Dünya porselen başkenti olarak da bilinen bu şehri belki de daha önce hiç duymamıştınız. Açıkçası ben de başta bilmiyordum, sadece “Fine China” kavramından yani Çin porseleninin meşhur olduğundan haberdardım. Çin’de yaşarken belki bir daha hiçbir zaman gelme şansımız olmayacak yerleri görmeyi, keşfetmeyi, öğrenmeyi hedefledik ve Jingdezhen yolculuğumuzu planladık.

Jingdezhen
Jingdezhen | Fotoğraf: Unsplash/@daibaijia

Şanghay’dan yataklı gece treni ile 8 saatlik bir yolculuk sonrası, bu tarihi şehre, zanaatkarlarına ve yeni nesil seramik sanatçılarına vardık. Bu seyahatimiz dönüşünde kime Jingdezhen’e gittiğimizi anlatmaya çalışsak da kimse anlamadı. 🙂 Telaffuzu çok çok zor, ayrıca birçok kişi tarafından da bilinmemeye devam ediyor. Çinliler için ise önemli olan hangi eyalete gittiğinizi söylemek, eyalet adını belirttikten sonra şehri bir şekilde çıkarıyorlar. Jingdezhen, Çin’in güneydoğusundaki Jiangxi eyaletinde bulunan 1,5 milyonluk nüfusa ve tarihi porselen ve seramik ocaklarına sahip, sayısız sanatçı barındıran bir şehir. 

Not: Bu yolculuğumuzu Ocak 2020’de, Çin’de Corona bu kadar yayılmadan önce gerçekleştirdik 🙂 Bir daha yataklı gece trenine biner miyiz pek emin değiliz! 

Jingdezhen Porseleni Tarihi

Jingdezhen'de atölyesi olan bir sanatçı
Jingdezhen’de atölyesi olan bir sanatçı | Fotoğraf Kaynağı: Selin Mutafoglu

Batı’nın tanımlamasıyla ortaya çıkan “Fine China” ürünlerinin hikayesi 2000 yıl öncesine kadar dayanıyor. İmparatorların gözdesi olan porselenler veya zamanında beyaz altın olarak da adlandırılan her bir ürün; farklı dönem imparatorluklarının etkisiyle değişik özellikler kazanıyor. Mavi be beyaz porselenler Yuan Hanedanlığı’nda popüler iken, Qing Hanedanlığı “famille rose” stili ile porselen dünyasına çeşitlilik katıyor. Jingdezhen porseleninin önemi “Yingqing” (gölgeli mavi) adı verilen saydam sırdan oluşmasından geliyor. Bu sırın sürülebilmesi için şekillendirilmiş olan kil üzerinde hiçbir kusur olmaması gerekiyor. Tipik porselenler çiçek veya hayvan motifli vazolar olarak geçiyor. 

Devasa porselen vazolar
Devasa porselen vazolar | Fotoğraf Kaynağı: Selin Mutafoglu

Günümüze geldikçe porselen üretiminin yerini çoğunlukla seramiğin aldığını söylemek mümkün. Birçok genç sanatçının yetiştiği bu şehirde her köşe başında aklınıza gelebilecek tüm soyut ve somut şekillerin seramiklerini her boyutta görmek, bulmak, satın almak mümkün. Porselen ve seramik farkına gelecek olursam en büyük farkları porselenin, seramiğe göre çok daha yüksek ateşte pişmesi. Diğer önemli farklar ise: 

  • Porselen, açık, şeffaf, yarı saydam olup ışık geçirgenliği bulunurken; seramik donuk renkli. 
  • Porselen, tamamıyla killi topraktan elde ediliyor. Beyazlığını kullanılan boyalardan değil doğal kaynaklı ham maddelerden alan 1400 derece  ateşte pişerken; seramik karışık topraktan da oluşabilen temeliyle ışık geçirgenliği olmayan bir ürün. 
  • Porselen, ne kadar ince ise o kadar kaliteli olduğu anlamına gelir. Seramikte incelik porselendeki gibi öne çıkan bir özellik değil. 

Jingdezhen porselenin özel olması ise, bu şehrin etrafında bulunan doğal kilin hatta kaolin diye adlandırılan Çin taşı yataklarından kaynaklanıyor. Kaolin taşının içinde aynı zamanda kuvars ve mika taşları da yer alıyor. Kaolin taşı, çok yüksek ateşte pişip sağlıklı ürünler elde edilmesine olanak sağlıyor.

Kaolin taşı
Kaolin taşı | Fotoğraf Kaynağı: Selin Mutafoglu

İmparatorluk dönemlerinden kalma, hala yeraltındaki porselen ürünlerini bulma çalışmaları kentin belli bölgelerinde devam ediyor. Aynı zamanda doğa ile bir bütün halinde oluşturulan eski çağlardan kalma porselen sistemi de bu kültürün ve şehrin tarihinin önemli bir parçası. 

Porselen Ocakları 

Jingdezhen, Pişirilmek üzere bekleyen kaseler
Jingdezhen, Pişirilmek üzere bekleyen kaseler | Fotoğraf Kaynağı: Selin Mutafoglu

UNESCO Dünya Kültür Miras listesine girmek için sırada olan imparatorluk döneminden kalan devasa porselen ocakları görülmeye değer. Dragon kilin yani ejderha ocağı adını alan, devasa, uzun, ince ve eğimli porselen ocakları gelenekselliği, günümüze kadar taşıyor. Çin’in farklı bölgelerinde de bulunan bu ocaklardan bazıları hala çalışır durumda ve porselen üretimine devam ediyor. Taştan oluşan bu ocaklar, çok yüksek ateşte (1400°C) porselenleri pişmesini sağlıyor. 

Jingdezhen
Jingdezhen | Fotoğraf Kaynağı: Selin Mutafoglu

Jingdezhen’de gezerken yabancıların da yer aldığı bazı afişler görsek de yaşayan veya stüdyosu olan yabancıların sayıları çok değil. Bu sanatçılardan biri 9 yıldır Şanghay’da yaşayan, üretimini Jingdezhen’de yapan Fransız Laure-Anne. 2019 yılında Jingdezhen’deki bir stüdyoda üretime başlıyor ve French Dragon adlı kendi seramik markasını kuruyor. İlhamını Çin’in porselen mirasından, Şanghay’daki yaşam tarzından ve hayallerinde bulutların arasında gezerken gördüğü imajlardan aldığını belirtiyor. French Dragon’un dünyası; hayalperestliği, şiirselliği ve dişiliği ön planda tutuyor. Marka, Çin’e özel kil malzemesiyle yapılan hem eskiyi hem de çağdaş tasarımları birleştiren nesneler üzerine yoğunlaşıyor. Günlük yaşamı büyüleyen küçük lüksler olarak yer alıyor. Ürünlerini incelemek isterseniz Instagram hesabına bakabilirsiniz.

Sanbao Kasabası

Jingdezhen, Sanbao Kasabası Duvarları
Jingdezhen, Sanbao Kasabası Duvarları | Fotoğraf Kaynağı: Selin Mutafoglu

Jingdezhen şehir merkezinden yaklaşık 10 km uzaklıkta olan bu kasabada Uluslararası Seramik Sanatı Enstitüsü bulunuyor. 2000 yılında kurulan bu enstitü, dünyadaki seramik sanatçılarını oluşturdukları programda buluşturmayı amaçlıyor. Kasabaya girdiğiniz andan itibaren kapılarda, duvarlarda, merdivenlerde aralarda işlenmiş seramik dokunuşları bulmak mümkün. Yabancı sanatçıların da yaşadığı bu kasabada çoğu ev stüdyo olarak da kullanılıyor ve seramik workshopları düzenlemenin yanı sıra düzenli olarak genç, akademiden gelen, çağdaş sanatçılar yetiştirenler de yer alıyor. 

Jingdezhen’de Gezilecek Yerler

Antika Pazarı

Antika Pazarı’nda bir dükkan | Fotoğraf Kaynağı: Selin Mutafoglu

Şehir merkezindeki antika pazarı, birbirine paralel iki uzun sokaktan oluşuyor ve aklınıza gelebilecek her türlü porselen, seramik eşya satılıyor. Modern veya eski tarzda, meşhur birinin elinden çıkma veya bir öğrencinin kendi tezgahını kurup sattığı ürünleri görme fırsatımız oluyor. 

Tao Xi Chuan Sanat Alanı

Fabrikanın bir kısmı sanat galerisi bir kısmı da atölye olarak kullanılıyor | Fotoğraf Kaynağı: Selin Mutafoglu

Bize içindeki fabrikası dolayısıyla Bomontiada’yı çağrıştıran bu alan, Çin’in en hippi ve seramik odaklı sanat bölgesi olarak geçiyor. Oldukça büyük bir arazide, içinde müzelerin, sanat galerilerinin, stüdyoların, sergilerin, workshop alanlarının, restoranların ve tasarım mağazalarının bulunduğu, Jingzdezhen’in en hareketli yeri diyebiliriz. 

Yaoli Antik Kasabası

Yaoli
Yaoli | Fotoğraf: Selin Mutafoglu

Jingdezhen’in 50 km dışında bulunan, Çin porseleninin ana malzemesi olan porselen taşının, toprağının (kaolin) bulunduğu, doğal güzelliklere sahip, tarihi yapılarını, sokaklarını günümüze kadar taşıyan, imparatorluk dönemlerinden Çin tarihi için ünlü kişilere ev sahipliği yapmış bu kasaba, kendi halinde oldukça sakin ve huzurlu bir şekilde bizi karşılıyor. Yaoli’nin anlamı tarihte, porselen ocağının evi olarak geçiyor. Hatta Jingdezhen porseleninin doğum yeri olarak da anlatılıyor. Biz bu kasabada porselen veya seramiğin ötesinde daha çok yerlilerin günlük hayatlarına tanık olduk; nehirde çamaşır yıkayanlar, balık tutanlar, sokaklarda oyun oynayanlar ve onları izleyenler. Belki mevsim dolayısıyla aslında turistik olan bu kasabayı Ocak ayında ziyaret ettiğimiz için kış hallerini yaşadık.

Kapak Fotoğrafı: Selin Mutafoglu

İlginizi çekebilir: Berra Özgül’den Kintsugi