Miami doğumlu Amerikalı çağdaş enstalasyon sanatçısı Daniel Arsham’dan bahsetmek istiyorum sizlere. Eserlerini varsayımsal bir gelecek kavramı etrafında şekillendirirken, arkeoloji, mimari ve sinemadan yararlanan sanatçının çalışmaları ve bu doğrultuda tüm dünyada yankı uyandıran ikonik bir dünyayla karşılaşmaya hazır olun.

Daniel Arsham’ın eserlerinde yaygın olarak mimariden ilham aldığını, aşınmış duvarlar ve hiçbir yere gitmeyen merdivenlerden oluşan bir evren yarattığını görürüz. Bu evrende doğa, biçimi yani “kurulu düzeni” ele geçirir ve bu oluşan yeni form da kendi içerisinde bir neşe ve dinamizm barındırır. Kendi ifadesiyle mimariyi, yapması gerekli olan şeyler dışında bir kafa karışıklığı ve şaşkınlık yaratmak için kullanır ve bunu yaparken de günlük hayattaki materyallerden yararlanır. Arsham, gündelik hayatta her gün karşılaşıp önünden geçtiğimiz alelade objeleri ve şeyleri başkalaştırıp “görenleri hayrette bırakmak” üzerine bir yol izler eserlerinde. Bu yenilikçi ve enerjik çabası ile de kısa sürede büyük yankı uyandırır ve ikonik çalışmalarıyla çağdaş sanatta kendine sağlam bir yer edinir.

Daniel Arsham’ın estetiği, ara-mekanlar veya durumlar arasındaki belirsizliği yaratır ve kristalize eder. Şimdiki zamanın gelecekteki kalıntıları olarak adlandırdığı şeyi daha da ileriye taşır. Bunlar, kum, selenit veya volkanik kül gibi bazı jeolojik malzemelerle, asırlarca gömüldükten sonra yeni çıkmış gibi görünmeleri için ustalıkla yaptığı modern eserlerin, hiçbir yere çıkmayan duvarların ve çağdaş insan figürlerinin aşınmış kalıpları olarak karşımıza çıkar.

Taşa dönüştürdüğü nesnelerin çoğu, teknolojik eskimenin -dünyamızın dijitalleşme ile birlikte- eşi görülmemiş bir şekilde hızlandığı 20. yüzyılın sonlarına veya milenyum çağına atıfta bulunur. Şimdiki zaman, gelecek ve geçmiş, romantizm ve pop art arasındaki şakacı ve şiirsel bir tavırla çarpışır. Ayrıca Daniel Arsham, kültürler arasında belirli sembollerin ve jestlerin zamansızlığına da değinir. Kendisinin Andy Warhol’dan etkilendiği bilgisini de es geçmeyelim…

Yakın arkadaşı Pharrell’la yaptığı bir röportajda neredeyse ölmekten son anda kurtulduğu ve yaşadığı evin yıkıldığı Andrew Kasırgası’ndan çok etkilendiği ve ilham aldığını belirtir Arsham. Sanatını, “Varolan şeyleri yeniden şekillendirme” olarak tanımlayan sanatçı, disiplinlerarası o kadar geniş bir skalada çalışır ki tiyatroyu dahi sanatına uyarlar.

En iyi bilinen eserlerinden bazıları, galeri duvarlarının sağlamlığını gösteren, damlayan, katlanan, sızan veya mobilya emici gibi görünen bir dizi enstalasyon ile fotoğrafa dayalı ve elle boyanmış kürelerle işlenmiş pikselli bulutlar ve kırılmış cam gibi granül malzemelerden yapılmış heykeller olarak karşımıza çıkar.

Dior, Porsche, Disney ve Pokemon gibi dünyaca ünlü markalarla iş birliği yapan hatta Adidas’la çalışan ilk ve tek sanatçı olan Daniel Arsham son olarak IKEA ile çalışmış. Benzersiz tarzını iş birlikleri ile taçlandıran sanatçı tüm bunları yaparken sanatının küçük koleksiyonerler ve herkes için ulaşılabilir olmasını da amaçladığını ifade ediyor.

Arkeolojik bir kazıdan veya bir patlamadan kurtarılmış gibi görünen bir kask, beton görünümlü bir pikap, eriyen duvarlar, tamamıyla manipüle edilmiş dış cephe yüzeyleri, kristal ve volkanik küller gibi jeolojik aygıtlar… Sanatçı bu benzersiz vizyonuna dair eserlerinin çoğunu uçakta çizerek başladığını ve uçağı ilham mekanı olarak gördüğünü sık sık ifade eder ve başarısını her zaman yeni mediumlar kullanmasına bağlar. Hatta Pharrell’ın bir koreografisinde bile kendisinin imzası bulunur. Ve tabii ki disiplinlerarası çalışmalarının karşılığını da geniş kitlelerce tanınarak ve takip edilerek alır. Popülaritesini korurken üretimden ve stüdyosunda saatlerce çalışmaktan da geri kalmaz. Şimdi bu yaratıcı sanatçının çalışmalarına bir göz atmaya ne dersiniz;

Web | Instagram

Kapak Fotoğrafı: Daniel Arsham (ronmandos.nl)

İlginizi çekebilir: Artsy Magger’dan İstanbul Sergi Takvimi