Yine hikayesiyle etkilendiğim bir hayat ve o hayatın hemen koşup izlediğim belgeseliyle karşınızdayım. Gerçek insanların yaşadığı hayatları izlemeyi seviyorum. Çünkü o esnada ben şu yaştaydım şu eve yeni taşınmıştık, ya da annem bile daha doğmamıştı gibi karşılaştırmalar yapınca anın kıymetini fark ediyorum. Mesela tam şu an da belki 10 yıl sonra belgeselini izleyeceğim biri inanılmaz şeyler yapıyordur. Oldukça büyüleyici. Gerçekliğin büyüsü. Size bahsedeceğim kişiye gelecek olursak kahramanımızın ismi Aaron Swartz. Namı diğer The İnternet’s Own Boy (İnternetin Öz Evladı). Aynı isimde belgeselini bulabilirsiniz. O zaman şimdi Aaron’nın hikayesinden kısaca bahsetmeye başlıyorum.

1-240
Aaron Swartz | Fotoğraf: waldina.com

Aaron 1986 yılında Chicago’da doğdu. Çok küçük yaşlarda ailesinin de fark ettiği bir zekaya sahip olan Aaron bilgisayarları çok seviyordu ve internetle de oldukça ilgiliydi. Kardeşiyle oynadıkları bazı oyunları bile programlamayla kendisi oluşturuyordu. Aaron programlama işine gittikçe daha büyük bir hevesle bağlanıyordu ve dünyayı değiştirebilecek onu daha iyi hale getireceğine inanıyordu. The infobase adında bir web sitesi yaptığında sitesini anlattığı öğretmeni bunu çok saçma bulmuştu. Ancak site aslında şu an kullandığımız Wikipedia ile aynı mantıkta bir siteydi. Aaron konu hakkında bilgili kişilerin birikimlerini bu siteye aktarabileceğini ve böylece insanlar arasında bilgi alışverişinin ücretsiz ve sınırsız bir şekilde sağlanabileceğini düşünüyordu. Bunu düşündüğünde daha 10’lu yaşlarındaydı ve ilk ödülünü de 13 yaşında, The İnfobase sitesiyle Cambridge üniversitesinin düzenlediği ArsDigita’dan almıştı. Tabii Aaron’nın yaptığı işler her seferinde bir üst noktaya çıkıyordu. Creative Commons (cc sembolüyle hepimizin bildiği, kar amacı gütmeyen telif sistemi) lisans modelinin gelişimine katkıda bulunduğunda da henüz 15 yaşındaydı.

Aaron Swartz
Aaron Swartz | Fotoğraf: The Guardian

Daha sonraları Reddit isminde bir proje geliştiren Steve Huffman ve Alexis Ohanian ile ortak oldu. Her şeye sıfırdan başlayıp kodlarını kendilerinin yazdığı site günden güne büyüyen ve dikkatleri üzerine çeken bir siteye dönüştü. Reddit o kadar hızlı bir büyüme gösterdi ki insanların internete girdiklerinde ana sayfaları haline gelmişti. Sanattan, müzikten, siyasetten birçok konuyu barındıran site saldırgan içeriklere de sahipti ve kaosun sınırlarındaydı. Ancak sitenin fiyatı inanılmaz noktalara ulaşmıştı ve o sıralar 19 yaşında olan Swartz ve 2 arkadaşı yaklaşık 1 milyon dolara Reddit’i sattılar. Aaron muhtemelen o sıralar oldukça zengindi ama paraya önem vermiyordu. O daha çok insanların rahatça bilgiye ulaştığı, herhangi bir ücret ödemeden paylaşım yapabildiği internet özgürlüğünün peşindeydi. Tim Berners-Lee’yi örnek alıyordu. (Sitelerin başındaki “www” ifadesinin yani World Wide Web’in fikir babası ve şu an ki internet ağını hepimizin kullanabilmesi için fikrini dünyaya ücretsiz sunan kişi)

Swartz
Swartz | Fotoğraf: sabanciuniv.edu/tr

Aaron bir internet aktivistiydi. Fikirleriyle dünyayı daha iyi bir yere dönüştürmeyi düşünüyordu. Bilgi paylaşımının ücretsiz olması gerektiğini, erişimin dünyanın her tarafındaki insanlar tarafından sağlanması gerektiğini savunuyordu. Ayrıca sistemin gelir dağılımındaki adaletsizliğine de hep karşıydı, gücü elinde bulunduranların gizliliğine sinir oluyordu. İnternetin neden özgürleştirilmesi gerektiğiyle ilgili şu sözleri dile getirmişti: “İnternet herkes için bir konuşma ayrıcalığı tanıyor ama sorun kimin sesinin duyulduğudur. Ve bunu biz seçmiyoruz, biz şirketlerin bize yönlendirdiği sesleri duyuyoruz.’

Aaron daha sonra yargılanmasına sebep olan ancak amacının insanlara yardım etmek, bilgi paylaşımını sağlamak ve interneti özgürleştirmek olduğunu bildiğimiz bazı işlere imza attı. İlk olarak hukuku kamuya açtı diyebiliriz. Yani tek başına Amerikan hukuk külliyatının yüzde 20’sini halka açık hale getirdi (Amerikan federal mahkemelerine ait PACER veri tabanında bulunan ve para karşılığı satılan yaklaşık 18 milyon belgeyi). Bu bazı davalardaki usulsüzlükleri göz önüne serdi. Hatta yeni düzenlemelere bile yol açtı. FBI’ın radarına işte bu noktadan sonra girdi. Ancak bazı nedenlerden ötürü FBI Aaron’a dava açamadı ama gözleri hep Aaron’ın üzerindeydi bu da Aaron için sıkıntılı bir sürece dönüştü.

Swartz
Swartz | Fotoğraf: zintv.org

Ancak Aaron doğru bildiği şeyleri yapmaya devam etti ve  bir konuşmasında  şunları dile getirdi: “Ben evde oturup TV izlerken para kazanmaya devam ederken, bir madencinin o gün kan ter içinde çukur kazmazsa evine ekmek götüremeyecek olması çok saçma. Ama açıkça ortadaki dünya saçma bir yer.” Aaron fikirlerini sadece kelimelerle ifade etmiyordu. Yaptıklarıyla da bunu gösteriyordu. 2011’de akademik makaleleri fahiş fiyatla yayınlayan (ve ücretin yazarlara değil yayıncılara gittiği) JSTOR arşivinden çok sayıda makaleyi MIT girişiyle indirmeye başladı. Ona göre dünyanın bilgi birikimi gizlenip sadece belli bir kesime sunulmamalıydı. Bu birikim hepimizin değeri ve herkesin erişebilmesi gerekiyordu ancak makaleleri indirme sürecindeyken yakalandı ve tutuklandı. Bu dönemde Wikileaks ve Anonymous’ın ortaya döktüğü siyasi belgelerle başı dertte olan Amerika tüm gücünü Aaron üzerinde göstermeye niyetliydi.

Aaron JSTOR’dan indirdiği herhangi bir makaleyi paylaşmamış olduğu için JSTOR dava açmadı. MIT yetkilileri ise sessiz kaldı. (Ancak bu durumda MIT Aaron’ı koruması gerekiyordu çünkü böyle sızma durumları MIT için başarı sayılıyordu.) Adalet Bakanlığı bu fırsatın üzerine atlayarak Swartz’a 35 yıl hapis ve 1 milyon dolarlık tazminat istemiyle dava açtı. Hem ondan ömür boyu kurtulmak hem de başkalarını caydırmak için tüm güçleriyle ona saldırdılar. Hakkında 13 kez dava açıldı bu süreçte Aaron’ın tüm parası elinden alındı ve ev hapsindeydi. Sevenlerinin desteğine rağmen  ibret olsun diye Aaron Swartz mahkeme önünde yerle bir edilmek isteniyordu. Bunu bilen Aaron daha fazla dayanamayıp 11 Ocak 2013’de New York’taki evinde intihar etti. 26 yaşındaydı. Bilginin ve internetin özgürleştirilmesi için yaptıkları öldükten sonra da devam etti. Ölümü tüm dünyada tepki çekti ve baskılar sonucu  ona verilen cezayla ilgili yasalarda revizyona gidildi ve Aaron’s Law olarak tarihe geçti.

Aaron'nın Ölümü
Aaron’nın Ölümü | Fotoğraf: bostonglobe.com

Aaron’nın yapmaya çalıştığı şeyin önemini de son olarak şöyle açıklayabilirim. Jack Andraka isminde 14 yaşında bir çocuk 2012 yılında pankreas kanserinin (sinsi ilerleyen ölümcül bir kanser) erken dönem tespiti için bir tanı yöntemi geliştirdi. Yaptığı bir açıklama da JSTOR daki makaleleri kurcalarken bir şey fark ettiğini böylece bu fikrin aklına geldiğini ve Aaron’nın yapmaya çalıştığı şeyin buna imkan tanıdığını dile getirdi.

Bilginin saklanarak çözümlere ulaşamayacağımızı biliyordu Aaron, herkes tarafından erişilebilen internet ve özgür bir dünya için çabalamıştı. Zekasını ve parasını bu yönde kullanmıştı. Siyasilerin ve devlet baskısının kurbanı oldu. İnternetin öz evladına saygı ve sevgilerimle yazımı sonlandırıyorum.

Kapak Fotoğrafı: The Guardian

İlginizi çekebilir: Emre Eminoğlu’ndan Sosyal Çağın Filmleri