Rönesans ışığının en güçlü aydınlandığı şehirlerinden birinin neden Floransa olduğunu anlamak için çok büyük araştırmalar yapmaya gerek yok aslında. Floransa’dan gelip gidenlere şöyle bir göz ucuyla baktığımızda, tanrının Floransa’ya özel bir hediye bahşettiğini görebiliriz. Floransa’da yetişen ve Rönesans’ın en parlak sanatçısı olan Michelangelo’yu yakından inceleyerek hem resim ve heykel sanatını hem de Floransa’nın sanat tarihinde ne denli önemli bir yere sahip olduğunu anlayabiliriz. Gelin Rönesans’ın en mükemmeliyetçi sanatçısı Michelangelo’nun hayatına yakından bakalım.

Fotoğraf Altyazısı | Fr. Barry Braum (unsplash.com)
Musa Hükmü Heykeli-Saint Pietro Kilisesi | Fotoğraf: Fr. Barry Braum (unsplash.com)

Ortaçağ karanlığının sanatla aydınlatıldığı Rönesans dönemi, sanatın ve sanatçının hiçbir baskıya maruz kalmadan eserlerini özgürce icra ettiği, Avrupa’nın adeta yeniden doğuşunu yaşadığı dönemdir. Antik Yunan sanatının ön planda olduğu Rönesans sanatında, sanat eserleri genellikle çıplak tasvir edilir. Bunun birçok nedeni vardır fakat yüzeysel olarak anlatmak gerekirse Rönesans sanatındaki çıplaklığın temel nedeni, hümanizm düşüncesinin yaygınlaşması ve hayatın her alanında insanın merkez alınmasıdır. İnsanı merkez alan Rönesans sanatı, insanın kusursuzluğunu göstermek için nü çalışmalarla sık sık karşımıza çıkar. Hümanizmin ve Rönesans’ın en önemli temsilcilerinden biri olan Michelangelo ise insan bedenini en iyi şekilde tasvir edebilmek adına anatomi çalışmalarında bulunur ve bedenin her hareketiyle oluşabilecek her kıvırma kusursuz şekilde hayat verir. 

Her çalışmasıyla bir önceki çalışmasını aşan sanatçı, henüz 13 yaşındayken Floransa’nın en kıymetli hocalarından eğitimler almaya başlar. Çok küçük yaşlardan hayatının sonuna kadar çalışan ve her çalışmasıyla adım adım zirveye çıkan Michelangelo, hayatta iken kıymeti bilinen, birçok kişinin saygınlığını kazanmış ve hatta kilise baskısına dahi boyun eğmemiş sanatçı olarak tarihe geçer.

Michelangelo Buonarotti Kimdir?

Sistine Şapeli için yaptığı freskler, Musa’nın Hükmü, Davud Heykeli… Her eseriyle her an herkesi hayrete düşüren Michelangelo, 6 Mart 1475 yılında Arezzo’da dünyaya gelir. İtalya’nın Toskana bölgesinde yer alan Arezzo, Floransa’ya komşu olan İtalya’nın sanatla yoğurulan en önemli Ortaçağ şehirlerinden biridir. Çocukluğunu Arezzo’da geçiren ve süt annesinde kalmaya başlayan Michelangelo, yeni ailesinin yanındayken sık sık teş ocaklarına gitme fırsatı bulur. Burada bol bol blog mermerler ve alet-edevatlar ile haşır neşir olarak kendini belki de ilk kez keşfeder… Çok sıkı bir eğitim hayatına başlayan sanatçı, her fırsatta resimler çizer, yeni çizim teknikleri dener ve başka sanatçıların eserlerini kendi üslubuna göre uyarlar. Michelangelo’nun bu denemeleri aile büyükleri tarafından tasvip edilmez, sanatla uğraşması onaylanmaz ve hatta bu çizim çalışmaları yüzünden şiddet gördüğü bile söylenir.

Fotoğraf Altyazısı | Calvin Craig (unsplash.com)
Sistine Şapeli Tavan Resimleri | Fotoğraf: Calvin Craig (unsplash.com)

Michelangelo’nun babası Lodovico, oğlunun bu tutkudan vazgeçmediğini görmesi üzerine onu desteklemeye karar verir. Eğer bu işi yapacaksa en iyi şekilde yapmalı düşüncesiyle dönemin en iyi ustalarından biri olan Domenico Ghirlandaio’nun yanına çırak olarak verir. Floransa’daki en ünlü atölyeye sahip olan Ghirlandaio’dan fresk ve heykel dersleri almaya başlar. Henüz 13 yaşındayken girdiği Ghirlandaio’nun atölyesinde hocasını dahi geçerek herkesin dikkatini çeker. Küçük yaşlardan itibaren özgün eserler ortaya koyan Michelangelo, yaptığı resimler, kabartmalar ve heykellerle dönemin önde gelen ailelerinin ve dini liderlerin dikkati çeker ve ardı arkası kesilmeyen siparişler almaya başlar.

Michelangelo ve Ghirlandaio

Ghirlandaio
Ghirlandaio | Fotoğraf: www.thecollector.com

Michelangelo’nun hayatı ve eserlerini mercek altına almadan evvel henüz 13 yaşında iken atölyesinde çıraklığa başladığı Ghirlandaio’yu tanıyarak başlayabiliriz. İtalyan Rönesans sanatçısı olan Ghirlandaio, hümanizmin en önemli temsilcilerindedir. Rönesans, kilisenin skolastik düşüncesinin reddedildiği, insan merkezli eserlerin özgürce hayata geçtiği bir dönem olarak tanımlanabilir. Ghirlandaio, insanı merkeze aldığı eserlerinden en kutsi değerleri resmederken dahi insan formu kullanır. Ghirlandaio eserlerinde ilahi gücü ve kutsallığı insanla bütünleştirdiği için oldukça dikkat çeker, eleştirilmesinin yanında bu yönde çok sayıda sipariş alır. 

Michelangelo, henüz 13 yaşındayken atölyesine girdiği Ghirlandaio ustadan resim ve fresk dışında hümanizmi de öğrenir. Yeteneği ile sivrilen ve yüzyıllar geçmesine rağmen eserleriyle herkesi büyüleyen Michelangelo, hümanizmin de en güçlü temsilcisi olarak karşımıza çıkar. Ghirlandaio’nun atölyesi, hiç şüphesiz 13 yaşındaki bir çocuk için sanat membaı olsa da yaptığı çalışmalarla hocasını dahi hayrete düşürür. Ghirlamdaio, Michelangelo’nun yaptığı bir çalışma karşısında kedisini daha geçtiğini söyler.

Ghirlandaio | Fotoğraf: michelangelobuonarrotietornato.com

Michelangelo’nun eserlerinde sıklıkla karşılaştığımız tanrısal ögelerin insan suretiyle tasvir edilmesi, hocası Ghirlandaio’dan aldığı üslup olarak kabul edilebilir. Hocasından öğrendiği ve kendi tarzıyla hayat verdiği eserler, tüm ihtişamı ve kural tanımazlığı ile günümüze kadar ulaşır.

Medici Ailesi ile İlişkiler

Medici
Medici | Fotoğraf: dreamstime.com

Floransa’nın en güçlü ailelerinden olan Medici ailesi, sanata ve sanatçıya verdikleri destekle Rönesans’ın gidişatını şekillendirir. O dönemde Muhteşem Lorenzo olarak anılan Medici ailesinin mirasçısı, sanattaki eksiklikleri görerek büyük bir akademi açmak ister. Donatello’nun öğrencisi olan Bertoldo, Lorenzo hizmetinde bulunur ve Medici Sarayı bahçesinde yer alan tüm sanat eserleri ona emanet edilir.

Bertodo’nun görevi elbetteki sadece Medici Saray’ı bahçesindeki eserlerin bakımını yapmak değildir. Lorenzo’nun kurma niyetinde olduğu sanat okulunun başına Bertoldo’yu koyma düşüncesi vardır. Bu yüzden dönemin en ünlü atölyesinin sahibi olan Domenice Ghirlandaio’ya giderek yetenekli birkaç öğrencisini ister. Ghirlandaio da Michelangelo ve Franncesco Granacci’yi Lorenzo’ya gönderir. 

Michelangelo’nun yeteneğini fark eden Lorenzo, Michelangelo’yu ailenin içine alır. 4 yıl boyunca Medici Sarayında yaşayan ve Medici ailesiyle aynı sofrayı paylaşan Micheangelo, burada istediği gibi özgürce çalışma imkanı bulur. Maddi bir sıkıntı çekmememin yanında Floransa’nın en güçlü ailesinin koruması altında yaşama fırsatını en iyi şekilde değerlendirir.

Davud Heykeli

David
David | Fotoğraf: Gray Line Florence

“Bloğun içinden Davut bana fısıldadı. Davut’a ait olmayan ne varsa blogtan söküp attım; Davut’a ulaşıncaya kadar…

Michelangelo’nun başka siparişler için Floransa’da olmadığı bir dönemde sanatçılar arasında büyük bir rekabete neden olan kocaman bir mermerin varlığı söz konusudur. Michelangelo’nun yakın çevresi, bu mermeri Michelangelo’nun alması için Floransa’ya gelmesi konusunda ısrarcı olurlar fakat Michelangelo gelmez. Mermer de bir sürü isimle anıldıktan sonra Simone da Fiesole adında bir sanatçıya verilir. Ancak bu sanatçı mermeri hiç de tahmin ettiği gibi değerlendiremez ve mermeri deforme ettikten sonra bir şey yapamayacağını anlayıp bir kenara bırakır. 

Michelangelo Floransa’ya döndükten sonra mermeri inceleyip almak ister. Mermerin işe yaramaz bir yük olarak gören görevliler, mermerden kurtulmak için Michelangelo’ya verir. Herkesten uzak kendini blog mermerden Davut’u kurtarmak için çalışmaya adar. Mitoloji ve efsanelerin en çok merak edilen konusu olan Goliath ve Davut’un savaşı, genellikle Davut’un zarefi ile tasvir edilir. Michelangelo, çalışmasında David ve Goliath savaşının hemen öncesini anlatır.  Halkını koruyan ve halkı için mücadele etmeye hazırlanan Davud’u elinde sapanı ile yapar.

Michelangelo’nun yakın arkadaşı ve dünya tarihinin ilk sanat tarihçisi olarak kabul edilen Vasari, terk edilmiş ve tamamen işe yaramaz olarak görülen mermer parçasını hayata döndürerek mucizeler yarattığını söyler.

Davud’u kimseye göstermeden tamamlayan Michelangelo, herkesin meraklı bakışları arasında 8 Eylül 1504 tarihinde Piazza della Signoria’da açılışı yapılır. Herkesin nefesini tuttuğu anlarda katılımcılardan biri, Davud’un burnunun yamuk olduğunu söyleyerek Michelangelo’ya düzeltmesi gerektiğini söyler. Hiç kimsenin eleştirisini kabul etmeyen Michelangelo, insanların hafızalarında Davud’un bu şekilde kalmaması için eline çekicini ve bir miktar da mermer tozu alarak burnu düzeltmiş gibi yapar. Müdahalede bulunan kişiye baktığı yeri değiştirip tekrar incelemesini ister. Bunun üzerine adam, artık düzgün olduğunu söyler. Michelangelo, kendini bilgili sanan ve üzerine vazife olmayan konular hakkında konuşan bu kişiye acıyarak bakar.

Davut, uğradığı saldırılar nedeniyle bugün Signoria Meydanı yerine Floransa Akademisinde sergilenmektedir. Signoria Meydanında ise Davut’un birebir kopyası sergilenmeye devam ediyor.

Kapak Fotoğrafı: Ademin Yaratılışı, Michelangelo

İlginizi çekebilir: Ülker Kaplan’dan Michelangelo Buonarroti