Pandemi sizce bizim için doğaya dönüş reçetesi olmadı mı? Evlere kapandıktan sonra kimimiz domates, salata, biber yetiştirmeye , kimimiz çiçek ekmeye, kimimiz hamur işleri, yemek yapmaya, ekmek yapmaya  merak salmaya başladık. Tüm bunların içinde insanların sistemden çekilmesi bir nebze de olsa doğanın yenilenmesine vesile oldu. Aslında özümüze kendi benliğimize dönmüş olsak da bu durum  dijitalin yaratmış olduğu akıma ise kendimizi daha da kaptırmamıza da engel olmadı ne yazık ki. Her zamankinden daha fazla Netflix film ve dizileri izledik, online oyunlar oyunlar oynadık ve alışverişler yaptık. Peki bunun tersi olsa nasıl olurdu? Dayanabilir miydik teknolojiden uzak kalmaya ya da teknolojisiz ortama adapte olup kendimize farklı meşgaleler bulabilir miydik ne dersiniz? İşte size bu konuyu ele alan harika bir film önermek istedim: “Kanatlarını Aç”

Kanatlarını Aç
Kanatlarını Aç | Fotoğraf: film.tv

2019 Fransız yapımı enfes bir film izlemeye hazır olun. Yaşanmış gerçek bir olayı izleyeceğinizi belirtmek isterim. Bazı filmler vardır ya izlediğinizde gözlerinizin içi güler, yer yer ağlamaktan alıkoyamazsınız kendinizi ve size de motivasyon kaynağı olur;  işte “Kanatlarını Aç” filmi de tam da bu filmlerden biri. Yer yer duygulanacak, yer yer sevinçle çevreleneceksiniz. Yazının devamı spoiler içerebilir şimdiden demedi demeyin. Filme mutlaka bir şans verin derim hayata bakış açınız değişeceğinden, ailenize ve kendinize daha fazla vakit ayırmanızı hatırlatacağından emin olabilirsiniz.

Kanatlarını Aç
Kanatlarını Aç | Fotoğraf: kinderfilmblog.de

Konusuna gelirsek eğer Thomas (Louis Vazquez) henüz 14 yaşlarında (kaprisli bir ergen) anne ve babası boşanmış, annesi ile yaşayan sıradan bir çocuktur. Thomas bizi günümüz çocukları gibi karşılıyor filmde, elinde cep telefonu düşmeyen, internetsiz yaşayamayacak bir tip. Babası Christian (Jean Paul Rouve) yabani kazların göçleri  üzerinde araştırma yapan bir araştırmacı, annesi de plaza da çalışan bir iş kadını. Babasının bir gayesi vardır; nesli tükenmekte olan bir kaz grubunun sayılarını arttırmak üzere deneyler yapıp, kazların göç yollarını değiştirerek türün korunmasını sağlamak. Bu nedenle Thomas’tan farklı olarak şehirden uzakta izole bir yaşam sürmeye çalışmaktadır. Annesi, katılması gereken bir  iş toplantısı  nedeni ile Thomas’ı babasına bırakmaya karar verir ve hikaye başlar.

Thomas’ın gideceği yerde telefon bile çekmeyecektir ve ortama adapte olmakta zorlanırken babası onu yavru kazlarla tanıştırır. Thomas zamanla yavru kazlarla arasındaki bağı güçlendirir. Babasıyla birlikte yavru kazlara babalık yapmaya, onları hayata hazırlamaya başlarken, onlara yeni göç haritalarını öğretmek (kirlilikten ve insan yapımı tehlikelerden korumak için eğitmek) adına yolları Kuzey Kutup Dairesine uzanır. Bu yolculuk Thomas’ın hem babası ile aralarındaki buzları eritirken, seyirci olarak bizlerin Thomas’ın doğa ve hayvanlarla olan bağı üzerinden irdelemeler yapmasını sağlar.

Oyuncular
Oyuncular | Fotoğraf: gettyimages.com

Filmi izlerken; onca olumsuzluk arasında Thomas’ın babasının projesinde başarı sağlayıp sağlayamayacağını, Thomas ortama ayak uydurup uyduramayacağını merakla bekleyeceksiniz ve kendinizi Thomas’ın yerinde hissedip şehirdeki dijital köleliğiniz ve sıkışmışlığınızı fark edip an ve an görüp doğaya dönüşün tadını çıkaracaksınız. Film, sanki o doğada Thomas yok da biz varmışız gibi bir izlenim yaratıyor. Filmin nefes kesici manzaraların da oldukça ilginizi çekeceğinden eminin. Filmi izledikten sonra sizde uyandırdığı düşünceleri benimle paylaşırsanız çok memnun olurum. 

Thomas Kazları Eğitiyor
Thomas Kazları Eğitiyor | Fotoğraf: Youtube

Bu filmi önerirken amacım hayatın bu zorluklarla dolu patikalarında yol alırken, hayatımızda ve çevremizde olup bitenlere kulaklık takıp görmezden gelme alışkanlığımızın önüne geçmek ve elimizdeki cihazlardan kafamızı kaldırdığımızda pek çok güzellikle karşılaşabileceğimizi anımsatmak. Film bizlere, ailenin ne kadar kıymetli bir yapı olduğunu hatırlatıyor ve pek çoğumuzun hayatta herkesin bitmişlik sendromu gösterdiği şu noktada hedeflerimiz için küçük de olsa bir umut ışığı sunuyor. Fark ediyoruz ki hepimizin aslında değişime başkaldıran Thomas’ları da değiştirebiliriz, gücümüz yettikçe tabii. “Kanatlarını Aç” kaz yavruları nasıl zamanları gelip de olgunlaştıklarında hayata kanat açıyorlarsa bizlerin de potansiyelimizi fark edip, zamanı geldiğinde haddimizi aşıp, hedeflerimize yönelip bilmediğiniz diyarlara kanatlarınızı  özgürce açabilmemize destek oluyor. İyi seyirler.

youtube play youtube play

Kapak Fotoğrafı: Youtube

İlginizi çekebilir: Gülhan Öztürk’den First Grader