liste başında yer alır. Muhteşem deniz manzarası, arkadan gelen müzik sesleri ve hayatı arkada bırakarak sevgilinin kollarında kaleye karşı hayallere dalmak. İşte mutuluğun resmi..

Kale ile ilgili birkaç bilgi daha: Kale, Halikarnas Mozolesi’nin taşları kullanılarak St. Jean şövalyeleri tarafından, 15.yüzyılda yapılmış ve yapımı 98 yıl sürmüş. İçerisinde İngiliz, Fransız, Alman, İtalyan, İspanyol kuleleri bulunuyor. Önceleri iç avluda gotik bir şapel varken daha sonradan Osmanlı döneminde camiye dönüştürülüp yanı başına hamam ekleniyor. Ziyaret için en az iki saatinizi ayırmanız gerektiğini de eklemeliyim. İyi gezmeler!

Zeki Müren Sanat Müzesi Konum

Zeki Müren Sanat Müzesi
Zeki Müren Sanat Müzesi | Fotoğraf: Berkin Tuncar

Sanat güneşimiz, dertli gönüllere giren, alkışlarla, dostluklarla yaşayan Zeki Müren de bir Bodrum aşığıydı. Sanki Zeki Müren’in de Bodrum sevdalısı olması Bodrum’un rüştünü ispatlıyor gibi. Hayatının son yıllarını kalp rahatsızlığı ve şeker hastalığı yüzünden Bodrum’daki evinde inzivaya çekilen Zeki Müren, Kumbahçe’de, Bodrum merkezde oturmayı tercih etmiş. Sırf ikamet ettiği sokağa değil, her gün denize girdiği Bardakçı koyuna da adını veren (Paşa koyu) sanat güneşimiz de aradığını Bodrum’da bulmuş. Hani bazı ruhlar şehirlere izini bırakır ya, orayı güzelleştirir; Zeki Müren de bence ruhundan bir parça bırakmış Bodrum’a. Sokağa girdiğinizde, evini de ziyaret ettiğinizde Zeki Müren’in ruhunu, o sokaklarda yürüdüğünü, ruhunun izlerini hissetmek o kadar güzel ki! Ölümünün ardından Kültür Bakanlığı tarafından 2000 yılında müzeye çevrilen Zeki Müren Sanat Müzesi, pazartesi günleri hariç 08.00-19.00 arası ziyaret edilebiliyor. Bence ölmeden önce yapılması gereken yüz şeyden biri de bu: Bodrum’a gitmek, Paşa koyunda denize girmek ve Zeki Müren’in evini ziyaret edip o eşssiz ruhu hissetmek.

Halikarnas Mozolesi Konum

Halikarnas Mozolesi
Halikarnas Mozolesi | Fotoğraf: Bodrum Finder

Dünyada yedi harika var ve Bodrum’daki nerededir sizce? “Kim 500 milyar ister?” ister sorusu gibi oldu, ama joker kullanmamıza gerek yok çünkü cevap yanı başımızda: Halikarnas Mozolesi.

Yunan-Mısır mimarisini birleştiren bu  anıtmezarı kazdığımızda altından bir aşk hikayesi çıkıyor. M.Ö. 352’de yapımına başlanan mozole, Kral Maussolos’un ölmesiyle yarım kalıyor. Karısı ve kız kardeşi inşaatın yapımını özveriyle sürdürüyorlar. Ancak kralın eşi de mezar bitmeden ölüyor ve iki aşık birlikte aynı mezarlığa gömülüyor. Açık hava müzesi olan Halikarnas Mozolesi, Bodrum Limanı’na çok yakın. Bodrum’a gittiğinizde mutlaka görülmesi gereken yerler listenizde olmalı. Pazartesi hariç her gün ziyaret edebilirisiniz. Bu arada, mozolenin önemli parçaları malesef İngiltere’de British Museum’da sergileniyor. Her ne kadar parçaların geri alınması için uğraşılsa da kraliçenin parçaları bize geri vereceği yok gibi. İlber Ortaylı hocam devreye girse keşke!

Gördüğünüz gibi Bodrum tam anlamıyla harikalar diyarı. Tarihi dokusunu mutlaka hissetmek gereken yerlerden biri… E, nerden başlasak, nasıl anlatsak… Belki de anlatamasak, sadece yaşayıp içinde kaybolsak… Bodrum, Bodrum…

Kapak fotoğrafı: Instagram / @nigaribu

İlginizi çekebilir: Gizem Dereci’den Zai Bodrum