Rengarenk sokakları, nostaljik arabaları, meşhur puroları, eşsiz dansları… Küba denildiğinde şüphesiz ülkeye ilişkin aklımıza gelen birçok şeyi sıralayabiliriz. Ben bu yazımda kurulma hikayesi oldukça etkileyici olan, birbirinden güzel parçaları bize armağan etmiş eşsiz bir orkestradan ve orkestranın 1999 yapımı yönetmenliğini Wim Wenders’ın üstlendiği Küba’nın müzikal ve kültürel mirasını ele alan ödüllü belgeselinden bahsedeceğim. İzlerken Küba sokaklarında dolaşıyormuşuz ve Buena Vista Social Club’ın konserindeymişiz hissi veren belgeselin çekim fikri ise yönetmen Wim Wenders tarafından grubun 1998 yılındaki Amsterdam ve New York konserini kayda alırken doğmuş. Karşınızda Buena Vista Social Club!

Buena Vista Social Club
Buena Vista Social Club | Fotoğraf: Pinterest

Buena Vista Social Club; Küba’da 1940’lara kadar aktifliğini koruyan, sahnesinde danstan müziğe sanatın birçok alanına ve birçok sanatçıya ev sahipliği yapan fakat daha sonrasında kapanan hatta belgeselden öğrendiğimiz üzere Küba’nın lokallerinin bile yerini hatırlayamadığı ve nerede olduğunu tarif edemediği bir kulüp olarak çıkıyor karşımıza. Kulübün kapanması ise Küba’daki yetenekli birçok sanatçının uzun yıllar boyunca sanatını yapamayarak maalesef unutulmasına yol açıyor. Kulübün kapanışından neredeyse 50 yıl sonra ise mucize diye nitelendirebileceğimiz bir gelişme yaşanıyor. Ry Cooder, uzun yıllar önce kapanan Buena Vista Social Club’da zamanında performans sergilemiş birbirinden değerli müzisyenleri, Buena Vista Social Club ismi altında bir araya getirmeye ve bir grup kurmaya yönelik bir adım atıyor. Aradan geçen uzun seneler, sanatlarını icra edebilecekleri herhangi bir elverişli alanlarının olmayışı ve hayat koşullarının zorluğu sebebiyle son derece yetenekli olan lokal sanatçıların çoğu, sanat alanındaki kariyerini bırakarak başka mesleklere yönelmiş hatta bazıları senelerdir enstrümanlarına dokunmamış bile.

Buena Vista Social Club
Buena Vista Social Club | Fotoğraf: Pinterest

Ry Cooder’ın “Kübalı bir Nat King Cole onun gibi birine belki de hayatta bir kez rastlanır” dediği Ibrahim Ferrer’ın yanı sıra Omara Portuondo, Compay Segundo, Eliades Ochoa, Rubén González, Barbarito Torres, Manuel Mirabal gibi isimler belgesel boyunca bizlere tek tek hayat öykülerini, ailelerini, çocukluk anılarını, müzik kariyerlerine nasıl başladıklarını ve çaldıkları enstrümanlarla aralarındaki duygusal bağı anlatıyor. İzleyici olarak bizler de bu sahnelerle ve anlatılan hikayelerle birlikte grubun bütün üyeleriyle duygusal bir bağ kurmuş oluyoruz. 

Buena Vista Social Club
Buena Vista Social Club | Fotoğraf: Pinterest

Her birinin çaldıkları enstrümanlarına ve yaptıkları müziğe bu kadar tutkuyla bağlı olması oldukça etkileyici. Bana kalırsa her biri hayattaki gerçek tutkularını ve kendilerini ifade etme şekillerini müzikte bulmuş kişiler. Zira sanatçıların büyük çoğunun aktif olarak performans sergiledikleri dönem yaklaşık olarak 1940’lara denk geliyor ve Ry Cooder’ın bütün bu sanatçıları bir araya getirme projesi aradan geçen çok uzun seneler sonunda gerçekleşiyor. Bütün bu süreçte sanatçılar elbette bir hayli yaş alıyorlar çoğu 60 yaşının üzerinde olan grubun projeyi kabul etmesi, keyifle kayıt yapmaları, azimle çalışmaları, büyük bir sevinçle sahneye çıkmaları, turneye gitmeleri ne olursa olsun sanatlarına gerçekten büyük bir tutkuyla ve sevgiyle bağlı olduklarını düşündürttü bana.

Buena Vista Social Club
Buena Vista Social Club | Fotoğraf: Pinterest

Eklemeden geçemeyeceğim, belgeselde gösterilen grubun turne kapsamında New York’a gittiği kısımda ise daha önce New York’ta bulunmamış grup üyelerinin şehrin sokaklarında gezerken dükkanların vitrinine bakıp “burada her şey satılıyor” demesi ise izlerken bize de sosyokültürel bağlamdaki farklılıkları tekrar hatırlatıyor.

Grubun yaş ortalamasının bahsetmiş olduğum üzere yüksek olmasından dolayı ülkemize de gelmiş oldukları birçok turneden ve kapalı gişe konserlerden sonra maalesef arka arkaya grubun önemli isimlerinden birçok kayıp yaşanıyor. 2016 yılında ise Adios isimli turneleriyle Küba müziğinin temsilcisi haline gelen hikayesiyle hepimizi oldukça etkileyen Buena Vista Social Club, sahnelere veda ediyor. Grubun üyelerinden Omara Portuondo bütün bu Küba müziğine altın çağını yaşattıkları etkileyici hikaye için diyor ki: “İstedik ki bizim geleneksel müziğimiz dünyada yaşasın ve söylensin ve bunu turnelerimizle başarmış olduk. Grupla yaşadığım deneyimim kariyerimin ve hayatımın fantastik bir kısmı oldu.”

Buena Vista Social Club
Buena Vista Social Club | Fotoğraf: Pinterest

Wim Wenders’e Akademi Ödülü’nü ve Avrupa Film Ödülleri’nde En İyi Belgesel Ödülü’nü getirmiş olan Küba sokaklarından görüntülerle ve grubun konser performanslarıyla dolu belgeseli izlemenizi mutlaka tavsiye ederim. Ry Cooder’a bu kadar yetenekli isimlerle bizi geç de olsa tanıştırdığı için ne kadar teşekkür etsek az sanırım. O zaman Eliades Ochao’nın da dediği gibi “Müzik ne güzel şeydir!” Şimdiden keyifli izlemeler dilerim!

youtube play youtube play

Kapak Fotoğrafı: latimes.com

İlginizi Çekebilir: İrem Daştan’dan Pavarotti