İlk Çağ Sanatı: Willendorf Kadını ve Venüs Heykellerinin Sırrı
Tarih öncesi ilk sanat eserinin ne zaman ve nasıl yaratıldığını bilmek neredeyse imkansız. Şunu biliyoruz ki, en az 2,5 milyon yıl önce insanlar avlanmak, barınmak gibi zorunlu ihtiyaçlar söz konusu oldukça taştan çeşitli aletler ve silahlar yapmaya başladılar. Daha M.Ö. 80.000’de yapıldığı düşünülen deniz kabuklarından yapılmış kolyeler ve mağara resimleri gibi. Zaman ilerledikçe insanlar taş, kemik, kil, fildişi gibi hammaddeleri kullanıp çeşitli figüratif heykelcikler yapmaya başladılar. Avrupa’nın pek çok yerinde yapılan kazılarda ilk insanların mezarlarında ve mağaralarda çoğu kadın formunda heykelcikler (venüs) bulundu.
İlk Çağ Sanatı
Kadın formundaki bu heykelcikler ilk olarak 19. yy’da bulundu ve bu heykelciklere “Venüs” adı verildi. Bulunan heykelciklerdeki kadın tasvirleri genellikle kadın anatomisinin belli yerlerini vurguluyor. Neredeyse çıplak olarak tasvir edilmiş heykellerin, belirgin cinsel organları, büyük göbekleri ve kalçaları bulunmakta iken, elleri, ayakları ve yüzleri bulunmuyor.
Willendorf Venüsü
Bulunan kadın figürlerinin belki de en ünlüsü, 1908’de Avusturya Willendorf’ta Josef Szombathy tarafından bulunan “Willendorf Venüsü”dür. Heykelcik Viyana’daki Doğa Tarihi Müzesi’nde sergilenmektedir. Kireçtaşından oyma bir figür olan Willendorf Venüsü yalnızca bir kadın temsili ya da bir tanrıça ifadesi olmadığı düşünülüyor. Çünkü, ana tanrıça ya da Toprak Ana gibi fikirlerin insanlık tarihinde tarımın gelişmesiyle geliştiği biliniyor, dolayısıyla erken göçebe toplumlarda böyle bir özelliği bulunmuyordu. Figürün idealleştirilmiş ve doğurganlığı temsil eden bir kadın ifadesi olduğu düşünülüyor. Venüs figürleri yaratıcı sanatın en eski kalıntıları olarak kabul ediliyor ve pek çok kıtada bulunmuş durumda. Bu heykellerin anlamlarına dair arkeologların çeşitli tahminleri bulunuyor.
- Doğurganlığı teşvik etmek ya da kötü ruhları kovmak amaçlı muskalar
- Erotik sanat örnekleri
- Eğitim amaçlı kuklalar/oyuncaklar
- Dinsel putlar/simgeler
- Anaerkil bir toplumda kadın cinselliğinin kutlanması
Willendorf Venüsü ve diğer Venüs figürlerinin şişmanlığının bolluk, bereket, uzun yaşama, hayatta kalma gibi kavramları simgelediği düşünülüyor. Willendorf Venüsü’nü diğer venüslerden ayıran bir özellik baş kısmında örülmüş ya da boncuk takılmış saçlar. Saçın cinsel anlamda bir çekicilik kaynağı olarak uzun bir tarihi olduğu biliniyor bu nedenle bu figürde kullanılan saç tasvirinin sadece üreme bereketini değil erotik cinselliği de ifade ettiği düşünülüyor. Bununla birlikte farklı bir görüş olarak bazı arkeologlar heykelin başında yer alan yedi oyma çizgiyi saç olmadığını, bir tür ritüel başlık olduğunu düşünüyor.
Monruz Venüsü
1991 yılında İsviçre’de inşaat kazısı yapılırken bulunan Monruz Venüsü’nün yaklaşık 11 bin yıl öncesine ait olduğu düşünülüyor. Heykelciğin ham maddesi oltu taşı ve 1.8 cm boyutunda minik bir figür.
Hohle Fels Venüsü
Bugüne kadar keşfedilen en eski insan figürü olduğu tahmin ediliyor. (35.000 – 40.000 yıl öncesi) Almanya’da bulunan Hohle Fels mağarasında keşfedilen figür fildişinden yapılmış ve 6 cm boyutunda. Blaubeuren müzesinde sergilenmekte olan heykelciğin sol kolu ve omzu bulunanamış.
Laugerie Basse Venüsü
1864’te Fransa’da bulunan Laugerie Basse Venüsü Fransa’da bulunan ilk venüs heykelciğidir. Genç kız tasviri olarak düşünülen heykelcik 7 cm boyunda ve kemikten yapılmış.
Arkeolojik kazılar sırasında ortaya çıkarılan Venüs heykelciklerinin yapıldıkları binlerce yıl süresince benzer formlarını korudukları görülüyor. Bu tutarlı durumun belirli bir amacı işaret ettiği düşünülüyor. Bu heykelciklerin paleolitik toplumdaki amaçları hakkında pek çok farklı görüş bulunuyor. Bazı tarihçiler ve arkeologlar venüs heykelciklerinin bereket simgesi birer muska olarak yapıklarını düşünmekte iken bazıları ise kötülüğe karşı koruması için birer simge olarak kullanıldıklarını düşünüyor. Cenaze törenlerindeki ritüeller kullanıldığı ve kadın figürlerinin kadınlar tarafından kendilerini görmeden yapılan otoportreler olduğu, bu nedenle yüzlerinin olmadığı yönünde de görüşler mevcut.
Hangi amaçla yapıldığı bilinmese de ilk çağlardan günümüze ulaşan ilk sanat örneklerinden olan Willendorf Venüsü ve diğer Venüs heykelcikleri insanların tarih boyunca kendilerini sanatla ifade ettiğini ve sanatın gücünü farklı alanlarda kullandıklarını bizlere gösteriyor. Binlerce yıl öncesinde bile farklı hammaddelerin şekillendirilmesiyle sanatsal figürlerin yapılması ve bu figürlerin belki de belirli amaçlar doğrultusunda kullanılması sanatın çok eski bir tarihi olduğunu gösteriyor bizlere, yüz yıllar sonrasında da neslimizin yaptığı eserler ve anlamları irdelenecek ve düşünülecek. Bu da sanatın gücünü bir kez daha kanıtlıyor 🙂
Kapak Fotoğrafı: Pinterest/@ingridhollenbac
İlginizi çekebilir: Ceren Muslu’dan Sanatın İkonik Kadın Figürleri
İlk yorumu siz yazın!