Antalya Altın Portakal Film Festivali’ndeki prömiyerinin ardından İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Yarışma’sında gösterilen, Leyla Yılmaz imzalı Bilmemek, toplumun modern ve açık görüşlü geçinen kesiminin önyargılarını, homofobisini ve kolektif zorbalığını etkileyici bir şekilde işliyor. Üstelik olabildiğine gösterişsiz, kendini ya da karakterini acındırma kolaylığına kaçmadan…

Bilmemek (2019, Leyla Yılmaz)

Uzun yıllar boyunca çoğunluğu şehirli gözüyle çekilmiş taşra filmlerinin ağırlıkta olduğu Türkiye sineması, son yıllarda metropol hikayeleriyle, orta sınıf şehirli insanların dertlerine odaklanan filmlerle zenginleşmeye başladı. Pelin Esmer’in İşe Yarar Bir Şey‘i, Deniz Akçay’ın Köksüz‘ü, Emre Yeksan’ın Körfez‘i ve Kıvanç Sezer’in Küçük Şeyler‘i aklıma ilk gelenler; şimdi de Bilmemek. Film, şiddete, nefret suçlarına ve cinayete evrilebilen önyargıların ve kolektif zorbalığın eğitimle, gelir seviyesiyle, yaşam tarzıyla ya da ‘şehirlilikle’ hiçbir ilgisi olmadığını gösteriyor. Ve tabii tüm bunların önüne geçilebilmesi için, aldığı eğitim ve sahip olduğu ayrıcalıklar nedeniyle doğrudan modern ve açık görüşlü olduğu yanılgısına düşen ‘şehirli’ insanın bu yanılgıdan sıyrılması, kendini sorgulaması gerektiğini hatırlatıyor.

Bilmemek (2019, Leyla Yılmaz)

Bilmemek, İstanbul’un orta sınıf ailelerinden birinin apartman dairesinde karşılıyor bizi. Sinan (Yurdaer Okur) mühendis; çalıştığı deniz taşımacılığı şirketindeki yapısal değişiklik sonucu genç, deneyimsiz ve insanı sadece iş gücü olarak gören bir yöneticinin önünde ceketini iliklemek zorunda kalıyor. İş yerinde oğlu yaşındaki bir gencin kendisine ismiyle hitap etmesinden ve ona danışmadan kararlar almasından duyduğu rahatsızlığı ve hissettiği ezikliği, eşine ve oğluna kurduğu baskı aracılığıyla telafi etmeye çalışıyor. Selma (Senan Kara) idealist bir doktor; özel bir hastanede çalışmak yerine devlet için çalışmayı seçmiş ve her gün onlarca hasta muayene ediyor. Eşinin kabalıkları ve iletişimsizlikten doğan evlilik sorunlarını ve mutsuzluğunu, avukat arkadaşının ilgisine kayıtsız kalmayarak telafi etmeye çalışıyor. Sinan ve Selma, bir genel müdür ve bir doktor maaşıyla, konforlu bir hayat sürüyorlar ama bu maddi sıkıntılarının olmadığı anlamına gelmiyor: Oğlunun okul masraflarını ya da yurt dışı gezisinin masraflarını karşılamaya devam edebilmek için iş yerindeki rahatsızlıklarını dillendirmeyen Sinan ezilmeye, özel hastanede çalışan meslektaşlarının daha fazla kazanmasını ya da abisinin aileden kalan mirastan daha büyük bir pay almasını dert edinen Selma mutsuzlaşmaya devam ettikçe bu döngü devam ediyor. Bu ailenin içinde büyüyen ve bu sorunlu evliliğin tanığı olan oğulları Umut (Emir Özden) ise lise son sınıfta başarılı bir öğrenci, aynı zamanda su topu takımının da yıldız oyuncularından biri. Bir yandan üniversite sınavı için çalışırken, bir yandan da ABD’den burs alabilmek için antremanlarla kendini hırpalıyor. Ama başarılı bir öğrenci, başarılı bir atlet olduğu, içinde fırtınalar kopmadığı anlamına gelmiyor.

Bilmemek (2019, Leyla Yılmaz)

Umut’un hayatı, su topu takımında çıkan, eşcinsel olduğuna yönelik bir dedikoduyla sarsılıyor. Umut cinsel kimliğiyle ilgili soruları cevaplamayı reddettikçe ve yapılan zorbalıklara karşı dimdik ayakta durmayı sürdürdükçe, zorbalığın dozu daha çok artıyor. Zorbalığın kaynağı yıllardır aynı takımda oynadığı, birlikte büyüdüğü takım arkadaşları olunca daha da acı, daha da ağır oluyor Umut için. Kendisininkine benzer ailelerde, kendisiyle benzer şartlarda büyümüş, kendisiyle benzer eğitim seviyesindeki arkadaşları; açık görüşlü, modern ve özgürlükçü oldukları yanılgısı içinde, birlikte büyüdüğü arkadaşları… Bu yanılsama o denli büyük ki, homofobilerini ve zorbalıklarını “biz kıro değiliz, ama bilmek hakkımız” cümlesiyle haklı çıkarmaya çalışıyorlar. Üstelik bu yanılgı sadece Umut’un uğradığı homofobi temelli zorbalıkta görünür değil; genel müdür (yüksek gelirli) ve mühendis (eğitimli) Sinan’ın kendince eşine yüklediği cinsiyetçi görevler, eşinin idealizmine karşı olan küçümseyici tavırları ya da Suriyeli göçmenlere karşı ırkçı yaklaşımında da açıkça görülüyor. Bu yanılgıyı siz de etrafınızda sıkça duyduğunuz, “homofobik/transfobik/ırkçı/cinsiyetçi/yobaz değilim” yargılarından sonra gelen “ama…”larda bulabilirsiniz.

Bilmemek (2019, Leyla Yılmaz)

Filmin, adındaki muammayla ilişkisi çok güçlü, çok çarpıcı. Bilinmeyenlerle ilk karşılaşmamız Umut ve Umut’un akıbetiyle ilgisiz bir sahnede gerçekleşiyor. Sinan’ın genç patronu, ona haber vermeden aldığı bazı operasyonel kararlarla ilgili olarak, deneyimli elemanını geçiştiriyor: “bilsen ne değişecek ki?“. Bu soru o andan itibaren havada asılı kalıyor sanki: Umut eşcinsel olup olmadığı sorulduğunda cevap vermeyi reddettiğinde, en yakın arkadaşı dahi Umut’un yanında olmaya devam edebilmek için ‘bilmek‘ istediğinde, Umut antrenörüne ya da ailesine su topunu bırakmak istediğini söyleyip nedenini söyleyemediğinde… Akademik başarısı ve sportif başarısı kadar ‘erkeklikteki’ başarısıyla da sınandığı bir toplumda Umut, başarısız olmaktan korktuğu için sadece ne konuda zorbalığa uğradığını değil, zorbalığa uğradığını bile ailesiyle paylaşamıyor. Belki zorunda olmadığını bildiği, belki de cevabı kendi de bilmediği için ne sorulara cevap veriyor ne de ailesiyle konuşmayı seçiyor. Ve bir an geliyor, daha fazla katlanamıyor, ortadan kayboluyor. Bu kez başka bir bilinmeyen giriyor devreye: Umut’a ne olduğunu bilmemek.

Bilmemek (2019, Leyla Yılmaz)

Umut’un eşcinsel olup olmadığını bilmiyoruz. Umut’a ne olduğunu bilmiyoruz. Ama bilmek ne değiştirir ki? Leyla Yılmaz‘ın yalın senaryosu ve gösterişsiz yönetmenliği, hiçbir şey bilmeyi zorunlu kılmadan Türkiye kuir sinemasının en iyi işlerinden birini ortaya koyuyor. Umut’un ne olduğunu ya da Umut’a ne olduğunu bilmemenin etkisi, bilmekten çok daha vurucu oluyor. Ailesi için de, takım arkadaşları için de, hatta belki izleyici için de – ödüllerin tartışmalı bir şekilde tek bir filme boca edildiği Antalya Altın Portakal Film Festivali‘nde İzleyici Ödülü‘nün sahibi olması da bunun kanıtı belki.

youtube play youtube play

Bilmemek, 39. İstanbul Film Festivali‘nin Ulusal Yarışma‘sında Altın Lale için yarışıyor.

IMDb