Pati Flow Yoga: Patili Dostlarımız İçin Yoga Yapıyoruz!
Sizi bir grup duyarlı ve güzel insanla tanıştırmak istiyorum: Pati Flow Yoga. Onlar, patili dostlarımızın daha iyi şartlara kavuşmasına katkı sağlamak amacıyla yola çıkmışlar ve sokak hayvanları için bağış toplamanın aracı olarak kendilerine yogayı seçmişler! Evet, yoga dersleri veriyor ve elde ettikleri gelirlerle sokak hayvanlarının yaşam koşullarına fayda sağlıyorlar. Tesadüf eseri karşıma çıktılar, kendileriyle sohbet etmeden duramadım. İstiyorum ki, bu güzel fikir olabildiğince bilinsin, el ele verip destek olalım onlara. Bir de 15-16 Mayıs’ta, yani bu hafta sonu bir yoga festivali düzenliyorlar, aynı amaçla. Gelin, onlardan dinleyelim.
Deniz ve Hazal merhaba! Her şeyden önce sizlere kalpten teşekkür ederim böyle güzel bir niyetle yola çıktığınız için. Pati Flow Yoga’nın niyetini ve felsefesini duyduğum anda kalbim ısındı, ilhamla doldum. Bu güzel başlangıcın arkasında eminim birçok isim var ama, sizler fikir annelerisiniz. Nasıl başladı bu yolculuk, Pati Flow Yoga nasıl ortaya çıktı, biraz sizden dinleyelim mi?
Deniz: Ben ailemle 2 yıldır Reşadiye’de yaşıyorum. Reşadiye adeta Anadolu Yakası’nın köpek bırakma alanı olduğu için burada evimizin çevresinde yaşayan çok fazla patili dostumuz var ve öyle ya da böyle bizlerin duyarlılığına ihtiyaç duyuyorlar. Yine de Reşadiye, Şile ve Beykoz’a kıyasla çok daha şanslı bir bölge çünkü zamanla buraya besleme yapmaya gelen farklı farklı birçok grup oluştu. Biz şu anda daha çok buradaki tedavi masraflarını üstleniyoruz ama bir yerden sonra yetişemez hale geldik. Ben bu çaresizlikle debelenirken aslında Hazal devreye girdi.
Hazal: Kendimi bildim bileli kedi ve köpek annesiyim. Sokak hayvanlarına da Deniz kadar olmasa da elimden geldiğince el uzatmaya çalışıyorum. Deniz’in yaptığı son destek çağrısı sonrasında aklıma böyle bir festival düzenlemek fikri geldi. Büyük bir heyecanla Deniz’i aradım ve bu fikrimi paylaştım çünkü Deniz’le tanışıklığımızın yarısından fazlası Deniz’e ders vermesi için yalvarmamla geçti. 🙂 Sonra da işler buraya kadar geldi.
Deniz: Hazal zaten benim tetikleyicim gibi bu hayatta sağolsun! Biz aslında temel yoga eğitiminden arkadaşız. Hazal böyle bir fikirle gelince kendi küçük grubumuzda duyurusunu yapar, 7-8 eğitmenli bir festival düzenleriz diye düşünmüştük ama sonrasında aldığımız eğitimlerden tanıdığımız yaklaşık 30-40 kişilik bir gruba erişince, program doldu taştı, bazı insanları geri çevirmek zorunda bile kaldık.
Biraz da festivalin detaylarından bahsedelim isterim. Neler bekliyor bizi?
Hazal: Özellikle bu tam kapanmada insanların hareket ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak hemen bir planlamaya giriştik. Deniz ikna konusunda, ben ise organize etme konusunda iyi bir ikili olunca 20 kişilik ekiple 15-16 Mayıs haftasonunu kaplayan bir program çıktı ortaya. Bu eğitmenlerin hepsi güvenli alan tutmak ve bedensel farklılıkları gözetmek konusunda işlerinin ehli insanlar ama mesela Sevgen Bengi Kıran (ki birçoğumuzun hocasıdır) şefkatli bir alanda daha ince duyumlara dikkat getirirken Sosi Eker pozlardaki hizayı daha ön planda tuttuğu bir üslupla yaklaşır. Öte yandan gönüllü olarak Instagram hesabımızın görsel içerik üretimini de yapan Berfin Doğankuş, sahip olduğu güçlü pratikle akıcı bir anlatım sunar.
Deniz: İki gün sürecek programda sabahları daha yumuşak ve ilaç niyetine akışlar seçtik. Sonrasında her iki günde de tempo biraz daha ileri seviye ve akıcı derslerle yükselecek. Akşama doğru da yine sakinlediğimiz ve bedenimizi güneşin çekilmesiyle gelen dinginlik hissine uyumlayacak; Yin, Meditasyon ve Kundalini gibi dersler olacak. Programda her seviyeden yoga uygulayıcısına uygun dersler olmasına özen gösterdik bu yüzden aslında herkese hitap ediyoruz. Programdan toplanan gelir de Çak bi Pati Derneği ve Bir Pati Çetesi Derneği’nde toplanarak tedavisini üstlendiğimiz patili çocukların masraflarına harcanacak. Şu anda ilk aşamada fip’li bir kedi, kavga sonucu ağır ameliyatlar geçirmiş bir köpek ve kalçasından tüfekle vurulmuş bir köpeğin masrafları var.
Pati Flow Yoga ile ilgili gelecek planlarınızda neler var? Ulaşmak istediğiniz bazı hedefler neler? Bunun için bizler, dışarıdan ne gibi konularda size destek olabiliriz?
Deniz: Açıkçası biz bu kadar profesyonel bir iş çıkacağını hiç düşünmemiştik. Şu an planladığımızın ötesinde bir yere vardık, öyle olunca hayal kurmak çok kolaylaştı. 🙂 Bu festival kesinlikle tek seferlik olmayacak onu söyleyebilirim.
Hazal: Festivali düzenli bir hale getirmenin yanı sıra farklı eğitmenlerin de dahil olduğu ve özellikle patili dostlarımız için sürekli bir kaynak yaratabildiğimiz bir gönüllülük platformu oluşturmayı hedefliyoruz. Baktığınızda logo tasarımcısından eğitmenine herkes bir karşılık beklemeden kalpten gelen güçle dahiller bu işe.
Deniz & Hazal: Sizlerden tek beklentimiz sosyal medyanın da gücünü kullanarak sesimizi duyurmamıza destek olmanız aslında, bu tip gönüllü işlerin sürdürülebilirliği duyulmakla mümkün.
Sizler gibi duyarlı bireylerden sokak hayvanlarının güncel (ve değişmesi gereken) koşulları ile ilgili bilgi almak bizler için çok değerli olacak. Bu konudaki farkındalığın artması için hep daha fazla konuşmamız, anlatmamız önemli diye düşünüyorum. Neler söylemek istersiniz bu konuda?
Deniz: En acil ve öncelikli olanı Hayvan Hakları Yasası. Bu ilk aşamada hayvanlara verilen zarara getirilecek yaptırımla birlikte birçok sorunu ortadan kaldıracak. Sonra, yasaklı ırk diye bir tanımlamanın ve bu kategoride değerlendiren cins köpeklerin itlaf edilmesinin önüne geçilmesi gerek. Mahallelerde yaşayan sokak hayvanlarının mahallenin sakinleri kabul edilmeyip insanlarca şikayet edilmeleri sonucu toplanıp Reşadiye gibi orman bölgelerine veya yaşam standartlarından bahsedemeyeceğimiz barınaklara bırakılıp ölüme terk edilmelerinin engellenmesi de çok önemli. Barınakların koşullarının iyileştirilmesi, bu konuda ödeneklerin arttırılması ve takibinin sağlanması da konuşulması gereken konulardan. Bunların yanı sıra, aslında temel bir hak olması gereken mamalardan alınan %18 KDV gibi bir mesele de var. Veterinerlerde sokak hayvanlarının tedavilerinin ücretsiz olması gibi bir hayalim olsa da, gerçekçi bakıldığında bu sürecin hayvanseverler için de kolaylaştırılması da çok iyi olurdu. Hayvanların da duygusal bireyler olduğunu kabul etmek için daha çok yol kat etmemiz gerek biliyorum ama en azından televizyon, sosyal medya gibi halkın çoğunluğuna erişebildiğimiz kanallardan hayvanların yaşamsal hakları konusunda halkın ciddi ölçüde bilinçlendirilmesi lazım. Bu liste böyle uzar gider ne yazık ki.
Sizce, her birimizin sokak hayvanlarının daha iyi şartlarda yaşamasına katkı sağlamak adına, günlük hayat rutinine dahil edebileceği, kendisi küçük ama etkisi büyük olacak duyarlı hareketler neler?
Hazal: Özellikle havaların ısınmaya başladığı bu zamanlarda aslında yapılabilecek en basit adımlardan biri kapının önüne bir kap su koymak. Çöpe cam kırığı atarken özenli davranmak, kağıda sararak atmak, evdeki artık yemekleri çöpe dökmek yerine bir kapta biriktirip çöpün yanına bırakmak ilk aklıma gelenler ve benim kendi hayatımda uyguladığım, günlük hayata geçirmesi de kolay şeyler. Bir de benim özel olarak hassas olduğum bir noktada her canlının sınırlarına saygı duymak, eğer bir kedi kendini sevdirmek istemiyorsa zorlamanın psikolojik şiddet olduğunu düşünüyorum.
Deniz: Tüm bunlara ek olarak eğer imkan varsa çevredeki sokak hayvanlarını kısırlaştırmak da çok önemli. Çünkü çoğalmaları hastalık riskini arttırdığı gibi yaşam standartlarını da ciddi oranda düşürüyor. Birçok hayvan için sokak şartlarında kısırlaşmamaları kanser riskini de yükseltiyor ve daha çok acı çıkıyor ortaya. Eğer imkan yoksa da yine derneklerden ve bizimki gibi hareketlerden destek talep etmek de bir seçenek olabilir. Her şeyden önce kabul etmeliyiz ki, kendimize güvenli kaleler inşa ederken o canlıların da yaşam alanlarını zaptedip bizimle şehirlerde yaşamak zorunda bıraktık ve bu hiçbirimiz için kolay değil. Biraz daha anlayış ve biraz daha sevgi diliyorum hepimiz adına. Bir de hazır yeri gelmişken vegan olmanın önemini de vurgulamak isterim.
Gerekli tüm kaynaklara sahip olsaydınız, canlılar için nasıl bir dünya yaratırdınız?
Hazal: Tüm canlıların yaşam haklarına saygı duyulduğu ve bunun hukuk yoluyla da korunduğu bir dünya yaratırdım. 15-20 yıllık ömürlerinde onlar için güvenli ve ızdıraplarından özgür olabildikleri bir alan yaratabilmek isterdim.
Deniz: Gerekli tüm kaynaklara sahip olsaydım tüm canlıların eşitlik içinde yaşadığı bir dünya isterdim, ki bu en başta insan egosunun kendini besin piramidi diye bir şeyin tepesine yerleştirmediği, herkesin topraktan gelenle beslenebildiği ve bunun temiz kaynaklar yoluyla sürdürülebildiği bir yer olurdu. Doğanın kendi dengesinin gözetildiği, insanın kendi döngüsünün farkında olduğu bir ütopya geçiyor içimden. Sanırım beni hayatta tutan hayallerden biri bu!
Son olarak, sizlere destek olmak ve Pati Flow Yoga’yı takip etmek isteyenler, size nereden ulaşabilirler?
Hazal & Deniz: Pati Flow Yoga’nın en aktif kullandığı mecra Instagram, bize @patiflowyoga üzerinden herkes ulaşabilir. Onun dışında işbirlikleri ve proje teklifleri için [email protected] ya da [email protected]‘dan daha sağlıklı bir iletişim sürdürülebilir.
Çok teşekkürler!
İlginizi çekebilir: Kendine Has’tan Sokak Hayvanlarının Güvenliği
İlk yorumu siz yazın!