Gelin, hep birlikte bir hayal kuralım ve 4 gün sürecek harika bir tren yolculuğuna çıkalım. Paris’te başlayacak olan bu tren yolculuğumuz, Venedik’te mola verecek ve tekrar Paris’e dönüp son bulacak. Tarihi dokularla dekore edilmiş kabinlerimizde konaklayıp, harika lezzetleri tadacağımız tren yolculuğumuzda rotamız üzerinde göreceğimiz panoramik Avrupa manzaraları ise bu yolculuğun en güzel yanı olacak. Evet, tahmin ettiğiniz gibi Belmond tarafından renove edilmiş tarihi Venice Simplon-Orient-Express’ten bahsediyorum!

Tren yolculuklarının uçak yolculuklarının aksine çok daha sürdürülebilir olması, doğaya daha az karbon salınımı yapıyor olması günümüzde tekrar popüler olmasına bir sebep olabilir. Ancak Venice Simplon-Orient-Express ile yolculuk fikri dünyamıza olan çevresel faydasından çok, trenin sunduğu ayrıcalıklardan dolayı oldukça cazip!

Kendimizi 1920’lerde hissedeceğimiz 4 günlük turumuza başlamadan önce dilerseniz bu harika trenin tarihine göz atalım. 1977’de Belmond’un kurucusu James B. Sherwood, Monte Carlo müzayedesinde iki eski tren vagonu satın aldı. Sofistike seyahat için yinelenen bir iştahı fark ederek, özel bahçelerde, müzelerde ve demiryolu hatlarında görkemli demiryolu kalıntılarını ortaya çıkarmak için her yeri aradı. Le Train Bleu ve Rome Express de dahil olmak üzere ünlü eski model trenler, asil bir geri dönüşü hak ediyordu, ancak restore edilmeleri için özel bir işçilik seviyesi gerekiyordu. Neyse ki görev için bir avuç zanaatkar bulundu ve trenleri eski ihtişamlarına geri döndürmek için özenli bir süreç böylelikle başladı.

Yıllarca süren dikkatli restorasyonun ardından, ikonik gece mavisi trenler nihayet 1982’de raylara çıktı ve konuklara Londra ve Venedik arasındaki klasik bir yolculuğa lüks detaylarla birlikte eşlik etti. Daha önceki yıllarda rotasında İstanbul’un da bulunduğu bu harika tren bugün; Londra, Paris, Venedik, Budapeşte, Floransa ve Verona arasında unutulmaz turlar düzenliyor.

Grand suit, kabin suit, ikiz ve tek kabin olmak üzere 4 gruptan oluşan kabinlere sahip tren dünyanın önemli şehirlerinden ilham alınarak dekore edilmiş. Grand suit grubunda; Paris, Venedik, İstanbul, Viyana, Prag ve Budapeşte şehirlerinden ilham alınan bu mekanlarda modern konfor sağlanırken, art deco detaylar bulmak da mümkün. 6 ayrı grand suitten birini seçerek de zamanda yolculuğunuza başlayabiliyorsunuz.

Birçok özel restorana da sahip olan Venice Simplon-Orient-Express’de seçeneğiniz çok fazla! Avrupa’yı hem dolaşıp hem de benzersiz yemeklerini deneyimleyebiliyorsunuz. Güzergah üzerindeki duraklarda trene taze malzemeler alınırken yerel, mevsimlik ürünleri deneyimleme şansınız bulunuyor. İddialarına  göre seyahatiniz süresince pencereden baktığınızda Brittany’den ıstakozları veya Mont Saint-Michel’den tuzlu bataklık kuzularını inceleyen yetenekli tren ekibini görebilirmişsiniz!

Gelelim bu harika turumuza! Trenimiz Venice Simplon-Orient-Express, Paris’ten hareketine başlıyor. Biz Paris temalı grand suitimize yerleşiyoruz ve akşam yemeğine kadar keyfini çıkarıyoruz. Akşam yemeğinde ise benzersiz bir menüye sahip seçtiğimiz restoranlardan birinde özel tatları deneyimliyoruz. Yanında tabii ki harika bir şampanya ya da zevkimize göre yerel bir şarap! Ve ertesi gün mükemmel bir güne uyanmak üzere kabinimize dönüyoruz.

Trendeki ikinci günümüzde Venedik yolculuğumuz devam ederken muhteşem dağ ve Avrupa kırsalı manzarasına uyanıyoruz. Bu manzara eşliğinde kabinimize servis edilen leziz kahvaltımızı yiyoruz. Daha sonra barın bulunduğu vagona geçip  orada diğer yolcularla kahve eşliğinde sohbet ediyoruz.

Yolculuğumuz devam ederken yetenekli şeflerin elinden çıkmış 3 çeşit tarifin bulunduğu öğle yemeğimizi seçtiğimiz restoran vagonlarından birinde alıyoruz. Bu sırada trenimiz harika manzaralara sahip rotasına devam ediyor.

Akşamüstü kabinimizde harika manzara eşliğinde dinlenirken kabinimize servis edilen özenle seçilmiş tatlı ve atıştırmalıklardan tadıyoruz. Bu sırada akşam saatlerine doğru trenimiz Venedik Santa Lucia istasyonuna yaklaşıyor. Trenden inmeye hazırlanıyoruz.

Venedikte harika 2 gece ve 1 gün geçirdikten sonra trenimize geri dönüyoruz ve Paris’e doğru harika manzaralar ve 1920’ler konsepti ile geri dönüyoruz!

Farklı ve sofistike bir seyahat planlayanlar için mutlaka deneyimlenmesi gereken bu rüya gibi tren yolculuğunu ise adeta zaman yolculuğundan gelmişiz gibi hislerle sonlandırıyoruz.

Kapak Fotoğrafı: belmond.com

İlginizi çekebilir: Melek Ardıç’tan Orient Express