Son zamanlarda adını çok duyduğumuz Kaan Karahan, farklı tarzlardan harmanladığı müziğiyle dinleyenlerin beğenisini kazanmaya devam ediyor. Kariyerini Los Angeles’ta sürdürme kararı alan Kaan ile müzikle buluşması, bu konuda kendini nasıl geliştirdiği ve ilerideki planları gibi konularda sohbet ettik.

Kaan Karahan | Fotoğraf: Kaan Karahan

Seni şarkı söylemeye iten şey ne oldu? Sesini nasıl keşfettin?

Ortaokul, lise zamanları şarkı söylemeyi düşünmeden evvel, söz yazarı olmak istiyordum. Nasıl güzel bir şarkı yazarım sorusuna cevap ararken, bol bol sevdiğim şarkıları dinledim. Dinledikçe yazmaya ve söylemeye başladım. Böylece söylemeyi de sevdiğimi keşfettim ama sesime güvenmeye çok daha sonra başladım. Başlarda sadece sevdiğim için söylüyordum.

Üniversiteyi Amerika’da okumanın müziğine nasıl bir faydası oldu? Orada müzikle ilgili nasıl deneyimler edindin? Kendini nasıl geliştirdin?

Okuldan çok okuldaki insanların faydası oldu diyebilirim. Şu anki prodüktörüm Jimmy Duval ve menajerim Metin Kumru ile üniversitede bir araya geldik. Amerika’da olmak ise kendimi İngilizce müzikte hızlı geliştirmemi sağladı. Bir yandan da aksansız, İngilizce şarkı söyleyebilmeye başladım.

Kendimi hızlı melodi bulan ve söz yazan biri olarak görüyordum, herkesin bu hızda yazdığını stüdyoya ilk girişimde öğrendim. Daha çok çalışıp, tanıştığım müzisyenlerden hep yeni bir şeyler öğrenmeye özen gösterdim.

Kariyerine Los Angeles’ta devam etmeye karar vermenin sebebi nedir? Bir noktada Türkiye’ye dönmeyi planlıyor musun?

Üniversiteyi Miami’de okudum. Miami’de müzik endüstrisi daha İspanyolca, hip-hop ve elektronik müzik üzerine kurulu. Üçü de yeteneğimin olmadığı alanlar ne yazık ki.

Los Angeles, Amerika’da müzik endüstrisinin kalbi olduğundan prodüktörüm Jimmy stüdyosunu oraya taşımaya karar verdi. Hep Los Angeles’ta yaşama hayallerim vardı, Jimmy’nin Los Angeles’a taşınma kararı ve kız kardeşim Melis’in orada oturması benim için yeterli sebepler oldu diyebilirim. Sonuç olarak ise taşındığıma çok memnunum.

dsc00810
Kaan Karahan | Fotoğraf: Kaan Karahan

Pandemiden dolayı uzak kalsam da normalde ailemi görmeye ve müzik projeleri yapmak üzere Türkiye’ye senede birkaç kere geliyorum. Türkiye hep evim, Türkiye’den uzun süre uzak kalmayı sevmiyorum. Beraber çalışmak istediğim çok sayıda Türk sanatçı ve Türkiye’de yapmak istediğim çok şey var. Temelli döner miyim bilmiyorum ama muhtemelen hep gider gelirim diye düşünüyorum.

Türkiye ile karşılaştırdığında yurt dışında müzik üretmenin ne gibi farklılıkları var? Daha avantajlı demek doğru olur mu?

Üretim kısmında büyük farklılıklar olduğunu düşünmüyorum, yetenekli müzisyenler Türkiye ve ABD’de müthiş işler yapıyor. İki ülkede de stüdyolarda yer aldım ve her endüstride olduğu gibi her ikisinde de işinde çok başarılılar olduğu gibi, çok başarısız kişiler de vardı.

Daha avantajlı olup olmaması da kişinin durumuna göre değişiyor bence. Türkiye’den gelip Amerika’da sıfırdan bir kariyer çizmeye çalışmak çok zor, o anlamda benim için dezavantajlı oldu diyebilirim. Ama diğer yandan İngilizce müzik yapmak istediğim için, kendimi geliştirme konusunda bu durumu büyük bir avantaja dönüştürebildim. Kısacası ne yapmak istediğinize bağlı, Amerikan müzik endüstrisine girmek istiyorsanız, Amerika’da olmanız sizin için faydalı olacaktır diye düşünüyorum.

Bir şarkı sözü yazarken nelerden ilham alıyorsun? Üretim sürecin nasıl oluyor?

Genellikle üzerine yazmaya çalıştığım müzikten ilham alıyorum. Müzik beni hüzünlendirebiliyor, mutlu edebiliyor ya da aklıma bir hatıra getirebiliyor… Sözlere de öyle yaklaşıyorum. Diyelim ki bir melodi bana özlem duygularını hatırlatıyor… O zaman kendi hayatımda özlem duyduğum zamanlardan esinlenerek, sözleri o doğrultuda yazmaya çalışıyorum.

Müziğe uygun bir tema bulduktan sonra ise yazmak kolaylaşıyor. Bazen bir şarkıyı yazmak birkaç günümü alıyor ya da ne kadar denersem deneyeyim bir sonuç alamıyorum. Yarım saatte tüm şarkının hazır olduğu durumlar da oluyor. Örneğin Türkçe şarkılarımdan Benle Kalsan günler sürerken, Belki Zamanla‘yı yazmam ise aşağı yukarı yarım saat sürdü. Yani tamamen farklı, ayrıca şarkının ortaya çıkma sürecinin kalitesine etki ettiğini düşünmüyorum.

Pandemi sürecinin müziğine nasıl bir etkisi oldu?

Başta negatif, sonra pozitif diye özetleyebilirim. Yaz sonuna kadar çok endişeliydim, hiç müzik yapmadım. İlk projemi çıkarmak istiyordum ama pandemiden dolayı hiçbir şey istediğim gibi gitmedi ve sadece “Morning Light” şarkısını çıkarabildim.

Sonrasında stüdyoya kapandım ve yeni şarkılar üzerine çalışmaya başladım. Bu süreçte şarkı yapmamış olmak doğru hissettirmedi, o yüzden bir yandan da cover yapmaya başladım. Şimdi pandemi tam bitmemiş olsa da çok daha hazırlıklıyım. Çok sevdiğim ve paylaşmaktan gurur duyduğum birçok şarkı yaptık. Sevdiğim sanatçılarla birlikte çalışmalar geliyor ve hepimizin sevdiği şarkılara yeni bakış açıları ile coverlar da yolda!

Farklı müzik türlerini harmanlayarak şarkılar üretiyorsun. Kendine en çok uygun bulduğun müzik türleri hangileri?

Kendimi pop-rock tarzına en yakın hissediyorum. Ama her türü dinlemeyi ve farklı türlerde üretmeyi seviyorum. Yeni çıkacak şarkılarımda birçok sevdiğim türü kendi pop-rock tarzıma kattım, hip-hop, yavaş romantik, elektronik dans müziği gibi farklı tarzlarda şarkılar geliyor.

En çok sevdiğin ve işlerini takip ettiğin sanatçılar kimler?

Çok fazla var! Şu aralar şarkılarını dinlediğim sanatçılardan aklıma gelenler: Harry Styles, The Weeknd, Kaleo, Miley Cyrus, The Kid LAROI ve Pop Smoke. Türk sanatçılardan ise Mor ve Ötesi ve Ezhel’i çok dinliyorum.

Türkiye’de iki tane şarkı çıkardın; “Belki Zamanla” ve “Benle Kalsan”. Bu şarkıların devamı gelecek mi? Yoksa bir süre coverlar ve İngilizce şarkılar üzerinde yoğunlaşmayı mı planlıyorsun?

Şu an biraz daha İngilizce odaklı ilerlesem de kesinlikle devamının gelmesini istiyorum. Yapmak istediğim, heyecanlı olduğum Türkçe projeler ve birlikte çalışmak istediğim Türk sanatçılar var. Ayrıca Türkçe coverlar da geliyor…

Yeni bir albüm gelecek mi?

Evet, bu konuda çok heyecanlıyım! Paylaşmak için sabırsız olduğum çok fazla şarkı var. Umarım herkes dinlemekten keyif alır!

Kapak Fotoğrafı: Kaan Karahan

İlginizi Çekebilir: Thecellist’ten Can Tutuğ Röportajı