İlk yorumu siz yazın!
Bir Başkadır: Berkun Oya'dan Sınırları Ortadan Kaldıran Dizi
Netflix yapımı Bir Başkadır (Ethos) 12 Kasım’da yayınlanır yayınlanmaz sosyal medyanın gündemine düşerek herkesin ilgisini çekmeyi başardı. Masum’un de yapımcısı olan Berkun Oya’nın yazıp yönettiği, 8 bölümlük dizinin açılamasında “Hayatları farklı, hayalleri farklı, korkuları farklı. Birbirine zıt görünseler de yolları kesiştiğinde sınırlar ortadan kalkacak ve hepsi birbirinin hayatına dokunacak.” sözlerine yer veriliyor.
Bir Başkadır, daha çok toplumsal tabuları ve bu tabuların kişiler üzerindeki etkilerini konu alarak bir ilke imza atıyor; farklı tarzlardaki hayatların kesişmesiyle gelenekler ve çağdaşlık arasında kalmış toplum yapısına vurgu yapıyor. İstanbul’da olduğunu düşünemeyeceğimiz köyü andıran bir yerde bir gecekonduda başlayan dizi farklı mekanlardaki hayatlara odaklanıyor: Orta sınıf bir aile evi, bir rezidans ve boğaza nazır bir ev… Bir Başkadır, birbirinden tamamen farklı mekanların, yaşamların ve toplumun arketipleştirilmiş kişilerin arasında her zaman var olduğunu bildiğimiz ama dile getirmeyi tercih etmediğimiz duvarları gözler önüne seriliyor. Dizi boyunca izlediğimiz olaylar, bu arada kalmışlığın ve çift kutuplu bu yapının kolektif bilinç altına nasıl işlediğini anlatıyor.
Dizinin başarısı burada iyice öne çıkıyor: Farklı hayat tarzlarına, birbirine tamamen zıt düşünce yapılarına ve ekonomik şartlara yargılayıcı bir açıdan değil de tarafsız bir şekilde yaklaşıyor; bize empati yapmayı ve empati yapmanın önemini hatırlatıyor. Önyargılarla yaşamanın aslında ne kadar zor ve yıpratıcı olduğunu göstererek, bu ördüğümüz duvarları yıkmak adına bir örnek teşkil ediyor…
Son derece modern sahneleri ve anlatım şekli olan dizi diğer yandan odaklandığı gelenekleri ve bu yaşamları olduğu gibi göstermekten de alıkoymuyor kendini. Uzun televizyon izleme sahneleriyle yine Türk toplumunun geleneklerini sergiliyor. Bir yanda yogaya ve “gym”e giden karakterler, bir yanda aksiyon almadan önce hocaya danışan karakterler yine bu zıtlığın en güzel örneği.
Konunun ve işlenişinin başarısından bu kadar söz ederken oyunculukların da çok iyi olduğunun üstünde durmadan geçmemeliyim. Öykü Karayel, Fatih Artman, Tülin Özen, Defne Kayalar ve daha birçok oyuncunun sergilediği oyunculuğun diziye kattığı güç yadsınamaz derecede önemli. Hatta çoğu sanatçıyı alışık olduğumuzun dışında rollerde görerek bir kez daha onlara hayran kalıyoruz.
Bölümlerin kapanış jeneriklerinde yayınlanan görüntüler de işlenen hikayeler kadar diziden söz ettirecek nitelikte. Hatta bölümlerden birinin sonunda Maurice Pialat’nın İstanbul’un gelenekler ve çağdaş olan arasında kalmış yapısına vurgu yapan “Bosphore” kısa filminden kesitler de yer alıyor.
“Masum” gibi Türkiye’de çok beğenilmiş ve takdir görmüş bir dizinin senaristliğini yapan Berkun Oya, “Bir Başkadır” ile çıtayı daha da yukarı çıkararak bizi hem gururlandırıyor hem de yine kendine hayran bırakıyor. Her bölümü şaşırarak ve merak içinde pür dikkat izleyeceğiniz dizi hem hikayesiyle hem de bu hikayeyi anlatış biçimiyle sizi içine çekerek içinde yaşadığımız toplumu net bir şekilde görebilmemizi sağlıyor. Öğretici bir amaç gütmemesine rağmen, kendimizi empati yapmaktan ve ders çıkarmaktan alıkoyamayacağımız bir yapım olmuş gibi görünüyor.
Spoiler vermeden, konu ve karakterlerin iyi analiz edildiği, okuması keyifli bir içerik olmuş. Finaldeki jeneriklerle ilgili tespite de %100 katılıyorum.