Radansa ile: Son Teklisi 'Hükmen Yenik' Üzerine
Rap beat’lerinin pop şarkılarında duyulmasından çok daha öncesine dayanan bir serüven bu. Kapı gıcırtısına bile freestyle yapılan günlerden, sanal konserlere kadar uzanan keyifli bir zaman yolculuğuna çıkmaya hazır olun. Radansa ile son teklisi ‘Hükmen Yenik’ dijital platformlardaki yerini almadan hemen önce theMagger’a özel keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Mart ayının ortalarında ‘Hükmen Yenik’ isimli yeni teklinin promo’sunu yayınladın. Sevenlerinin uzun zamandır merakla beklediği bir kavuşma şarkısı diyebiliriz. Şarkının hikâyesini ve yapım sürecini senden dinleyebilir miyiz?
En son 2019 yılında bir EP yayınladım, sonrasındaki iki sene söz yazmadım, beste yapmadım, üretmedim. Bu süreçte umduğumdan da çok doldum. Şarkının ismi hep aklımdaydı. Daha önce yapmış olduğum alt yapılardan şarkının ruhunu yansıtan birini seçtim ve üzerine beat’leri ekledim. Aslında isminden de anlaşıldığı gibi bu tekli, pek umudu olmayan ama yine de yaşama sevincini kaybetmemeye çalışan birinin hikâyesini anlatıyor.
Şarkı sözlerinde otobiyografik odaklanmalardan söz etmek mümkün. Bundan sonra neler yazmayı düşünüyorsun?
Ben otobiyografik anlatıları ya da hikâye anlatım –storytelling- tarzını çok seviyorum. Çok keyif alarak yaptığım bir stil. Bir hikâye kurgulayıp onu aktarmaktan büyük haz duyuyorum. Bundan sonraki işler de daha önce ürettiklerimden çok uzağa düşmeyecek. Elbette güncel sound’lar ekleyebilirim ancak anlatım tarzımda bir değişiklik olacağını düşünmüyorum.
Karıncalar ve Gürültüler albümünde Kayra, Ados ve Kezzo ile feat’ler görmüştük. İlerleyen zamanlarda benzer beraberlikler olacak mı?
Elbette, birlikte güzel işler ürettiğimiz ve beraber çalışmayı sevdiğim çok iyi müzisyen dostlarım var. Onlarla ortak üretim süreçleri de epey keyifli geçiyor. Gelecek albümde muhakkak konuk sanatçı olarak almayı düşündüğüm sürpriz birkaç isim var aklımda.
Prodüksiyonlarında davul döngüsünün ön planda olduğu, geleneklere sadık, boom bap tarzında üretimler görüyoruz. Kendi imzanı nasıl geliştirirdin, seni etkileyen isimler oldu mu?
Davul döngüleri ön planda, dolu dolu base line’lar ile süslediğim alt yapılar ve sample cut’lar hep en hoşuma giden işler oldu. Yalnızca dinleyici olduğum zamanlarda da bu müzikte beni en çok etkileyen drum kit’lerdi. Snare duymak, kick duymak gerçekten beni içine çekti. “Ben de üretebilir miyim?” diye sorguladığım dönemlerde çok fazla çalıştım.
Üniversite zamanları neredeyse evden hiç çıkmadan beat denemeleri yapıyordum. Sevdiğim alt yapıları dinleyip aynılarını üretmeye çalışıyordum. Zamanla kendi ufak dokunuşlarım oluşmaya başladı. Biri benim yaptığım beat’i duyduğunda bu Radansa beat’idir diyor, açıkçası bu da benim çok hoşuma gidiyor. DJ Premiere’den çok etkilendim, J Dilla, Quasimodo, Mf Doom daha bir sürü isim sayabilirim.
Hangi dijital müzik yazılımlarını kullanmayı tercih ediyorsun?
İlk önce FL Studio ile tanıştım, çok amatördüm sadece denemeler yapıyordum. İlk beat yapmaya başladığımda ise Reason vardı. Çok uzun seneler onu kullanmaya devam ettim. Son üç yıldır da Ableton Live kullanıyorum daha kompakt bir kullanım sağlıyor benim için.
Bildiğim kadarıyla kendi yapım şirketin var. Bu nasıl bir ihtiyaca cevap olarak doğdu, piyasadaki güncel durumu nasıl yorumluyorsun?
Kendi label’ımı açma düşüncem şarkılarımı dijital platformlar üzerinden yayınlarken ve sonrasında maddi anlamda çeşitli sorunlarla karşılaşmaktan dolayı oldu aslında. Yaptığın üretimlerin platformlarda yayınlanması için aracı bir şirkete ihtiyaç var. Yayınlama süreci keyifle işlerken sonrasında sanatçının telif hakları birikmeye başlıyor. Hak edilenin peşinde koşmak ve anlamsız bir mücadeleye girmek gerekiyor. Kendi label’ımı açıp akabinde tüm operasyonu ele aldım. Doğrusunu söylemek gerekirse bu da yorucu ancak kimse ile bu konuda bir mücadele yaşamıyorum.
Rap müzik sence neyi anlatmalı, neyi temsil etmeli?
Sabaha kadar konuşabiliriz bunu oldukça geniş bir konu. Herhangi bir sınırlama koymayı hiçbir zaman doğru bulmuyorum. Özünde kısıtlama getirmenin de doğru olmayacağı bir müzik tarzı aslına bakarsan rap. Bence samimi olmalı, anlattığı şeyin samimiyetine inandırmalı onun dışında her konuyu ele alabilir.
Kendimi bildim bileli boom bap dinlemeyi, üretmeyi seviyorum. Şu an farklı sound’lar revaçta ama ben öyle olduğu için müzik yapmanın peşinde olan bir insan asla olmadım hep içimden gelenleri yaptım bu zamana kadar. Yarın bugün belki rapten bile başka bir şey yapmak gelir içimden yine iç sesimi dinlerim ancak sevmediğim ya da doğal bulmadığım zaman asla üretemem.
Uzun zamandır Türkiye’de rap müziğin ‘altın dönemi’ gelecek gibi bir beklenti vardı. Güncel dinlenme rakamlarına baktığımızda bunun gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Bu popülerleşme kalite anlamında özünü koruyabildi mi sence? Geçmişten günümüze neler gelişti?
Günümüze baktığında rap müzik popüler oldu aslında. Evet çok dinleniyor ancak bildiğimiz pop ya da kulüp şarkısı niteliğinde çoğu. Artık her yerde rap çalıyor diyoruz doğru ama hangi rap? Gelişimden çok söz etmek mümkün mü bilmiyorum. Bana sorarsan gelişen tarafı -ki bu tüm türler için geçerli aslında- eskiden bir üretim yapıp bunu dijital platformlar üzerinden yayınlamak, geniş kitlelere duyurmak underground işler yapan sanatçılar için imkansıza yakın bir şeydi. Hayaldi açıkçası. Şu an ise bu mümkün. Diğer bir taraftan rap müzik dinleyicisiyle gelişen bir müzik aynı zamanda. Bu popülerleşme dinleyicide kültür, tarz, gelişim gibi köklerin bilinmemesiyle beraber ilerlediğinde maalesef yozlaşma da kaçınılmaz oluyor.
Dikey video paylaşım kültüründe özellikle tercih edilen beat ve loop‘lar oluyor biliyorsun. Akılda kalıcı, ritmik ya da mumble rap gibi kulakta daha rahat yer edebilen şarkıların üretiminde bir yükseliş var. Rap müziğin dönüşümünde sence bu mecraların payı var mı?
Evet o mecralarda tutan tek bir şarkı olduğunda bu sanatçının kariyerini, ürettiği müziği kısacası her şeyi etkiliyor artık. Daha önce hiç bu tarza ilgi dahi duymayıp şu an yükselişte olduğu için albüm yapıp tek şarkıyla benim tüm kariyerimdeki dinlenme sayımı geçen fenomenler var. Bunun yorumunu bence bırakalım dinleyiciler yapsın.
Metaverse sanal konserleri hakkında ne düşünüyorsun?
Teknoloji ilerliyor, dijital dönüşüm gerçekleşiyor ama NFT, Metaverse bana gerçekten çok anlamlı gelmiyor. Belki göremediğim bir boyutu vardır işin ama inan hiç anlamlı bulmuyorum. Sanki bir yerden sonra bu gerçeklikte sıkıntılı bir sıkışıklık oldu ve fantezi boyutunda arayışlar başladı. Bu arayışı büyük bir çılgınlık hali olarak nitelendiriyorum. Sanal bir düzlemde arsa almak, konser vermek, bilmiyorum gerçekten…
Pandemi dönemi yasakları, müzik kısıtlamaları derken bayağı zaman oldu sanırım. Son canlı performansın ne zaman nerede gerçekleşti? Sahneleri özledin mi?
Son canlı performansım 2019 Kasım’da Nayyah’ta Karıncalar ve Gürültüler albümünün lansman konseriydi. Mikrofon tutmayı, canlı performansı, sahneleri çok özledim. Yakın zamanda yine bir lansman düşünüyorum. Net tarih veremiyorum ama sevenlerimizle buluşmamız çok uzak değil.
Yeraltı hip-hop kültüründe her zaman sokakların özel bir yeri var. Sen nasıl bir mahallede büyüdün? Sokak kültürü müzikal anlamda seni nasıl etkiledi?
Ben çok yoksulluk, sefillik, ağır dram içeren bir sokak kültüründen gelmedim açıkçası. Öyle bir deneyimim yok. Sokağın bir eğitimi yok, yaşayan bir organizma gibi, şimdi bitti diyebileceğin bir şey değil. Sokak seni sürekli besler eğer istersen. İlk stüdyoya kayıt almaya giderken arkadaşlarla sokakta buluşurduk, merdiven önlerinde oturur akapella yapardık, müzik dinlerdik hep beraber. Ordu’da kayalıklar vardı gece kalabalık grup arkadaşlarla oraya giderdik. Geçmişe baktığımda, bu anları hatırladığımda söz yazarken etkileniyorum tabii ki. Sokak, yaşadığında, içinde olduğunda, anıları hatırlayıp gülümseyebildiğinde ya da hüzünlendiğinde güzel.
Son dönemlerde neler dinliyorsun?
Bu aralar çılgınlar gibi Fallout 4‘ün soundtrack’ini dinliyorum. Sürekli Fallout oynuyorum çünkü. İlk oyundan son oyuna kadar hepsinin dijital platformlarda playlist’leri var uzun zamandır başka bir şey dinlemedim.
Satır Arası
- İlk dinlediğimde beni bu iş için heyecanlandıran rap sanatçısı EMINEM’di.
- Sosyal medyayla aram iyi. En çok kullandığım mecra Twitter.
- En severek giydiğim kıyafetlerim kapüşonlularım.
- Günün en sevdiğim, en yaratıcı olduğumu hissettiğim saati gece yarısı.
- En rahat üretim yaptığım alan masa başında otururken.
Kapak Fotoğrafı: Instagram @ncmrt
İlginizi çekebilir: İlginizi çekebilir: Ayça Yenigün’den Jah Khalib
Yaptığı şarkılarda kendimi bulduğum,bana rap’i aşılayan mükemmel bir sanatçı🙏🏼🎹