Daniel Popper: Festivallerin Büyüsünün Ardındaki Sanatçı
Bugün, Burning Man festivalinden, Africaburn, Electric Forest, Electric Daisy, Boom ve Rainbow Serpent festivallerine dünyanın pek çok yerinde eserleriyle karşımıza çıkan, eserlerinin ardında sürpriz, derin bir dünya görüşü bulunan Daniel Popper ile tanıştırmak istiyorum sizleri.
Gelmiş geçmiş en büyük nihilistlerden olan Rumen düşünür Emil Cioran, hayatını ölüm ve intihar konuları üzerine düşünerek geçirir. Kendisi kitaplarında, sözlerinde karamsarlığı en doruklarında yaşasa-yaşatsa da, hayatta bağlandığı, hayranlık duyduğu bir kişiden her zaman müthiş bir üslupla bahseder. Bahsettiğim kişi, sadece Cioran’ın değil dünyanın hayranlığını kazanmış Alman besteci Johann Sebastian Bach. Cioran Ezeli Mağlup adlı söyleşi kitabında Bach için şu sözleri sarf eder: “Evrenin başarısızlığa uğramadığı izlenimini size veren tek şey Bach’tır. Onda her şey derindir, gerçektir, tiyatrosuzdur.“
Bana göre hayatımızın tümünde sanatın değerinin gerçek göstergesi sayabileceğimiz tek bir şey varsa o da bu ifadedir. Zihinsel ve ruhsal tembelliğin ağır bastığı bu dünyada kayıtsızlık gerçek düşmanımızdır ve müzik bu noktada herkesin ihtiyacı olan terapi olabilir. Merakımızı kaybettiğimizde, olaylara ilgisiz kaldığımızda; müzik, görsel sanatlar, sahne sanatları, sinema ve tiyatro içimizde en derinlere ulaşır ve tekrardan hissetmemizi sağlar. Bu dünya görüşüne paralel olarak Güney Afrikalı sanatçı Daniel Popper bireylerin mekanlardaki deneyimlerini arttıracak ‘larger than life’ olarak adlandırdığı büyük ölçekli enstalasyonlar tasarlıyor.
Popper’in sanatı; doğayı ve yaratıcılığı çok güçlü bir bağla bir araya getiriyor ve çalışmalarının bu özelliği sayesinde yarattığı alanların deneyimi sürükleyici, etkileşimli ve ilham verici bir boyut kazanıyor. İlham kaynağının her gün doğada olmak ve onu heyecanlandıranın ne olduğunu sürekli olarak yeniden keşfetmek olduğunu söylüyor.
Çoğumuzun hayallerini süsleyen Burning Man festivalinden, Africaburn, Electric Forest, Electric Daisy, Boom ve Rainbow Serpent festivallerine dünyanın pek çok yerinde eserleriyle karşımıza çıkıyor. Projelerinin çoğunun üretim sürecinde elektronik müzik, LED aydınlatma ve projeksiyon haritalama gibi teknikleri bir araya getirdiği için sanatçılar, teknisyenler ve zanaatkârlarla işbirliği içinde ilerliyor. Eserleri boyut, şekil itibariyle farklılık gösterse de sanatçının bu eserlerde vermek istediği ana fikir doğa ve insan arasındaki derin bağı ortaya çıkarmak ve bu duyguyu insanlara –müzik eşliğinde- en derinden hissettirebilmek.
Popper, insanları kendi dünyalarından, sorunlardan uzaklaştıracak bir alan yaratmaktan ilham alıyor. Yarattığı alanlar sayesinden insanlar kendi içlerine dönüyor ya da bribirleriyle bağ kurup yeni deneyimler paylaşıyor. Bu da Popper’ın bu işe heyecanla devam etmesindeki en büyük motivasyonu. Sanatçının bu devasa eserlerde pek çok farklı malzemeyi bir arada görebilmek mümkün. Ahşap, hasır, beton, çelik… Ve tabii ki bitkiler.
Popper, sürekli olarak seyahat edip farklı kültürleri deneyimlemeyi, gittiği yerlerin mitolojisini, tarihini araştırmayı ve eserlerinde birikimlerini insanlara aktarabilmeyi öncelik olarak görüyor. Sanatçının eserleri hava karardığında seyircilerin gözlerinin önünde dönüşüm geçiriyor. Bu da izleyenlere oldukça yüksek bir duyusal deneyim sunuyor.”
Daniel Popper, festivallerdeki devasa ve büyüleyici eserlerinin yanı sıra 2011’de Siemens işbirliğiyle 17 bisiklet jeneratör ünitesiyle 6000’den fazla LED’i aydınlatacak bir Baobab ağacı tasarımının da sahibi. Bu ağacın iklim krizine ithafen sürdürülebilirliğin ve gelecek için umudumuz olduğunu bir sembolü olduğunu belirtiyor. Sanatçı ayrıca, yine Siemens işbirliğiyle 2015’de Nelson Mandela Bilim ve Teknoloji Okulu için Tree of Wisdom adını verdiği anıt heykeli tasarlıyor.
Eğer buraya kadar Daniel Popper’ın işleri sizi etkilediyse, eserleri ve yapım aşamalarıyla ilgili daha fazlasını öğrenmek isterseniz We The Creators‘ın sanatçıyla yaptığı Youtube videosunu izleyebilmeniz için aşağıya bırakıyorum.
Kapak Fotoğrafı: amsterdam-dance-event.nl
İlginizi çekebilir: Gökçe Günaydın’dan Yinka Shonibare
İlk yorumu siz yazın!