Suç dünyasını komediyle birleştirip anti-kahramanlar yaratmak son zamanlarda çok popüler oldu. İnsanlar normal kahramanlardan iyice umudunu kestiğinden olsa gerek, sıra dışı ama tam donanımlı bir kahraman artışı var her yerde. 50 m2’de bunun en son örneği. Yer yer Leyla ile Mecnun ve Kardeş Payı, yer yer Punisher, Deadpool ve Tatar Ramazan’ı hatırlatıyor. İzlemesi keyifliydi gerçi ama sanki biraz yarıda kalıyor. 50m2, Netflix’in en yeni yapımı. 27 Ocak’ta yayına giren dizinin tanıtımı da oldukça geniş kapsamlı. Şu sıralar hakkında çok konuşulan diziyi theMagger’a da getirmek istedim.

50m2 projesi yeni değil aslında. Fenomen dizi Leyla ile Mecnun’un yazarı Burak Aksak, bu projeyi ilk olarak 2015’te yazmış. Hatta 2016’da TRT’de yapıma başlanacağı duyurulmuş ama bazı anlaşmazlıklar sebebiyle proje tamamlanmamış. Daha 2015 yılında Burak Aksak, projede Erdal Bakkal olarak tanıdığımız Cengiz Bozkurt’un dizide yer alacağını söylemiş ki sahiden de dizide Cengiz Bozkurt oynuyor. Dizinin yönetmeni Selçuk Yıldırım ise hem Aksak’ın kuzeni hem de Kardeş Payı, Düğün Dernek gibi komedi yapımlarıyla tanıdığımız bir isim. (Dizi setinden ufak bir tanıtım için tıklayabilirsiniz.)

Dizin oyuncu kadrosu da oldukça iyi. Gölge karakterini canlandıran Engin Öztürk ve esas kötü adam Servet Bey’i canlandıran oyuncu Kürşat Alnıaçık da mükemmel iş çıkarmışlar. Yine Kardeş Payı’ndan izlediğimiz Tuncay Beyazıt, Ölümlü Dünya‘dan tanıdığımız Özgür Emre Yıldırım gibi isimler de gerçekten rollerine çok yakışmışlar, diziyi taşımışlar. Bu gibi isimlerin yanında Aybüke Pusat’ın oyunculuğu biraz sırıtmış ama, o da aslında daha yeni ekranlarda, onu da şimdilik hoş görelim.

50m2 Dizisinin Konusu

Ailesini tanımadan yetişen Gölge, büyük iş adamı Servet Bey’in tetikçisi olarak yetişmiş. Aralarında tuhaf bir ilişki var, baba oğul gibi ama her an birbirine girecek iki aslan gibiler daha ziyade. Gölge ailesine ne olduğunu hatırlamazken her ne hikmetse birden hatırlamaya başlıyor, karşısına bazı ipuçları çıkıyor ve kendisini bir anda bir kenar mahalledeki terzi dükkanında buluyor. Elli metrekare olan aslında o dükkan…

Hikaye bundan sonra başlıyor. O kenar mahallede ise; her mahallede olduğu gibi meraklı esnaflar, mahalle ruhunun peşinden giden saf ve iyi yürekli insanlar, kanadı kırık gençler ve elbette olmazsa olmaz karanlık işler çeviren basit kötü adamlar var… Gölge bir anda onların süper kahramanı oluyor. Kentsel dönüşüme tek başına savaş açıyor, mahallenin güzel insanlarını topluyor, güzel kızı alıyor ve tam olarak bir kahraman oluyor…

Olay örgüsü çok güzel, o bir gerçek. Ancak dizide olacak her şey daha en başından belli gibi. Bizi pek şaşırtmıyor kahramanlar. Araya gelişi güzel serpiştirilmiş komedi sahneleri ise tam olarak Leyla ile Mecnun ve Kardeş Payı’ndan alınmış gibi geliyor. Bazı olaylar ise (Civan sana ne oldu öyle topal kaldı, mahallenin hırsızının bitmeyen aşkı) biraz fazla abartılmış, fazla uzatılmış gibi. Eşine her yerde rastlanacak türden ilişkiler görüyoruz.

Bu gibi iyi-kötü kahramanları Sıfır Bir’de, Dogs Of Berlin’de ve Deadpool’da görmüştük biraz. Bir de gecekondu mahallesi kahramanı Tatar Ramazan’da. Hepsinin de kendine özgü yanları, beklenmeyen hikaye cross’ları veya anlattığı yeni unsurlar vardı. 50m2 ise hepsinden biraz alıp kolaya kaçmış gibi. Psikoloğa giden kötü adam da Robert De Niro’nun Analyze This filmine bir atıf mı, yoksa Netflix’in bir diğer dizisi Bir Başkadır‘a bir gönderme mi, bilemedim…

Burak Aksak’ı hep severek takip ederiz ama arkasında Netflix desteği ve muazzam bir oyuncu kadrosu varken keşke daha güzel bir iş çıkarsaydı demekten kendimi alamıyorum. Belki de ikinci sezon bomba gibidir. Kim bilir, umarım öyle olur:)

Kapak Fotoğrafı: haberturk.com

İlginizi Çekebilir: Sine Magger’dan Netflix’te Bu Ay Neler Var