Komet'in Ardından: Düşler Dünyasının Gizli Ressamına Dair
Ferit Edgü, 25 Eylül’de kaybettiğimiz Komet’i “Kendisi değil elleri düş gören” ressam olarak tanımlıyor. Düşler dünyasının gizli ressamı. Paris’e gittiği yıllardan başlayarak, İstanbul’da karar verdiği resim tarzından ödün vermeden, kendi kuram ve kurallarıyla durmaksızın üretmiş Komet. Bu kadar düşselliğin yanı sıra bir o kadar da gerçekliğin içinde…
“Benim resmim düşseldir çünkü dünyaya bakışım da öyle.”
Komet, asıl adıyla Gürkan Coşkun, altmışlarından günümüze köklenen sanat hayatında resmini; “Benim resmim düşseldir çünkü dünyaya bakışım da öyle.” olarak tanımlıyor. Yarattığı özgün yapıtlarla kendi dünyasının düşlerini kendi tasarlıyor.
1973’ten 1981’e Yeni-Romantik, Yeni-Dışavurumcu ve Post-Modernist anlatımların egemen olduğu resimler yapıp, bu tarihten sonraysa bütünüyle bağımsız bir anlatıma ulaşıyor. Türkiye’de ve yurt dışında toplam 60 sergi açmış bir sanatçı.
Geçen yıl Dirimart’ta açtığı ve adını ‘Resim Sergisi’ olarak verdiği son sergisine neden bu ismi koyduğu sorusuna, “Sergi resim sergisi olduğu için, resim sergisi dedik. Karpuz sergisi olmadığı için resim sergisi dedik. Kısaca hikâye bu. Sergiyi gördüğünüzde resim sergisi olduğunu da görürsünüz” diye muzip bir şekilde cevaplamıştı. Muzip ve sözünü esirgemez kişiliği aslında onu diğerlerinden ayıran kalıplara sığmayan aynı zamanda da sanat anlayışıyla da bir bütün halinde.
Komet, daha ergenlik yaşlarında izlediği filmlerde, okuduğu dergilerde ve romanlardaki gibi romantik bohem serseri, 19. ve 20. yüzyıl ressamı olmayı düşlemiş. Nitekim öyle de oldu. Komet özgür bir ressam. Sanat tarihine göre resim yapmamakla beraber kendi düşlerindeki gerçeklikle bizi buluşturuyor.
Hayal ile gerçeği harmanladığı, kendine özgü figür resimleriyle tanınan sanatçı ‘Kuyrukluyıldız’ anlamına da gelen ‘Komet’ ismiyle tanınır. Mehmet Güleryüz’ün ‘Güldüğüme Bakma’ adlı nehir söyleşisinde belirttiğine göre, bu ismi ‘Bill Haley & His Comets’ grubundan esinlenerek almış.
İstanbul – Paris arasında geçen 50 yılı aşkın sürede aldığı eğitimler, okuduğu kitaplar, yazdığı şiirler ve yaptığı resimlerde bir kültür barındıran sanatçı, yaşamı boyunca, hayatı algıladığı gibi hep yeniden bakarak aykırı, ironik bir düş ressamı.
Komet’in “İsimsiz,1992” başlıklı resmini anlamak, onun sanat bakışını anlamakla başlar. “İdik-midik” şiiri de belki bize yol gösterir.
İdik-midik – 3
Zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştım
Zamanı anlayamamıştım
60’lar geçmiş, 70’ler geçmiş, 80’ler geçmiş, 90’lar geçmiş
Yüz yıl geçmiş anlayamamıştım
Seni anlayamamıştım
çünkü sadece kendimi anlıyordum (anlamıştım)
Bir proleter nasıl kübik olabilir,
Bir burjuva hiç sürrealist olabilir mi?
Bir Türk köylüsü nasıl olup da pop art yapabilecek
Anlayamamıştım.
(…)
Max Ernst ve Komet resimleri arasındaki benzerlik. 1920’lerden başlayarak, yaşamı boyunca 1976 yılına kadar Ernst resimlerinde gelişen ve sürrealist tarzını belirleyen, bir dönem de yaptığı resimlerde Komet’i oldukça etkilediği görülüyor.
Komet’in yaşamı boyunca kurduğu düşlerle kurguladığı resimler arasında yalnızlığı, kendisi tarafından seçilmiş tekliğini belirler nitelikte. Komet bizim anlatamadığımız birçok şeyi kendi diliyle ‘kometçe’ çok güzel yansıttı.
Bence Komet’ten öğreneceklerimiz bitmedi…
İlk yorumu siz yazın!