İskandinavya denince bazılarının aklına soğuk, ıssız coğrafyalar ve dünyanın en yüksek intihar oranları gelebilir. Oysa Avrupa’nın bu kuzey bölgesi olağanüstü güzellikteki doğası, aynı derecede güzel insanları ve yüksek hayat standartlarıyla ziyaret edilmeyi kesinlikle hakediyor. Yaz aylarında geceyarısına dek süren güneşli günler kışın karanlık günlerini hayli hayli telafi ediyor. Bu yüzden turistler İskandinavya’ya daha çok yazın gelmeyi tercih ediyorlar. Tanıştığım İsveçliler de ülkelerinde yaz mevsiminin seyahat için en iyi zaman olduğunda hemfikirler. Sizlere İskandinavya gezisi sırasında gördüğüm bazı yerleri anlatmak istiyorum.

İskandinavya Gezisi

iskandinavya – kopenhag

Kopenhag

Kopehnag’da Ne Yapılır?

Danimarka’nın başkenti İskandinavya’nın güney ucunda, Almanya’yla aralarında bir tek Kuzey Buz Denizi yer alıyor. Danca Almanca’yı andıran bir dil. Danlar da fiziksel olarak Almanlara bir hayli benziyorlar. Kopenhag küçük bir merkeze sahip, nüfusu 1 milyonu bulmayan, sevimli, sessiz bir kent. Danimarka İsveç kadar olmasa da özellikle Afrika, Ortadoğu, Rusya ve Uzakdoğu’dan göç alan bir ülke. Kopenhag’ın kuzeyinde Shakespeare’in Hamlet oyununa ilham veren Kronborg Kalesi bulunuyor. Kale ancak dışarıdan seyredilebiliyor. Aynı civarda güney İskandinavya’nın en önemli sanat müzesi sayılabilecek Louisana yer alıyor. Deniz kıyısında bulunan müzenin çok güzel, geniş bir bahçesi (biraz Emirgan’daki Sakıp Sabancı Müzesi’ni andırır biçimde) var. İskandinavya’ya özgü modern bir mimarisi olan Louisiana’ya gittiğimizde Türkiye’ye de gelmiş olan Picasso sergisinin son haftasıydı. Daha çok orta yaş yoğun bir ziyaretçi grubu müzeyi ziyaret etmekteydi. Picasso sergisinin dışında İngiliz sanatçı David Hockney’in iPad’le yapmış olduğu işler de sergileniyordu.

iskandinavya – lousiana museum of modern art

Kopenhag’ın gece hayatında önemli bir yeri olan, şehrin caz müzik tarihinde hatırı sayılır bir itibarı bulunan Jazzhus Montmarte şehrin canlı müzik dinlemek için ideal noktalarından. 60′lı yıllardan itibaren Avrupa’nın gözde caz kulüplerinden olan mekan, uzun bir süre kapalı kaldıktan sonra geçtiğimiz sene yeniden açılmıştı. Kopenhag’ın en çok ilgi çeken noktalarından biri de Amsterdam havalı Nyhavn. Tarihte randevuevleriyle ünlü olan bu bölge bugün rengarenk sıralanmış kafe ve restoranlarla, kanalda demirlemiş tarihi gemileriyle  görülesi bir yer. Nyhavn’dan şehir merkezine doğru yürürken görülebilen Hotel D’Ingleterre tartışmasız Kopenhag’ın en güzel oteli. Oda fiyatlarının ortalama günlük 450 dolar olduğu otelde kalmaya paranız yetmese bile barında vakit geçirmek hoş olabilir. Her ne kadar ben gittiğimde barı biraz kasvetli ve boş bulduysam da bunun nedeni herhalde o günün bir dini bayram olmasıydı.

iskandinavya – kopenhag

Kopenhag’da Alışveriş

Alışveriş yapmayı düşünenler için (tekrar düşünseler iyi ederler, çünkü genellikle insanlar fiyatların yüksekliğinden yakınıyorlar) şehrin ana caddesi Storget (Bağdat Caddesi’nin daha turistik ve sadece yayalara açık versiyonu) ve bu caddenin paralelinde yer alan sokaklardaki butikler ideal. İskandinavlar gerçekten zevkli giyinmeyi biliyorlar. Hatta giyinmeyi öylesine abartıyorlar ki buralarda herhangi bir günde fraklı, smokinli erkekler veya tavşan kostümüyle gezen tiplere rastlamak hayli olası.

iskandinavya – stockholm

Stockholm

Stockholm’de Ne Yapılır?

İsveç’in başkenti kendine özgü bir çekiciliğe sahip. Şehrin tarihi ve turistik merkezi Gamla Stan (Eski Şehir) dışında ziyaretçileri cezbedecek birçok farklı yer var. Gamla Stan’dan bir köprü uzakta bulunan Fotografiska da bunlardan biri. Sadece fotoğrafa ayrılmış bu müzede beş ayrı sergiyi bir arada gezmek mümkün. Gamla Stan’ın girişinde yer alan İsveç Kraliyet Sarayı pek tabii ki her turistin görmek isteyeceği yerlerden.

Kafe ve barların kitapçılar ve giysi butikleriyle birlikte yer aldığı Södermalm, Stockholm’ün en canlı bölgelerinden. Genç tayfanın takıldığı bu bölgede tiyatro ve canlı müzik faaliyetlerine katılmak mümkün. Şehrin yemek yemek veya içki içmek için gidilesi noktalarından biriyse Fransız aktör ve şarkıcı Yves Montand’ın da Paris’tekinde çok takıldığı söylenen Zinc Grill. Östermalm‘de bulunan mekan, sosyetik görünümlü bir müşteri profiline sahip. Fiyatlarıysa öyle çok uçuk değil.  Fransız havası solumak isteyenler için birebir.

iskandinavya – stockholm

Stockholm’de Kasım ayının son haftasında uluslararası bir film festivali düzenleniyor. Neredeyse dünyadaki tüm film festivalleri aşağı yukarı aynı filmleri gösterseler de sadece Stockholm sinemalarını görmek için bile bu festivale katılınabilir. Stockholm’de ve İsveç’in genelinde her şey küçük ebatlarda yapılmış. Bu kural özellikle daireler, sinemalar ve tuvaletler için geçerli.

Stockholm’de alışveriş için NK tüm istediklerinizi bulabileceğiniz bir ‘department store‘. Ayrıca her sene 10 Aralık’ta Nobel edebiyat ödülünü kazanan yazarlar burada bir imza gününe katılıyor.

iskandinavya – wanas

Wanas

Wanas’ta Ne Yapılır?

Wanas veya Vanas, İsveç’te ziyaret ettiğim en ilginç yerlerden biriydi. Güney İsveç’de, Skane bölgesindeki Hasselholm kasabası yakınlarındaki Vanas, aslında bir kale, açık hava müzesi ve parktan oluşuyor. Parka ve açıkhava müzesine giriş ücreti yok. Ben gittiğimde etrafta başka hiçbir ziyaretçi veya görevli yoktu. Her sene 15 Mayıs-30 Ekim arası ziyaretçi kabul eden Vanas’ta bu sene Yoko Ono’nun açık havada sergilediği bir işi de boy gösteriyor. Ono’nun 1968′den beri üzerinde çalıştığı merdivenlerden oluşan işinde; merdivenler üzerinde el yazısıyla ‘tırmanın ve gökyüzünün daha berrak görünüp görünmediğini anlayın‘ yazılıydı. Ono’nun bu düşündürücü işi dışında birçok modern sanat eseri de parkın farklı yerlerine yerleştirilmiş. İsteyenler girişteki haritayı alarak sanat eserlerini takip edebiliyor. Dönüşte haritayı geri bırakmanız bekleniyor. Buradaki en ilginç işler ormanın ortasında oluşturulmuş ahşap bir yemek odası temsili ve devasa ağaçların arasındaki küçük bir kulübeden gelen hafif keman müziği idi. Ormanın ortasında bu müziği duymak gerçekten olağanüstü bir deneyim. Parkın yanında bir kafe ve özel mülkiyete ait bir kale-ev de var. Bu ev (kale) tam gölün karşısında, parkın ortasından bakıldığında çok güzel bir manzara oluşturuyor. Vanas’a ulaşmak için Hassleholm’den otobüse binmek gerekiyor. Hassleholm’e ise Kopenhag’dan tren var.