İnsan biçiminde bir anksiyete yumağı olduğum için bu hayatta beni rahatlatan iki şey var: müzikaller ve komedi. Crazy Ex-Girlfriend yazımdan anlaşılabileceği üzere bu ikisini bir araya getirebilen her şeyden maksimum verimi alıyorum. Bu yüzden Bo Burnham’ı da bana önerildikten on beş dakika sonra izledim ve kendisine ufak bir ‘crush’ geliştirdim. O halde Bo Burnham kimdir ne gibi işler yapar birlikte bir göz atalım.

Bo Burnham Kimdir?

İlk olarak ‘stand-up’larını izlemedinizse bile eğer Promising Young Woman filmini izleme şansı bulduysanız kalp kırıcı bir ‘twist’ ile büyük hayal kırıklığı yaratan Ryan karakterini canlandıran Bo Burnham’ı bir oyuncu olarak tanımış olabilirsiniz. Kendisini çok sevsem de henüz 30 yaşında olan Burnham’ın kariyerine komedyenlik, müzisyenlik, yönetmenlik, yazarlık ve bir de üzerine oyunculuk sığdırmış olması, artık 20’lerin ikinci devresini yaşayan biri olarak kendimle kıyasladığımda canımı sıkmıyor değil. Yine de sanal bir ‘crush’ım olduğu için kıskançlığı bir kenara bırakıp başarılarından söz edeceğim.

Sanırım Bo Burnham’ı çok sevmemin bir nedeni Hollywood’da beyaz, heteroseksüel ve başarılı biri olmanın korkunç bir insan olunması anlamına gelmediğinin kaliteli bir örneği olması. Normalde gerçekten Amerikalı beyaz erkeklerin (hatta hiçbir şovuna 3.5 dakikadan fazla katlanamadığım Kevin Hart’ı hatırlarsak siyah erkeklerin dahi) komedi anlayışına çok zor tahammül ediyorum. Beni rahatsız eden kesinlikle ‘offensive’ olmaları değil. Ürettiği her şeye bayılmasam da Ricky Gervais’i çoğunlukla zeki ve komik buluyorum çünkü; ama Amerikalı erkek komedyenlerin ‘offensive mizah’ başlığı altında asla komik olmayan, sakız gibi uzatılmış şakaları tansiyonumu düşürüyor. Sonuç olarak Bo Burnham bu kitle içinden ciddi bir empati göstererek ve bunu şovlarında çok iyi harmanlayarak ayrılıyor.

Burnham’ın şovlarının müzikal ve komedi karışımı olduğundan bahsetmiştim. Zaten kariyerine 2006’da Youtuber olarak başlıyor ve ciddi izlenme sayılarına ulaşınca Comedy Central Records ile anlaşarak bir ‘EP’ bir albüm ve ardından bugün Netflix’te izleyebildiğimiz performanslarını yayınlıyor. Yani “What” ve “Make Happy”i şu an Netflix’te bulabilirsiniz. Öncelikle söylemeliyim ki Bo Burnham’ın işleri herkes için takibi çok kolay performanslar olmayabilir ya da komedi anlayışınızın ne yöne olduğuna göre bütünüyle garip gelebilir. Çünkü bu şovlar alışık olduklarımıza kesinlikle benzemiyor. Bo’yu bir anda bir olay anlatırken başka bir olaya atlamış, ardından piyanonun başına geçmiş “dramatik bir şarkı” söylerken, bir anda “şiir” okumaya başlarken görüyoruz. Make Happy’de bunlara ek olarak performansın başında ve sonunda biyografik bir film izliyormuşsunuz hissi yaratan görüntüler de yer alıyor.

Ben ilk izlediğimde “Ne izledim ben şimdi, her ne izledimse süperdi” hissi yaşamıştım ve şovda yer alan şarkıları tıpkı Crazy Ex Girlfriend dizisindekilere yaptığım gibi hala ara ara dinliyorum. Zaten Bo Burnham videolarının altındaki yorumların büyük çoğunluğu da bir müzikal yazmasıyla ilgili taleplerden oluşuyor. O yüzden size izlemek isteyip istemediğinizi rahatça anlayabilmeniz adına favori şarkılarımdan oluşan küçük bir liste bırakıyorum.

Bo Burnham Şarkıları

Lower Your Expectations

Hani bazen tamamen espri olarak başlayan bir şey bir şey aslında bayağı kaliteli bir tavsiyeye dönüşür… Lower Your Expectations tam olarak öyle. Ben genel olarak kişisel ikiyüzlülüklerimizin espriyle karıştırılarak sunulduğu her şeyden çok keyif aldığım için “Lower Your Expectations” en sevdiğim Bo Burnham şarkısı (toplamda 2-3 sn süren) “World on Fire”dan hemen sonra ikinci favorim. İyi yaşam ‘influencer’ları, yogiler, meditasyon uzmanları ve diğer özünde “hiçbir şeyır”lar tarafından sürekli pompalanan ve hiç de realistik olmayan sevgi ve pozitiflik mesajları karşısında bu şarkıda geçen “We all suck but love can make us suck less” cümlesinin el yazısıyla dövme yaptırılmayı hak eden bir motto olduğuna inanıyorum.

Kill Yourself

Hani bazen tamamen espri olarak başlayan bir şey bir şey aslında bayağı kaliteli bir tavsiyeye dönüşür… Şakaydı. Sonuç olarak ruh sağlığı genel olarak zaten çok hassas bir konu ve aslında oldukça ağır olduğu için bu konuyla ilgili her türlü mizahı destekliyorum. Bence bir sürü şeye tahammül etmeyi kolaylaştırıyor. Bu şarkının sonunda verdiği muhtemel intihar yöntemleri arasına Türkiye’de yaşamakla ilgili çok fazla siyasi örnek eklenebilir oluşu üzücü; ama bu mecra Olacak O Kadar olmadığı için ben listelemiyor ve yaratıcı eklemeleri kendi zihinlerinde yapmanız için sizlere bırakıyorum.

God’s Perspective

Yetenekli olduğu kadar alçakgönüllü bir komedyen olan Bo Burnham’ın Tanrı bakış açısıyla yazdığı bu şarkının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders programına eklenmesi için Change.org’da bir imza kampanyası başlatarak kendimin ve benimle birlikte imzalayacak herkesin başını belaya sokmamak ve karantinama renk katmamak için kendimi zor tutuyorum.

Sad

Bu videonun başında, yukarıda bahsetmiş olduğum 2-3 saniyelik favori şarkım “World on Fire” da var. “Sad” bir şeye gülerken bir sonra güleceğiniz şeyi kaçırdığınız için stand-up’ın dışında da birçok kez dinlenebilecek bir şarkı. Bo Burnham şarkıları ya da genel olarak mizahıyla ilgili en sevdiğim şey arada verdiği ‘es’lerde aslında ciddi ciddi kendiyle ilgili ya da sistemsel eleştiriler sunması ama on dakika izleyince artık alışacağınız hızıyla bunu da hiç uzatmadan bir sonraki düşünceye geçmesi. O yüzden belki de bu kadar övmemin nedeni ‘overthinker’lar ve dikkat bozukluğu olanlar için Zip dosyası olarak hazırlanmış komedi gibi oluşu olabilir.

Sonuç olarak benim gibi geç haberdar olanlardansanız akşamınızı zeki ve komik olmasının yanı sıra 1.96 boyunda ve sarışın olmasıyla da “bir şeyin de eksik olsun” dedirten Bo Burnham’la tanışmaya ayırabilirsiniz. Bir de ek olarak kendisinin yazdığı ve yönettiği “Eight Grade” isimli , benim de henüz izleme fırsatı bulamadığım bir ‘coming-of-age’ filmi var, ona da ayrıca şans verilebilir diye düşünüyorum.

Kapak Fotoğrafı: unitedtalent.com

İlginizi çekebilir: Gizem Kalaç’tan Netflix’ten 5 Stand-up Önerisi