Yıl 1920. Fransız gezgin Joseph Pitton de Tournefort, anılarında İstanbul halkının köpekleri çok önemsediğini anlatıyor, köpeklere yuva yapan ve uyumaları için altlarına saman seren derneklerden bahsediyor. Sence bugün İstanbul’u ziyaret eden bir gezgin, aynısını söyleyebilir mi? Evet, konumuz sokak hayvanları ve onların güvenliği. Gel, bugünün 4 Ekim, Dünya Hayvanları Koruma Günü olmasından aldığımız ilhamla, konuyu mercek altına alalım ve neler yapabileceğimize yakından bakalım.

İki Farklı Senaryo

Sıcak yaz aylarını geride bıraktık ve sonbaharın serin, esintili havalarına merhaba demeye başladık. Şimdi hazırsan iki farklı sahneyi hayal etmeni istiyoruz. İlki, yağmurlu bir akşam. Evindesin, karşında şöminen, üzerinde sıcacık battaniyen, elinde leziz sıcak çikolatan var. İkincisi, yine yağmurlu bir akşam. Bu kez dışardasın, başını sokup ısınacağın bir yuvan yok, çok açsın ve sokakta kendini güvende hissedebileceğin bir yer arıyorsun. İkinci senaryonun başrolü olmak sana nasıl hissettirdi? Merak ediyoruz çünkü ikinci senaryo, tüm sokak hayvanlarının sık sık yaşamak durumunda olduğu senaryo.

Sıcak ve Güvenli Bir Yuva

Maalesef ki sokak hayvanları için, sıcak ve güvende hissedecekleri bir yuva her zaman için (özellikle de kış aylarında!) büyük bir eksiklik. Dünyadaki sokak hayvanları arasından sadece köpeklerin sayısının 200 milyon olması (Kaynak: WHO) bile, bu eksikliği yaşayan sandığımızdan da çok hayvanın olduğunu bize göstermeye yetiyor. Ne mutlu ki, sokak hayvanlarını şehir hayatının zorlu koşullarından korumak için yapabileceklerimiz çok.

Yapabileceklerimiz Çok!

_ Her şeyden önce, sokakta bir kedi veya köpekle karşılaştığında yüzünü çevirmemekle ilk adımı atabilirsin. O an nasıl hissettiklerini ve neye ihtiyaçları olduğunu anlamaya çalışabilirsin. Örneğin, köpeklerin sevindiklerinde kuyruklarını salladığını muhtemelen biliyorsun peki ya mutsuzluklarını yüzlerinden de belli ettiklerini biliyor muydun? Aynı şekilde, birçoğumuz kedilerin mutluyken esnediklerini biliyor olabiliriz ama çaresiz hissettiklerini seslerinden anlayabileceğimizi kaçımız iyi biliyor?

_ Sokak hayvanları için kendi ellerinle küçük kulübeler yapabilir, onlara soğuk kış günlerinde başlarını sokup güvende hissedebilecekleri sıcacık yuvaları şimdiden hazır edebilirsin.

_Hayvanlar konusundaki farkındalık artmış gibi görünse de terk edilen hayvan sayıları pek de azalmış gibi görünmüyor. Özellikle yazlık bölgelerde yaşayanların çiftlik ve petshop’lardan “tek mevsimlik” hayvan edinme alışkanlıkları hala büyük bir sorun. Bu yüzden etrafındakileri satın almak yerine sahiplenmeye teşvik edebilirsin.

_ Hayvan haklarını koruyan çok sayıda dernek ve vakfa destek olabilir, onların çalışmalarından etrafındakileri haberdar edebilir; hayvan haklarının korunması için çalışan, bu konudaki duyarlılığını takdir ettiğin herkese, emeğinin farkında olduğunu gösteren minik bir teşekkür notu hazırlayıp gönderebilirsin.

_ Kendi organizasyonlarını düzenleyebilir, örneğin yaşadığın yere en yakın parkta, sana katılanlarla birlikte sokak hayvanları için koşabilirsin. Katılımcıların katkılarını sokak hayvanlarının güvenliği konusunda çalışmalar yapan HAYTAP veya Türkiye Hayvanları Koruma Derneği gibi derneklere bağışlayabilirsin veya bu katkılarla doğrudan minik kulübeler alıp belli noktalara yerleştirebilirsin.

Dostlarımız #KendineHas Yuvalarında Güvende!

Şimdi seni Kendine Has olarak özellikle pandemiyle birlikte zor durumda kalan sokak hayvanları için başlattığımız projeyle tanıştırmak istiyoruz. #KendineHasDayanışma diyerek yola çıktık ve sokakta yaşayan dostlarımız için 1.000 noktaya, geri dönüştürülmüş malzemeden yapılan sıcacık yuvalar yerleştirdik! Sen de evinin yakınlarında minik bir #KendineHas yuvası görürsen, önüne bir kap su ve mama bırakmayı unutma. Ayrıca, istersen evinize en yakın kedi ve köpek yuvalarını hemen şu an, buraya tıklayarak keşfedebilirsin.

İnanıyoruz, dünyayı güzellik kurtaracak. Bir hayvanı sevmekle başlayacak her şey! Bizimle misin?

Kapak fotoğrafı: Unsplash / Emre Gencer