Ordu Gezi Rehberi: Türkiye’nin İskoçya'sında Bir Tur
Bu zamana kadar genelde aile baskısıyla büyüklerimi görme amaçlı birkaç günlüğüne gittiğim memleketim Ordu’ya, hazır pandemi sebebiyle evden çalışma fırsatı verilmişken 2 hafta ayırmaya karar verdim. İyi ki de vermişim! İlk başta annemlerin gönlü olsun diye isteksizce aldığım uçak bileti 2020 yazında yaptığım en güzel şeylerden biri oldu.
Yazının başından da anlayacağınız üzerine aslen Ordulu olmamıza rağmen hiç Ordu’da yaşamamıştım. Ancak annemlerin bu sene içerisinde aile büyükleriyle daha fazla zaman geçirme isteği Ordu’dan bir ev almamıza vesile oldu. Ben de bu şekilde 2020 yazımın 2 haftasını Ordu’da bir turist gibi geçirmeye karar verdim.
Ordu Gezi Rehberi
Ordu’da Gezilecek Yerler
Ordu ile ilgili dikkatinizi ilk çekecek olan şey kesinlikle doğası. Son dönemlerde belediyenin şehri kış turizmine katkı sağlayacak şekilde konumlandırması Aybastı, Çambaşı gibi birçok yaylayı tekrar gündeme getirmiş.
Ben de bunun üzerine internette resimlerini görüp aşık olduğum Aybastı Yaylasına diğer bir adıyla Perşembe yaylasına gitmeye karar verdim. Ordu merkezden yaklaşık bir saat süren bir yolculuk sonunda Perşembe Yaylası’na çıkmak inanılmazdı. Yol boyunca gözünüzün alabildiğine yeşil olan doğada, inekler ve koyunlar kendi faunalarının keyfini çıkarıyordu. Perşembe yaylasının tepesine çıktığınızda sizi karşılayan manzaraysa tek kelimeyle muhteşem. Tüm yolculuk benim için adeta canlı bir coğrafya dersi gibiydi. Tabii yazın ortasında 15 derece olduğu için üzerinize mutlaka kışlık bir mont almanız gerekir. Temiz olduğu kadar oldukça serin de bir havası var.
Bunun dışında Ordu merkezden yakın yerlere giderken de muhteşem doğanın keyfini çıkarabilirsiniz. Özellikle benim gibi araba kullanmaktan zevk alıyorsanız Ordu Merkez – Fatsa arasındaki sahil yolu güneşli bir günde en sevdiğiniz şarkıları dinlemek için gideceğiniz harika bir rota. Yol üzerinde uğradığımız Hoynat Adası ve Yason Burnu da doğa anlamında görülmeye değer yerlerden. Özellikle Hoynat Adasında sadece durup fotoğraf çektirmek yerine ahşap bir merdivenle inilen çakıl taşlı denizin keyfini de çıkarabilirsiniz. Su inanılmaz berrak.
Bahsettiğim yerler dışında günbatımlarına aşık biri olarak Ordu sahiline bayıldığımı söylemeliyim. Yapılan büyük ahşap iskeleler, suyun sakinliği ve arkada dağ manzarası birleşince doğa bizlere inanılmaz bir filtre sunuyor.
Güneşi burada batırdıktan sonra yine sahilde bulunan teleferikle Boztepe’ye çıkıp akşam ışıklandırılmış Ordu manzarasını görebilirsiniz. Daha önce bakımsız ve kendi haline bırakılmış olan Boztepe elden geçmiş. Birçok turistik dükkân ve restoranının açılmasının yanı sıra burada yamaç paraşütü yapma imkanı da bulunuyor.
Ordu merkezinde kentsel SİT alanı içerisinde bulunan Taşbaşı Mahallesi de kesinlikle görülmesi gereken yerlerden. Belediye’nin bu bölgede bulunan eski evleri ve kiliseyi restore etmesi ve bu evleri sanat atölyelerine çevirmesiyle adeta bambaşka bir havaya bürünmüş. Bir turist olarak geldiğinizde konaklamak için doğru bir adres olabilir.
Ordu’da Yeme İçme
Kahvaltıyı günün en önemli olarak öğünü olarak gördüğümden Tomur’a gidip güzel bir köy kahvaltısıyla güne başlayabilirsiniz. Köy kahvaltısıyla beraber mıhlama, turşu kavurması gibi geleneksel Karadeniz yemeklerini de burada deneyimleyebilirsiniz.
Ben Karadenizli bir ailede büyüdüğüm için Karadeniz mutfağını doğal olarak çok seviyorum. Turşu kavurması, fasulye diblesi, tirmit(mantar) kavurması bizim evde pişen tabaklar olduğundan bunları severek yerim. Ancak daha önce bu tarz lezzetleri tatmadıysanız Vonalı Celal doğru bir adres.
Eğer ben yeşillik ve sebzeden ziyade biraz daha et, pide gibi şeyler yemek istiyorum derseniz Ordu yine bu konuda midenizi mutlu edecek alternatiflere sahip. Burada genelde hayvanlar doğadaki bitkilerle beslendiği için Ordu’da yediğim etler lezzetli ve yumuşak oluyor. Dedemin beni ‘Kızım gel seni et yemeğe götüreyim’ dediği yerlerin başındaysa Kuştepe Muhtar’ın Yeri ve Bolaman’da Yüzbaşı’nın Yeri geliyor. Ordu Merkez’deki Dıgı’nın Yeri ve Bolaman’daki Yosun Pide ise pide için gerçekten doğru bir adres.
Karadeniz’e geldik çay içmeden dönmeyelim derseniz size mutlaka Pelitdibi’ni öneriyorum. İşletme olarak oldukça yetersiz olmasına karşın muhteşem bir manzarası var. Zaten burayı da popüler yapan tek özelliği manzarası. Bir semaver için yaklaşık 30 dk bekledikten sonra çayımızı uçsuz bucaksız bir deniz ve harika bir manzara eşliğinde yudumladık.
Son olarak da Ordu’ya özgü meşhur ‘Ordu Sadesi’ denilen dondurmadan bahsetmek istiyorum. Bunun için doğru adres tabi ki de Denizciler Dondurma Salonu. Dışardan baktığınızda 90’lar dondurma salonu havasını hala koruyan ve biri size söylemediği takdirde asla oturmayacağınız minik bir dondurma salonu burası. Ancak Ordu’nun en meşhur dondurmacısı olduğunu söylesek yeridir.
Burada yapılan sade dondurma bizim görmeye alışık olduğumuz beyaz renkten ve sade dondurma tadından oldukça farklı. Sade dondurmanın yapımında normalde kullanılan pastörize süt yerine köylerden gidip getirilen yağı alınmamış süt kullanılıyor. Dondurmaya Burdur’dan özel olarak alınan sahlep de ekleniyor ve normalde 15 dakikada makinada hazırlanan dondurmaların aksine 8-9 saat kaynatılıp yaklaşık 13 günde hazır hale getiriliyor. Bunun sonucunda ortaya karamelimsi renkte muhteşem bir dondurma çıkıyor.
Kısacası Ordu’da yapılacak, görülecek çok şey var. 2 hafta sonunda keşke 1 haftam daha olsaydı diyecek kadar şaşırdığım ve tekrar gitmek için sabırsızlandığım bir yer artık benim için. Umarım siz de bir gün ziyaret etme fırsatı bulur ve benim kadar keyifli vakit geçirirsiniz.
Kapak Fotoğrafı: Buse Basturk
İlginizi çekebilir: Canan Keleş’ten Ordu
Ordu' nun bu kadar güzel olduğunu şimdiye kadar bilmiyordum. Harika bir paylaşım olmuş! Bu sayede keşfedilecek şehirler listeme bir tane daha ekliyorum 🙂