Datça’daki favori mekanlarımdan birisi 2018’de Eski Datça’da açılmış olan ancak, şu anda Kairos Marina’da hizmet veren J’ale. Biz ilk defa geçen sene, yine Körmen’deyken gitme fırsatı bulduk. Jale Tekgül’ün sohbetinden, mekanın dekorasyonundan müziklerine ve özellikle Jale Hanım’ın bize ne tarz şarap sevdiğimize dair sorularından sonra önerdiği şaraplardan o kadar keyif aldık ki, Datça’da bulunduğumuz süre boyunca neredeyse her akşam oraya uğradık. Bu sene de Datça’ya varmadan ilk sorduğumuz şey, “J’ale açık mı?” oldu diyebilirim 🙂 Bu yüzden de hem Jale Hanım’ı hem de J’ale’yi sizlerle tanıştırmak istiyorum!

Jale Tekgül | Fotoğraf: Jale Tekgül

Şaraplara olan bu ilginiz nereden geliyor? Bu konuyla ilgili herhangi bir eğitiminiz var mı?

Şaraba olan ilgim çok severek tüketmek ve her defasında farklı aromaları alabilmenin keyfinden geliyor esasen. Bir şarap menüsü gördüğümde heyecanlanıyorum. Her bir üzümden her defasında farklı aromaları almak bana çok sürprizli geliyor ve doğal refleks olarak hikâyelerini öğrenmek istiyorum. Farklı yetkin isimlerden online eğitimler alıyorum ancak kendimi daha çok bağ ziyaretlerinde bizzat üreticilerinden dinlediğim, gerçek şarap üretim hikâyeleriyle donatmayı çok seviyorum.

Peki J’ale’yi açmaya nasıl karar verdiniz? Düşünce aşamasından gerçekleşmesine kadar olan süreç nasıl gelişti? 

Datça benim çocukluk hayalim! Yazları burada geçirirken merkez limanda gördüğüm ve halen mevcut olan, çok zevkli bulduğum küçük bir antika dükkanından çok etkilenirdim ve bir gün burada bir işletmem olmasını hayal ederdim. Şaraba olan ilgim arttıkça, gittiğim mekanlarda şarap menüsü arayışına girdim. Gerçekten zengin bir şarap menüsü gördüğümde çok heyecanlanıyorum, işletmeye karşı saygım ve bağlığım artıyor.

Datça’da zengin şarap menüsü olan bir yer bulamamak, severek gittiğim yerlerde menünün sonuna eklenmiş sadece iki adet şarap adı görmek beni mutsuz ediyordu ve sanırım en çok bunun eksikliğini hissediyordum. Ve Datça’da şarap seçimleri ve ambiyansı ile herkesi mutlu edecek ve müdavim noktası olabilecek butik bir şarap evim olmasını düşünmeye başladım… 2018 yılının Ağustos ayında tüm acemiliğimle Eski Datça‘daki ilk dükkanımı açtım.

J’ale | Fotoğraf: Jale Tekgül

Eski Datça’dan ayrılmanızın sebebi neydi peki? Siz Körmen’e geldiğiniz zaman orada başka hiçbir şey yoktu. Eski Datça gibi bilinen bir yerden sonra burası büyük bir risk olmuş bence. Harika gün batımını sorunun dışında bırakırsak, Körmen’i seçmenizin özel bir sebebi var mı?

Eski Datça, tarihi dokusunu halen görebildiğiniz yapısı ve ruhu ile beni hep çok etkileyen bir yer. Yıllar önce, Eski Datça’nın sakin ve huzurlu sokaklarında bir şarap evim olsun istemiştim ve bu gerçekleşti. Ancak, çok kısa bir süre içerisinde (bu anlayış göreceli olsa da) bence Eski Datça ruhunu yansıtmayacak bir şekilde hareketlendi. Belki de ticari olarak çok daha doğru bir nokta haline geldi.

Oradan ayrılmak birçok inanışa göre henüz çok da eski olmayan bir işletme için yanlış bir adım olacaktı. Ancak biraz kendi şahsi seçimimle, Datça’da olma amacım ve misafirlerime karşı hissettiğim sorumluluk duygusu nedeni ile daha sakin bir yerde olmak istedim. Küçük marinaları her zaman çok severim, Kairos Marina da henüz ben Datça’da yaşamıyorken, ilk yapım aşamasındayken bile göz kırptığım, doğasına hayran olduğum bir noktaydı. Datça‘nın Ege noktası ve merkeze en yakın olan, en güzel gün batımı noktası… 

unnamed-1-25
J’ale | Fotoğraf: Jale Tekgül

Ben yeri seçerken gün batımını hesaba katmamıştım ama en büyük bonusu sanırım bu oldu. ️Evet, risk almış gibi göründüm ama esasen buna cesaret edebilmem biraz pandemi sayesinde oldu. Pandemiye bağlı ticari bir belirsizlik süreci yaşıyorduk ve ben bu riski çok sevdiğim marinada almak istedim. Kendi misafirlerim hiç eksiksiz beni yalnız bırakmadılar, ilave olarak tekne misafirlerimiz oldu ve en büyük kaygım en büyük şükür sebebim oldu. Şunu gördüm ki doğru yaklaşım, güzel ambiyans, servis, mutlu eden detaylar, sohbetinize eşlik eden ses seviyesindeki güzel müzik, sizi mekana değil duruma bağlı kılıyor.

Menüde atıştırmalıklar da var ama asıl ağırlık şaraplarda. Sadece şarap menüsüyle bir kitleye ulaşmayı hedeflemek sizi zorluyor mu?

Evet, aslında çok zorlu bir seçim sadece şarap menüsü ve soğuk mutfakla bir kitleye ulaşmak. Benim asıl hedefim zaten bu olduğu için, risk gibi görünen bu yolu seçtim. Şarap çok özel bir hikâyesi olan bir seçim ve doğal olarak çok güzel bir kitleye ulaşıyor. 

Tüketimi hızlı ve herkesin en az bir kere tüketmek isteyeceği içki gruplarına hiç girmek istemedim. Çok kalabalık olalım, çok adisyon çıkartalım gibi bir hayalim hiç olmadı. Şarabı merak eden, sunduğum ortamı benim kadar hissebilen, yani aslında hikâye seven kişilere ulaşmayı istedim ve aslında çok da uzun olmayan bir süreçte dilediğim güzel kitleye ulaştım ve herkesin kendi yeri gibi gördüğü bir mekan oldu J’ale.

J’ale | Fotoğraf: Jale Tekgül

Menüdeki şaraplar çok özel! Birçoğunu başka bir yerde bulmak mümkün değil. Ayrıca önerileriniz de her zaman nokta atışı oluyor. Menüye koyacağınız şarapları neye göre seçiyorsunuz? Menüyü ne sıklıkla değiştiriyorsunuz? 

Menüye şarap seçmek bu işin en büyük sorumluluğu ve benim en sevdiğim kısmı! Bunun için en başından beri bağ ziyaretleri yapıyorum. Kendimce bir misyon edindim; Datça’da yaşayan ve Datça‘ya tatile gelen kişilere ülkemiz butik üreticilerinin şaraplarını tattırmak ve hikâyelerini anlatmak istiyorum. 

Sezon bitiminde görmediğim bağ rotalarını gezerek tadımlar yapıyorum, üretici ailelerle tanışıp hikâyelerini dinliyorum ve şarap seçimlerime böyle karar veriyorum. Zaman içerisinde ülkemiz insanlarının damak tatlarını gözlemleyebilme şansım oldu ve aslında hangi aromalar bizi mutlu eder yaklaşık olarak öğrenmeye başladım. Menüyü her sezon başında yeniliyorum, menüden hiç çıkmayan şaraplarımız da var, sürekli yenilenen üzüm çeşitleri de… 

Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada şarap bağları geziyorsunuz diye biliyorum. Yılın ne kadarını bağ gezerek geçiriyorsunuz? Hiç unutamadığınız, sizi özellikle etkileyen bir şarap bağı var mı?

Datça’da yoğun sezonumuz sadece 2,5 ay. En büyük dezavantajımız bu gibi görünse de, bunun dışında kalan zamanlarda bize esnek zamanlı çalışma şansını sunuyor. Ben de bu zamanları bağ rotaları gezerek değerlendirmeye çalışıyorum ve bu benim en büyük motivasyonum oluyor, gerçekten çok büyük zevk alıyorum. Ülkemiz butik bağların hepsi birbirinden güzel ve özenli. Biz bu konuda gerçekten çok iyiyiz! Politik ve ekonomik yapısı nedeniyle ülkemizde şarapçılık gerçekten çok emek ve gönül işi, bu yüzden her bir aileyi gönülden tebrik ediyorum ve onlara teşekkür ediyorum.

Yurt dışında etkilendiğim birçok bağ ve şaraphane var ancak en çok etkilendiğim ve her defasında gitmeye çalıştığım, California bölgesinde yaklaşık 900 yıllık bir manastıra ait bir şarapevi olan New Clairvaux. Tüm süreç manastırda kalan rahipler tarafından sürdürülüyor. Mistik ortamı ve gerçekten çok iyi olan şarapları beni her defasında çok etkiliyor.

unnamed-4-10
New Clairvaux | Fotoğraf: Jale Tekgül

Özellikle tercih ettiğiniz bir yöre ya da ülke şarabı var mı peki? 

Ülkemizde Ege Bölgesi şarapları beni her seferinde çok mutlu ediyor. 

J’ale’ye gelen herkesle birebir ilgilenmeniz, samimi ve içten sohbetiniz harika şaraplarla bir araya gelince etkisi bir başka oluyor diyebilirim. Gelecek için J’ale ile ilgili beklentileriniz neler?

Çok teşekkür ederim güzel değerlendirmeleriniz için! Şarabı ve işimi çok severek yaptığım için bu enerji yansıyor ve bunu her defasında çok güzel insanlardan duymak beni yeniden motive ediyor. .J’ale için en büyük ve bitmek bilmeyen beklentim, herkesin çok mutlu ve iyi hissederek oradan ayrılması. Hep bunun için çabalıyor olacağım. 

Çok sevdiğimiz yerler yok olmasın, gittiğimizde hep orada aynı şekilde kalsın isteriz ya, ben de elimden geldiği ve hayat bana izin verdiği sürece J’ale’yi çok sevenlerin, burayı hep aynı çizgide bulabilmelerini sağlamak üzere çalışacağım.

Kapak Fotoğrafı: Jale Tekgül

İlginizi çekebilir: İrem Bali’den Datça Vineyard