Deniz Avşar ile: Sanatla Buluşması ve Portreleri Üzerine
Deniz’i tesadüfen Instagram’da karşıma çıkan bir tablosunu gördüğümden beri keyifle takip ediyorum! Kendisi harika tablolar yapıyor ve yaptığı işler gören herkesin ilgisini çekiyor. Beni Deniz’in hesabına çeken en önemli şey, insanların kedileriyle/köpekleriyle (ve tabi diğer hayvanlarıyla) birlikte yaptığı portreler olmuştu. Yaptığı tabloların enerjisi karşı tarafa o kadar güzel bir şekilde geçiyor ki! O şekilde tanıştıktan sonra, kendisini de çok sevdim. Deniz’le sanatla nasıl buluştuğu, köpekleri ve gelecekte ne gibi planları olduğuna dair sohbet ettik.
Bildiğim kadarıyla çizim yapmaya başlamadan öncesinde çok farklı bir hikayen var. İstanbul’a gelişinden, sanat ile buluşmandan biraz bahseder misin?
Almanya’da (Hamburg) büyüdüm ve orada 5 sene kadın doğum ve tüp bebek bölümünde çalıştım. Farklı ülkeler ve oralardaki yaşam tarzları ilgimi çektiği için hastanedeki işimi bırakıp bir süre kabin memurluğu görebi yaptım ve bu iş sayesinde spontane bir kararla İstanbul’a yerleştim.
Hayalim resim yapmaktı, resim her zaman ilgimi çekiyordu ve hayatımdaydı. Üç sene önce işimi bırakıp sadece resim yapmaya karar verdim. Yaklaşık bir buçuk senedir de kendimi eve kapattım ve boyuyorum…
Hobi olarak başladığın çizimlerini işe dönüştürdün! Seni en başta çizim yapmaya iten şey neydi? Başka sanat dallarını da deneyimledin mi?
Renklerle oynamak, onları keşfetmek ve deneylemek çok hoşuma gidiyor. Herhangi bir kalıba girmiyorum. Özgür düşünerek resim yapmayı seviyorum, yaptıkça enerjim yön buluyor. Karantina döneminde heykel deneyimlerim oldu ama onun dışında başka sanat dallarını deneyimlemedim.
Resim konusunda eğitim almamış olmak seni zorluyor mu?
İlk zamanlar zorluyordu. Kendimi zamanla daha çok geliştirmeye çalışıyorum ve giderek daha özgür hissediyorum. İşimi çok severek yaptığım için, yeni teknikler öğrenmek bana çok zevk veriyor. Zaman zaman kendiliğinden teknikler oluşuyor, boyalarla tanışıyorum… Hepsi ayrı ayrı keyif veriyor bana!
Genellikle portreler yapıyorsun. Bunun özel bir sebebi var mı? Portre yapmaya ne zaman başladın?
İlk başta portreler ile başladım aslında. Ancak bir noktadan sonra portrelerimde göz, burun ve dudak olmadan, sadece yüz hatlarını kullanarak insanları tanıyabilmek beni çok heyecanlandırdı ve bunun üzerine yoğunlaşmaya başladım.
Çizimlerinde akrilik boya kullanmanın sebebi nedir? Başka malzemeler de kullanıyor musun?
Akrilik boya, daha güzel harmanlayabildiğim için daha zevkli geliyor. Onun dışında sadece oje ile yaptığım tablolar var! Mesela bir tabloya yaklaşık 400 tane oje kullandığım oldu. Ojeyle yapılınca hem parlak hem canlı çok güzel bir doku oluyor. Yapılışı ve kuruması aylar alıyor ama sanırım en keyif alarak yaptığım tablolar ojeyle yaptıklarım.
İki tane çok tatlı köpeğin var! Onları nasıl sahiplendin? Köpeklerle bir arada çalışmak zor oluyor mu?
Maggi ve Kali 🙂 İkisini de sokakta buldum ve sahiplendim. Maggi’yi 8, Kali’yi de yaklaşık 2 sene önce buldum. Yanımdayken gayet uslular, onlar varken çalışmak daha keyifli.
İlham aldığın, seni etkileyen sanatçılar kimler?
İlham aldığım çok sanatçı var aslında. Ama son zamanlarda en çok ilgimi çekenler: Yue Minjun, Ai Weiwei ve Jordy Kerwick.
Pandemi döneminin etkilerini herkes çok farklı bir şekilde yaşadı. Senin işlerin üzerinde nasıl bir etkisi oldu?
Birkaç ay tek başıma geçirmek çok güzeldi. Bu süreçte birçok şey öğrendim ve portrelerim üzerinde yoğunlaştım.
Bir galeri ile birlikte çalışmayı düşünüyor musun? Ya da ileride bir sergi açmak gibi planların var mı?
Şimdilik öyle bir planım yok. Ama bir sergi açmayı çok istiyorum! Bunu gerçekleştirmek için de daha çok çalışacağım.
Merak edenler işlerine nereden ulaşabilir?
Özellikle Instagram’ı çok aktif kullanıyorum. O yüzden isteyen herkes bana Instagram hesabımdan ulaşabilir 🙂
Kapak Fotoğrafı: Deniz Avşar
İlginizi çekebilir: Melis Büyükerk’ten Ahmet Rüstem Ekici Röportajı
İlk yorumu siz yazın!