Başarı ve Mutluluk: "Mobbing"siz Çalışma Hayatına Dair
Bazı iş verenler verimli çalışmayla çok çalışmayı karıştırıyor, çalışanlarının insani şartlarda çalışmasını başarısızlığın ayak sesi olarak algılıyor ve panikliyor. Peki ya insani çalışma koşulları ve mobbingten uzak mutlu bir hayat, başarısızlığın aksine başarının ayak sesi ise?
Çoğu iş veren, personellerini sürekli baskılamayı, çalışmaları gereken sürenin çok üzerinde çalıştırmayı başarılı olmak için yapılması zorunlu bir şey gibi görebiliyor. İşsizliğin her geçen gün arttığı ülkemizde yeni mezunlar deneyim kazanarak iş bulma olasılıklarını artırmaya, işinde deneyimli olanlar ise ailevi ihtiyaçlarını karşılamaya devam edebilmek için bu duruma ne yazık ki boyun eğiyor. Boyun eğildikçe de doymak bilmez bazı işverenlerin açlığı ise daha da kamçılanıyor. Peki bu durumun tam tersi mümkün mü?
Baskı altında normal şartlardan daha iyi işler çıkarabilen insanlar elbette var. Bu örneğe özellikle yarışma programlarında şahit olabiliyoruz. Fakat pek çok insan baskı altında olmadığında çok daha iyi işler çıkarıyor. İşten kasıt bir sanat eseri de olabilir finansal bir rapor da… Huzurla ve aşkla yapılan her şey bir noktada başarıya ulaşıyor. Tabii huzurlu ve insani bir çalışma ortamı oluşturmakla yükümlü iş verenin yanı sıra çalışanların da kendi üzerlerine düşenleri yapması bu noktada çok önemli.
Size işçilerine karşı sorumluluklarını yerine getiren ve başarılı olan markalardan bir örnek vermek istiyorum. 1995 yılında Bursa’nın İnegöl İlçesinde Çilek Mobilya adında çocuk ve genç odası konseptinde mobilyalar üreten bir firma kuruldu. O zamanlar pek çok mobilya fabrikası sigorta ödememek için işçileri kaçak çalıştırıyor ve üretimde yaşanan feci kazalar sonucunda işçilerin sağlık sigortaları ne yazık ki fes ediliyor ya da hiç yapılmıyordu. Bu durum bir çıkmaz oluşturmuştu. Çilek Mobilya ise sigorta, maaş ve çalışma koşulları ile çalışanlar arasında anılıyordu, hem de oldukça olumlu olarak. Bunlarla da kalmıyor; işçilere bayram ve resmi tatiller gibi özel zamanlarda gıda paketleri de dağıtıyorlardı. Sonuç olarak Çilek Mobilya başarılı oldu. Şirket, bugüne kadar küreselleşmenin getirdiği yoğun yenilik baskısı, rakiplerin artışı vs. gibi pek çok zorlu durumla karşılaştı ama hep Çilek Mobilya olarak başarıyla varolmaya devam etti. Çünkü merkezine hep “insan” faktörünü aldı. Müşteri ya da çalışan farketmeksizin.
Burada iş verenler için öneri olabilecek birkaç konudan bahsetmek istiyorum. İş verenler “ekip arkadaşı arıyoruz” ilanları paylaşıyor ama çoğu firma kendisine sadece “çalışan” arıyor. Şirketlere gerçekten de ekip arkadaşı aramalarını tavsiye ediyorum. Başarı durumunda firma ile aynı mutluluğu paylaşacak ve başarısızlık anlarında onlara destek olabilecek ekip arkadaşlarından bahsediyorum… Çalıştığı yere aidiyet hissedebilecek, hayal kurabilecek birileri… İş verenler, lütfen bunu nasıl bulurum demeyin! Çünkü eğer aidiyet ve insani çalışma koşullarını sağlar, sorunları art arda sıralamak yerine, çözümler üzerinde yoğunlaşırsanız bu sorunu çözebilirsiniz. Lütfen olumlu ve yapıcı olun, gerisi zaten çorap söküğü gibi gelecektir.
Personeller içinse; mobingin her türü çok yanlış, sizler de lütfen haklarınızın farkında olun. Bu çarpık düzeni birlikte değiştirebiliriz. Fakat güzel koşulları bulduğumuzda biz de rehavete kapılıp sorumluluklarımızı yerine getirmekten kaçmamalıyız. Ruhumuzu ve kalbimize işimize vererek çalışmalı ve ortaya şahane şeyler çıkarmalıyız. İşte o zaman muhteşem hissedebilir ve aynı anda çok da başarılı olabiliriz.
Önce kendimizi sonra işimizi ve de ekibimizi sevmeliyiz. Unutmayın sevgi ve emek birleştiğinde her şey çok daha güzel ve kolay bir hale gelir, yeter ki biz isteyelim…
Kapak Fotoğrafı: Tim Gouw (pexels.com)
İlginizi çekebilir: Gizem Kalaç’tan İş Yaşamında Kadına Psikolojik Şiddet
İlk yorumu siz yazın!